Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.
büyümek sizin için nedir?
Re: büyümek sizin için nedir?
Hayatımdan bazı şeylerin koptuğunu kopuyor olduğunu ve kopacağını düşündürüyor..
Re: büyümek sizin için nedir?
işte şimdi bunu yazıyor olmam...
Re: büyümek sizin için nedir?
küçükken hep istediğimiz şey aslında..ama gerçekten büyüyünce ailenden uzak kalınca sanki bir şehrin ortasında bırakılmış gibi oluyosun..bir kere dert sıkıntı aşk para hepsi sanki kapında pusudaymış gibi büyüyünce hooopp die üstüne düşüyor..ama yine de kendini bilmen
/ düzenlendi:
yazım kurallarına uyunuz.
/ düzenlendi:
yazım kurallarına uyunuz.
Re: büyümek sizin için nedir?
büyümek hayatın omuzlarına daha fazla yük yüklemesi olabilir...
Re: büyümek sizin için nedir?
her tarafının büyümesi birde bu yetmiyormuş gibi daha fazla sorumluluk yüklenmesidir omuzlarına atlas gibi bütün dünyayı omuzlarında taşıyor olursun bir anda...
-
- Üye
- Mesajlar: 22
- Kayıt: Perşembe, Mayıs 24, 2007 20:33
- İsim: pelin
- Konum: Gaziantep
Re: büyümek sizin için nedir?
daha çok sