Basında Feridun Düzağaç
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
Bugün Türkçe'de, iyi yapılan her iş için «sanat» kelimesi kullanılmaktadır. Türkçe'deki «sanat» kelimesi, kapsamı bakımından, pek çok oluş ve nesnelere ilişkin durumu içine almaktadır. Bugün, hiç şüphe duymaksızın en yaygın biçimde kullandığımız «sanat» kelimesi, etimolojik bakımından Osmanlıca'ya dayanmaktadır. Osmanlıca'nın kelime kaynakları olan Arapça ve Farsça'da, sanat kavramını ifade etmek için kullanılan durumu oldukça farklıdır.
Sanat kelimesi Arapça'da amel, iş yapma anlamlarını veren «san'a» kökünden gelmektedir ve yapılan iş, alet yardımıyla, belirli bir el becerisiyle sürdürülen marangozluk, duvarcılık gibi meslek dallarını kapsamaktadır. Görüldüğü gibi bu kelime Arapça'da, insanın akıl ve zekâsını kullanarak yaptığı işleri anlatır. Bugünkü Türkçe'de kullandığımız «sanat» kelimesi, Osmanlıca'da bir değişiklik geçirmiş, yeni kazandığı anlam ve muhtevayla birlikte benimsenmiştir.
Bir an için, karmaşık yapısını, ilgili olduğu pek çok kavramı bir yana bırakıp, sanatı " insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araç " olarak kabul edebiliriz. Bugün Türkçe'de iyi yapılan her iş için "sanat" kelimesinden yararlanıp; "askerlik sanatı", "güzel konuşma sanatı" gibi kalıpları tekrarlar dururuz. O halde, yapılan bir iş veya hareketin, güzel, gelişmiş ve etkileyici bir biçimde görünmesi, onu bir sanat olarak tanımlamamıza sebep olmaktadır. Bu, şu demektir; insan yaptığı işi yüceltebildikçe, ona bir parıltı katabildikçe, sanat olgusuna biraz yaklaşabilmiş sayılır. Yani sanatın ayırıcı özelliklerinden biri, onun günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olmasıdır. Sanatı bazen, şöyle de tarif ederler: "İnsan aklının eşya üzerindeki pırıltısı" . Bu, yüzlerce tariften yalnızca bir tanesidir.
Sanat: Eğitim gerekir ve işe yatkın olmakta şarttır. Ama bu ikisi yeterli değildir. Birde kişinin doğuştan gelen özelliğinin yeteneğinin olması gerekir. Herkes resim çizer, ama herkes bir ressam gibi resim çizemez. Herkes bir şeyler yazabilir, ama herkes tarafından okunan değer verilen şeyler yazabilmek, bugün yazdığı bir kitabın yıllar sonra okunabilmesi ise ayrı bir olaydır. Herkes şarkı türkü söyler, ama dinlenebilir şarkıcı, türkücü olmak kolay değildir. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ve bunlar çalışarak, uğraşarak kazanılacak meziyetler değildir.
Bu işi tanımlayanlar daha ilk kalemde eğitim gereklidir demişler ama dizi oyuncusu olmasını pek bir savunduğunuz FD ben kendim oyunculuk işini çözerim diyor. Buna ne diyeceksiniz merak ediyorum doğrusu?
Sanat kelimesi Arapça'da amel, iş yapma anlamlarını veren «san'a» kökünden gelmektedir ve yapılan iş, alet yardımıyla, belirli bir el becerisiyle sürdürülen marangozluk, duvarcılık gibi meslek dallarını kapsamaktadır. Görüldüğü gibi bu kelime Arapça'da, insanın akıl ve zekâsını kullanarak yaptığı işleri anlatır. Bugünkü Türkçe'de kullandığımız «sanat» kelimesi, Osmanlıca'da bir değişiklik geçirmiş, yeni kazandığı anlam ve muhtevayla birlikte benimsenmiştir.
Bir an için, karmaşık yapısını, ilgili olduğu pek çok kavramı bir yana bırakıp, sanatı " insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araç " olarak kabul edebiliriz. Bugün Türkçe'de iyi yapılan her iş için "sanat" kelimesinden yararlanıp; "askerlik sanatı", "güzel konuşma sanatı" gibi kalıpları tekrarlar dururuz. O halde, yapılan bir iş veya hareketin, güzel, gelişmiş ve etkileyici bir biçimde görünmesi, onu bir sanat olarak tanımlamamıza sebep olmaktadır. Bu, şu demektir; insan yaptığı işi yüceltebildikçe, ona bir parıltı katabildikçe, sanat olgusuna biraz yaklaşabilmiş sayılır. Yani sanatın ayırıcı özelliklerinden biri, onun günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olmasıdır. Sanatı bazen, şöyle de tarif ederler: "İnsan aklının eşya üzerindeki pırıltısı" . Bu, yüzlerce tariften yalnızca bir tanesidir.
Sanat: Eğitim gerekir ve işe yatkın olmakta şarttır. Ama bu ikisi yeterli değildir. Birde kişinin doğuştan gelen özelliğinin yeteneğinin olması gerekir. Herkes resim çizer, ama herkes bir ressam gibi resim çizemez. Herkes bir şeyler yazabilir, ama herkes tarafından okunan değer verilen şeyler yazabilmek, bugün yazdığı bir kitabın yıllar sonra okunabilmesi ise ayrı bir olaydır. Herkes şarkı türkü söyler, ama dinlenebilir şarkıcı, türkücü olmak kolay değildir. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ve bunlar çalışarak, uğraşarak kazanılacak meziyetler değildir.
Bu işi tanımlayanlar daha ilk kalemde eğitim gereklidir demişler ama dizi oyuncusu olmasını pek bir savunduğunuz FD ben kendim oyunculuk işini çözerim diyor. Buna ne diyeceksiniz merak ediyorum doğrusu?
Je est un autre
-
- Admin
- Mesajlar: 2187
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 29, 2004 22:30
- İsim: Sinan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
dss (myy) den ..
rüzgar bir hüznü oynatır yerinden
ve sevgiyle ağlarım düne
ve birikir içimde bir acı
şehir ve sen ..
...
diziyle başlamadı. kaygılar vardı uzun zamandır. alışık olmadığımız, hoşumuza gitmeyen bir değişimdi. büyü bozuluyordu. dizi patlama noktası oldu birçok kişi için. elbette kişisel kararlardır, ama binlerceyi bırakın bir kişinin bile yüreğinde bir yere gelmişseniz o kişiye karşı biraz dikkatli davranırsınız.
şarkıcıdan oyuncu olmaz fikrine pek katılmıyorum. ama fd son birkaç yılki değişimin son noktası -bizi ürküten- popüler kaygı içeren dizi furyasına attı kendini. belki düşündü, belki düşünmedi ama birçok insanı çok yaraları bu karar.
fd kendisinin "herkes" olmadığını biliyor sanırdık.
eski dss gibi eski fd her zaman yüreğimin güzel yerlerinde olacak. ama yeni, (tabiri caizse) piyasa fd bizim tutkunu olduğumuz fd değil.
rüzgar bir hüznü oynatır yerinden
ve sevgiyle ağlarım düne
ve birikir içimde bir acı
şehir ve sen ..
...
diziyle başlamadı. kaygılar vardı uzun zamandır. alışık olmadığımız, hoşumuza gitmeyen bir değişimdi. büyü bozuluyordu. dizi patlama noktası oldu birçok kişi için. elbette kişisel kararlardır, ama binlerceyi bırakın bir kişinin bile yüreğinde bir yere gelmişseniz o kişiye karşı biraz dikkatli davranırsınız.
şarkıcıdan oyuncu olmaz fikrine pek katılmıyorum. ama fd son birkaç yılki değişimin son noktası -bizi ürküten- popüler kaygı içeren dizi furyasına attı kendini. belki düşündü, belki düşünmedi ama birçok insanı çok yaraları bu karar.
fd kendisinin "herkes" olmadığını biliyor sanırdık.
eski dss gibi eski fd her zaman yüreğimin güzel yerlerinde olacak. ama yeni, (tabiri caizse) piyasa fd bizim tutkunu olduğumuz fd değil.
~
ansızın gelecek gibisin..
ansızın gelecek gibisin..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 274
- Kayıt: Pazar, Temmuz 30, 2006 09:26
- İsim: Selçuk
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
bütün yazılanlar iyi hoşta bir de şu açıdan bakabilirmiyiz ? yani ben basit yollu bir empati yaptım bilmiyorum ama işin maddi yönlerini düşündüm... feridun düzağaç'ın maddi durumunu da pek bilmem ama ; feridun düzağaç 40 yaşına gelmiş ve 10-12 yaşlarında -tam olarak bilmiyorum- dünyalar tatlısı bir kızı var... artık kendinden çok kızını düşünen , düşünmesi gereken bir insan, hayatına yön verirken kızının geleceğini de düşünüyor olabilir mi ? yani biz diyoruz sadece bize şarkılar söylesin , oraya-buraya her yere çıkmasın , sadece bizim istediğimiz programlara çıksın , balans'ta çıkıyor durmadan, balans'ın ortamı güzel değil bir daha orada konser vermesin...
nacizane bir empatiydi sadece paylaşmak istedim...
nacizane bir empatiydi sadece paylaşmak istedim...
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
Evet Selçuk haklısın. Bunu ben de düşündüm. Bu konuda ona hak veriyorum. Ama sebebi ne olursa olsun bu yapılana katılamıyorum. FD yi bu yolda desteklemek isterdim ama bu benim anlayışıma aykırı. Bu sebeple başarılı olmasını istiyorum ama onu eskisi gibi inançla dinlediğim sanatçıların yanına koyamam.
Sinan da şarkıcıdan oyuncu olur demiş. Tabii ki olur. Gerekli eğitimi alırsa ve yeterli derecede yeteneği varsa neden olmasın. Ben kesinlikle olamaz demiyorum. Bir insan aynı anda şarkıcı, oyuncu, ressam olabilir. Ama gerçekten yeteneği ve eğitimi varsa. Doğuştan yeteneği olabilir insanın ama eğitimini almadığı bir dalda yeteneğini geliştiremez. Doğuştan piyano çalmaya yetenekli bir insan düşünün. Siz ona piyano eğitimi vermez işin mekaniğini öğretmezseniz, piyanonun başına oturduğu anda çalabilecek midir piyanoyu. Doğuştan yetenek sanat için elbette geçerlidir ve hangi sanat dalı olursa olsun oturup eğitimi alınmalıdır. Oyunculukta buna dahil.
Birçok arkadaşımız FD'nin dizide ve önceki oyunculuk denemelerinde kendisi gibi olduğunu ve gerçek hayatındaki gibi davrandığını belirtmiş. E işte hatanın en büyüğü de bu zaten. Oyuncu oynadığı karakteri yansıtmalıdır, kendini değil. Oyuncu oyuna başladığı anda kendisi olmaktan çıkar, çıkmalıdır. Aksi halde o oyunculuk olmaz. Yoksa tabii ki şarkıcıdan oyuncu olur neden olmasın.
Sinan da şarkıcıdan oyuncu olur demiş. Tabii ki olur. Gerekli eğitimi alırsa ve yeterli derecede yeteneği varsa neden olmasın. Ben kesinlikle olamaz demiyorum. Bir insan aynı anda şarkıcı, oyuncu, ressam olabilir. Ama gerçekten yeteneği ve eğitimi varsa. Doğuştan yeteneği olabilir insanın ama eğitimini almadığı bir dalda yeteneğini geliştiremez. Doğuştan piyano çalmaya yetenekli bir insan düşünün. Siz ona piyano eğitimi vermez işin mekaniğini öğretmezseniz, piyanonun başına oturduğu anda çalabilecek midir piyanoyu. Doğuştan yetenek sanat için elbette geçerlidir ve hangi sanat dalı olursa olsun oturup eğitimi alınmalıdır. Oyunculukta buna dahil.
Birçok arkadaşımız FD'nin dizide ve önceki oyunculuk denemelerinde kendisi gibi olduğunu ve gerçek hayatındaki gibi davrandığını belirtmiş. E işte hatanın en büyüğü de bu zaten. Oyuncu oynadığı karakteri yansıtmalıdır, kendini değil. Oyuncu oyuna başladığı anda kendisi olmaktan çıkar, çıkmalıdır. Aksi halde o oyunculuk olmaz. Yoksa tabii ki şarkıcıdan oyuncu olur neden olmasın.
Je est un autre
-
- Takımdan
- Mesajlar: 782
- Kayıt: Cuma, Haziran 30, 2006 21:07
- İsim: yaprak
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
o benim yanlızlığımın sesiydi.. o güldüren değil ağlatandı her zaman.. söyleyemediklerimi söyleyen.. şimdi başka dilde konuşuyor..
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 19
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 14, 2005 19:10
- İsim: semih
- Konum: Erzincan
Re: Basında Feridun Düzağaç
baykuş arkadaşım son derece haklısın yaptığın basit bir empati ama aslında sorunun çözümünün ta kendisi gerçi ortada bi sorun da yok. ben bu olayı daha önce yaptığı spor yazarlığıyla bağdaştırıyorum o işte ilk zamanlar nasıl değişik görünüyorsa bu dizi işi de öyle . köşe yazarlığı yaparak bu işin nasıl farklı yapılabileceğinin örneklerini verdi inanılmaz yazılar çıktı ortaya spor üzerine takımdaşlık üzerine şimdi de bir dizide oynuyor feridun düzağaç tıpkı daha önce yaptığı farklı işler gibi ve ben inanıyorum ki yine bu işin suyu çıkartılmadan nasıl iyi yapılır bunun örneklerini verecek bize.
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
Bu değiniz kısmen haklı olabilir. Tabii ki FD farklı ve enteresan kişiliğiyle içine girdiği platformlara yeni açılımlar getirebilir. Kaldı ki onun spor yazarlığı diğerleri gibi yüzde yüz futbol bilgisine dayanmıyordu. İçinden geldiği gibi yazıyordu ve çok da keyifliydi her ne kadar Beşiktaşlı olmasam da
Ama oyunculuk dediğiniz bir sanattır. Spor yazısı yazmakla aynı şey değildir. Keyfi birşey hiç değildir. Çok ciddi eğitim, sorumluluk ve disiplin gerektirir. Kızı için bunları yapıyor olabilir görüşüne daha önce de belirttiğim gibi katılıyorum. Ama eğitim şart şart şart. FD bunu da yapar diyenler ne kadar yanılgı içinde olduklarını bilsinler. Evet yapabilir, oynayabilir, belli bir çaba gösterebilir. Ama bir oyuncu olamaz. Onun gerçek bir oyuncu olmasını elbette isterim. Ona da bu işin eğitimini alıp gerçek bir oyuncu olmak yakışır. Ve inanıyorum ki tipi itibarıyla kötü adam rolünü çok iyi oynayacak, bu role yakışacaktır. Sakallı, kocaman güneş gözlükleriye bir düşünün. Gizemli bir katil ve aynı zamanda ilginç bir şekilde karizmatik. Tıpkı Leon gibi. Ama ben hallederim bu oyunculuğu, eğitime gerek yok demesi midemi bulandırıyor.
Ama oyunculuk dediğiniz bir sanattır. Spor yazısı yazmakla aynı şey değildir. Keyfi birşey hiç değildir. Çok ciddi eğitim, sorumluluk ve disiplin gerektirir. Kızı için bunları yapıyor olabilir görüşüne daha önce de belirttiğim gibi katılıyorum. Ama eğitim şart şart şart. FD bunu da yapar diyenler ne kadar yanılgı içinde olduklarını bilsinler. Evet yapabilir, oynayabilir, belli bir çaba gösterebilir. Ama bir oyuncu olamaz. Onun gerçek bir oyuncu olmasını elbette isterim. Ona da bu işin eğitimini alıp gerçek bir oyuncu olmak yakışır. Ve inanıyorum ki tipi itibarıyla kötü adam rolünü çok iyi oynayacak, bu role yakışacaktır. Sakallı, kocaman güneş gözlükleriye bir düşünün. Gizemli bir katil ve aynı zamanda ilginç bir şekilde karizmatik. Tıpkı Leon gibi. Ama ben hallederim bu oyunculuğu, eğitime gerek yok demesi midemi bulandırıyor.
Je est un autre
-
- Takımdan
- Mesajlar: 274
- Kayıt: Pazar, Temmuz 30, 2006 09:26
- İsim: Selçuk
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
peki serkan abi yeşilçam'da oynayan bütün efsane oyuncular hepsi oyunculuk eğitimi alıp mı oyuncu oldular ? bir insan on parmağında on marifet düşün bu insan neden bunun getirilerini düşünmeyip tek bir yöne odaklansın... bakınız murat yılmazyıldırım'da katıldığı bir programda kendi resim sergisini açmayı düşündüğünü söylemişti... şimdi oyunculuk ayrı, resim yapmak ayrı diyeceksiniz,ikisi de ayrı ayrı yetenek isteyen işler ve feridun düzağaç'ın oyunculuğa yeteneği olduğunu ben deli klibinden sonra anlamış ve benimsemiş oldum... yanlış anlama serkan abi ben seni anlıyorum yani anladığımı düşünüyorum... bunca çaba-tartışma bile hepimizin yine de ortak noktasının feridun düzağaç sevgisi olduğunu gösterir... sen ne kadar inkar etsen de , sildim desen de biliyorum ben abi o senin yüreğinin yine en baş köşesinde... yani böyle tahmin ediyorum...
-
- Üye
- Mesajlar: 128
- Kayıt: Salı, Ocak 10, 2006 21:52
- İsim: rüya
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
Evet eğitim diyoruz ama bildiğim kadarıyla müzikte de ciddi anlamda bir eğitim almamış ,yanlış biliyorsan şimdiden özür dilerim...
yani işletme okuyup arkadaşlarıyla grup kurmuş ve kendini yetiştirmiş vs.
yani konservatuar mezunu değil ama müzikte biz onu baştaçı ettik ...
Keşke olmasaydı ama artık üzülmek için çok geç...
tek derdim dizinin suyu çıkmadan ,Feridun ve bizler daha büyük yaralar almadan bitmesi ...Bunda da vardır bir hayır deyip ,zamana bırakıyorum...
yani işletme okuyup arkadaşlarıyla grup kurmuş ve kendini yetiştirmiş vs.
yani konservatuar mezunu değil ama müzikte biz onu baştaçı ettik ...
Keşke olmasaydı ama artık üzülmek için çok geç...
tek derdim dizinin suyu çıkmadan ,Feridun ve bizler daha büyük yaralar almadan bitmesi ...Bunda da vardır bir hayır deyip ,zamana bırakıyorum...
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 15
- Kayıt: Salı, Haziran 17, 2008 18:44
- İsim: gizem
- Konum: İzmir
Re: Basında Feridun Düzağaç
Zuhal Olcay... tiyatro sanatçısı ve oyuncu olmakla birlikte bir müzikal filmde oynadıktan sonra şarkıcılığa da başladı.. Üstelik profesyonel anlamda bir eğitim almadığı halde birçok albüm çıkardı ve müzik alanında da kendisine "sanatçı" dedirtmeyi başardı..
Bakalım bu biyografi tanıdık gelecek mi size ?
İlk kez Mersin'de bir grubun solisti olarak insanların karşısında şarkı söylemeye başladı. 1988’de Adana'da üniversitede (Çukurova Üniversitesi) okuduğu dört arkadaşıyla kendi müziklerini üretmek ve kendi şarkılarını yazmak için kurdukları TINI grubuyla şarkı yazmanın kutsal yükünü keşfetti. İlk bestesi Özdemir Asaf'ın Lavinia'sı, özel radyoların ilk günlerinde Ferdi Tayfur'un "Emmoğlu"sunun ardından bir ulusal radyoda en çok istek alan ikinci şarkı oldu. 1990 yılında yine aynı üniversitedeki 13 amatör şair arkadaşıyla 'İlk Rüzgar adını verdikleri antolojik formatlı şiir kitabında yazdıklarını yayınladı ve fırsatını bulup, iki yıl uzattıktan sonra 1992 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İşletme bölümünden mezun oldu. 5 yıllık paylaşımının anısına kaydettikleri TINI demosu 1994 Kasımında "Öğrenci İndirimi" adıyla Ada Müzik'ten yayınladı.
Şarkılarını dinlerken kendimizden geçtiğimiz bu adam müzik alanında profesyonel anlamda hiçbir eğitim almamış.. Herşeye amatörce başlamış ve kendini geliştirmiş.. Hepsi bu.. İşte tam olarak anlatmak istediğim de bu... FD müzikte kalitesini ispatlamış bir "s-a-n-a-t-ç-ı"
Sırada oyunculuk yok tabiki.. Hatta FD'nin oyunculuğa başlamasına da hiç ama HİÇ gerek yoktu.. Belki de hayatı boyunca yaptığı en büyük hata olucak.. ama ben onun destekçisiyim yine de.. Çünkü benim hayallerimdeki FD'nin hayatına katı kurallar koymadım ben.. Aramızdaki tek fark sen bu oyunculuk işinden sonra FD'yi hayatından çıkardın. Ben zaten saygı duyuyorum sana ama oyunculuk için söyleyeceğim şu var,belki fikrini değiştirir..
FD müziği kendi başına halletmiş. Bunu da kendi başına halletmemesi için sanırım önünde çok da büyük engeller yok
Bakalım bu biyografi tanıdık gelecek mi size ?
İlk kez Mersin'de bir grubun solisti olarak insanların karşısında şarkı söylemeye başladı. 1988’de Adana'da üniversitede (Çukurova Üniversitesi) okuduğu dört arkadaşıyla kendi müziklerini üretmek ve kendi şarkılarını yazmak için kurdukları TINI grubuyla şarkı yazmanın kutsal yükünü keşfetti. İlk bestesi Özdemir Asaf'ın Lavinia'sı, özel radyoların ilk günlerinde Ferdi Tayfur'un "Emmoğlu"sunun ardından bir ulusal radyoda en çok istek alan ikinci şarkı oldu. 1990 yılında yine aynı üniversitedeki 13 amatör şair arkadaşıyla 'İlk Rüzgar adını verdikleri antolojik formatlı şiir kitabında yazdıklarını yayınladı ve fırsatını bulup, iki yıl uzattıktan sonra 1992 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İşletme bölümünden mezun oldu. 5 yıllık paylaşımının anısına kaydettikleri TINI demosu 1994 Kasımında "Öğrenci İndirimi" adıyla Ada Müzik'ten yayınladı.
Şarkılarını dinlerken kendimizden geçtiğimiz bu adam müzik alanında profesyonel anlamda hiçbir eğitim almamış.. Herşeye amatörce başlamış ve kendini geliştirmiş.. Hepsi bu.. İşte tam olarak anlatmak istediğim de bu... FD müzikte kalitesini ispatlamış bir "s-a-n-a-t-ç-ı"
Sırada oyunculuk yok tabiki.. Hatta FD'nin oyunculuğa başlamasına da hiç ama HİÇ gerek yoktu.. Belki de hayatı boyunca yaptığı en büyük hata olucak.. ama ben onun destekçisiyim yine de.. Çünkü benim hayallerimdeki FD'nin hayatına katı kurallar koymadım ben.. Aramızdaki tek fark sen bu oyunculuk işinden sonra FD'yi hayatından çıkardın. Ben zaten saygı duyuyorum sana ama oyunculuk için söyleyeceğim şu var,belki fikrini değiştirir..
FD müziği kendi başına halletmiş. Bunu da kendi başına halletmemesi için sanırım önünde çok da büyük engeller yok
-
- Üye
- Mesajlar: 51
- Kayıt: Çarşamba, Aralık 13, 2006 00:10
- İsim: Emre
- Konum: Bursa
Re: Basında Feridun Düzağaç
Kesinlikle katılıyorum. Bu zamana kadar benim ve buradaki herkesin duygularına anlamlar katmış bir kişilik Feridun Düzağaç. Bir de şu tarafı var olayın bence: senelerden beri sevincimizi onun şarkılarını dinleyerek onu yüreğimizde hissederek yaşadık. Aynı şekilde kederimizi, üzüntümüzü de onun o müthiş şarkılarıyla yenmeye, alt etmeye çalıştık. yani her anımızda, yöneldiğimiz her adımda bize o ve şarkıları destek verdi (dolaylı yönden olsa da). Şimdi de sıra bizde diye düşünüyorum. Şu an üstad müziğin yanında farklı bir platformda yer almakta ve o bize senelerdir hayatımızın her anında nasıl destek olduysa aynısını bizim de yapmamız gerekli diye düşünmekteyim. Onu bu yolda yalnız bırakmak ona karşı bir haksızlık olur bence. Hele hele hayattan çıkartmak olayı çok ağır olur. Hem onu yok sayıp da ne yapacağız. Başka adam gibi adam mı var doğru düzgün Allah aşkına. FERİDUN ABİ'ye HEP DESTEK TAM DESTEK çünkü o bunu fazlasıyla hakediyor.
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
FD nin s-a-n-a-t-ç-ı olduğunu neden vurgulama gereği gördünüz anlayamadım. Ona şüphe yok zaten. Yazılarımdan FD sanatçı değildir anlamını mı çıkardınız? Her neyse Zuhal Olcay büyük bir oyuncudur. Ve müzikle alakası olmadığı halde albüm yapmıştır deyişiniz kesinlikle hatalıdır. Zuhal Olcay tiyatro eğitimi alırken müzikal eğitimi de almıştır ki, sesi olan tiyatrocular şan eğitimine benzer bir eğitim alarak müzikallerde oynarlar. Evita müzikalinde ilk defa şarkı söylemiştir oyunculuk gereği. Sonra, Dünden Sonra Yarından Önce filminde bu yeteneği ile birleştirerek aynı adlı şarkıyı söylemiştir. Sonra da bu konuda ki yeteneği ve eğitimi yeterli olduğu için şarkıcılığa başlamıştır ki iyi ki de başlamıştır. Sandığınız gibi şarkıcılık konusunda temelsiz değildir Zuhal Olcay. Araştırmalarınız detaylarda boğluyor ama yine de FD ye desteğinizi esirgemeyin. Yeni nesil dinleyicilere ihtiyacı var onun. Bana bakmayın bugün böyle söylerim akşam başka türlü davranırım. FD gibi bir sanatçıyı terk etmek kolay değildir.
Örneğin dün akşam bardayım. Üçüncü duble votkadayken canlı müzik başladı. Yer Antalya-Kaş. Andifli Bar. İki haftadır buradayım. Neyse ilerleyen dakikalarda bulanmış zihnime rağmen canlı müziğe takılıyorum. Popüler rock parçaları çalıyorlar. Ve birden ne fark ettim biliyor musunuz? Her parça bitiminde FD den bir parça çalarlar mı acaba diye beklediğimi... Ama çalmadılar. Kalktım sahneye doğru ilerledim. Harikasınız, tebrikler falan derken, FD den bir parça rica ettim. Ne çalalım deyince, fark etmez dedim. Gittim yerime oturdum. Bardakta kalan votkayı diktim kafama. Dördüncü dubledeyken, Adamlar parçaya girdi. Alev Alev yanıyorum, buzlarım çözülüyor aşkaaaaaaaaaa..... Tabii ben dağıldım. Arkadaşlar gözlerimden süzülen yaşlara bir anlam veremezken hafif sarhoşluğun getirdiği kontrolsüzlükle darmadağın vaziyette terk ettim orayı. Neden bir FD parçası istedim ki? Neden? Deniz fenerine gidip denize vuran ay'ı seyrettim saatlerce. Gardım düşüyor tutamıyorum...
Örneğin dün akşam bardayım. Üçüncü duble votkadayken canlı müzik başladı. Yer Antalya-Kaş. Andifli Bar. İki haftadır buradayım. Neyse ilerleyen dakikalarda bulanmış zihnime rağmen canlı müziğe takılıyorum. Popüler rock parçaları çalıyorlar. Ve birden ne fark ettim biliyor musunuz? Her parça bitiminde FD den bir parça çalarlar mı acaba diye beklediğimi... Ama çalmadılar. Kalktım sahneye doğru ilerledim. Harikasınız, tebrikler falan derken, FD den bir parça rica ettim. Ne çalalım deyince, fark etmez dedim. Gittim yerime oturdum. Bardakta kalan votkayı diktim kafama. Dördüncü dubledeyken, Adamlar parçaya girdi. Alev Alev yanıyorum, buzlarım çözülüyor aşkaaaaaaaaaa..... Tabii ben dağıldım. Arkadaşlar gözlerimden süzülen yaşlara bir anlam veremezken hafif sarhoşluğun getirdiği kontrolsüzlükle darmadağın vaziyette terk ettim orayı. Neden bir FD parçası istedim ki? Neden? Deniz fenerine gidip denize vuran ay'ı seyrettim saatlerce. Gardım düşüyor tutamıyorum...
Je est un autre
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
Arkadaşlar ben şarkıcı olmak için eğitim şart demiyorum ki neden FD nin eğitim almadan şarkıcı olduğunu vurguluyorsunuz. Sesiniz varsa şarkıcı olursunuz. Bu işi iyi yapıyor ve farklılaştırabiliyorsanız sanatçı da olursunuz. Ama oyunculuk farklı bir mecra. Bu konuda ne kadar bilgi sahibisiniz bilemiyorum. Sesim olsa ben de şarkıcı olabilirim. Ama oyuncu olmaya gelince duralım orada. Oyuncu olunmaz mı olunur elbet. Kim bilir FD de bunu başarır belki. Ama ben isterdim ki FD; bu konuda dersler alacağım, ya da alıyorum. Kendimi zamanla aldığım eğitimlerle geliştirip daha sağlam bir şeyler yapacağıma inanıyorum, desin. Ama FD kendini kaldırıp attı dizi oyunculuğuna. Neden ama? Bir çok geçerli sebebi olabilir. Bir çok insan daldan dala da konabilir. Onlar yapsınlar ama FD yapmasın. FD den böyle sözler duymak onun duyarlılığına yakışmadı. Yok yakışır abimize ona her yol serbest diyorsanız bu noktadan sonra tartışmamızın anlamı yok. Ben ona yakışmadığı için tüm tartışmaların içine girdim. FD duyarlı bir sanatçıdır. Bu konudaki hatasını anlayıp kendine çeki düzen verecektir. Hatta, kendi başıma hallederim sözlerini söylerken, böyle yapanlara taş atmak için söylemiş olduğunu düşünebilecek kadar iyi niyetli düşündüm. Bekleyeceğim. Onun ağzından daha sağlam ve gerçekçi şeyler duyana kadar, ona yakışanı yapana kadar. Bu arada biraz daha objektif bakacak olursanız, FD gerçekten iyi bir oyuncu değil. Bu konuyu kasıtlı olarak açmıyorum. Daha dikkatli bakın. Çok yeteneksiz duruyor ve batıyor göze oyunculuğu. Umarım iyi olur herkes için tabii özellikle FD için. Benim için çok geç, umarım sizleri kaybetmez.
Je est un autre
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 15
- Kayıt: Salı, Haziran 17, 2008 18:44
- İsim: gizem
- Konum: İzmir
Re: Basında Feridun Düzağaç
bizi asla kaybetmez merak etme..
FD eğitim almadan sanatçı ünvanını kazanabilmişken biz burada daha neyi tartışıyoruz onu anlamadığım için sordum. Yani FD yeteneği sayesinde "kendi başına halletmiş bazı şeyleri" ve oyunculuk için de bunu düşünüyor şimdi de..
Bana bakmayın bugün böyle söylerim akşam başka türlü davranırım.
dediğine göre o halde peki diyorum bende.. Umarım çelişkilerini kendi içinde birgun çözümlersin
FD eğitim almadan sanatçı ünvanını kazanabilmişken biz burada daha neyi tartışıyoruz onu anlamadığım için sordum. Yani FD yeteneği sayesinde "kendi başına halletmiş bazı şeyleri" ve oyunculuk için de bunu düşünüyor şimdi de..
Bana bakmayın bugün böyle söylerim akşam başka türlü davranırım.
dediğine göre o halde peki diyorum bende.. Umarım çelişkilerini kendi içinde birgun çözümlersin
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Basında Feridun Düzağaç
Hey ama burada dur. Bu bir çelişki değil, duygusal bir geliş gidiş diyebiliriz.Çelişki faklı bir olgudur. Ayrıca hala ve hala inatla anlamadığınız bir şey var. O da ben sanatçılıktan değil oyunculuktan bahsediyorum. FD sanatçı değil ya da sanatçı olamaz demiyorum ben. Bunu en az elli defa yazdım. Eminim tartışmamızı okuyanlara bile gına gelmiştir. Ama siz anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Ben FD oyuncu olamaz diyorum. Olsa bile eğitim almadan onun samimiyetine uygun bir iş olmaz diyorum. Burayı isterseniz daha bir çok kereler tekrar edeyim. Büyük harflerle yazayım, ya da kalın harfler. Anlamanızı sağlamak için ne yapmalıyım anlayamadım. Zuhal Olcay konusunda olsun, sanatçılık konusunda olsun, tanımlar ve FD nin sanatçılığıyla ilgili olsun bir çok konuda yetersiz bilgilere sahip olmanıza rağmen benim duygusal sıkıntılarıma saplanmanız da ilginç. Verdiğim açılımlar üzerinden devam etmektense olayı kişiselleştirerek çelişkiye asıl siz düşüyorsunuz ya neyse. Benim FD den uzaklaşmak, kaçmakla onun yanında kalmak arasında diyalektik bir ikileme düşüyor olmam kendimle çeliştiğimi göstermez. Sadece bu işin benim için ne derece zor olduğunu gösterir. Ama siz hala FD şarkıcılık yaparak sanatçı kişiliğini kazanmış bir insan oyunculuğu da yapar diyorsunuz. Bu çok garip. Yani bir defa sanatın herhangi bir dalında kendini ispat edip kendine sanatçı dedirten bir insan sanatın her alanında iş yapabilir öyle mi? E harikasınız ne diyim. Valla hakaret falan diyorsunuz ama tutunduğunuz her dal kırılırken hala o dallara tutunmaya çalışmanız bana çok komik geliyor. Evet bence taze dallar bulun. Ama bu konuda işin gerçekliği bu derece ortadayken aramayın dal falan. Kendinizi kandırmayın. Oyuncu olmak için eğitim yolunu seçmeyen bir insanı savunmak doğru değil. Bu kim olursa olsun değişmez. FD sevdiğimiz saydığımız bir sanatçı. Bu kesin. Ama oyuncu değil. Olmak için de kendi başına takılsın bakalım neler olacak göreceksiniz.
Je est un autre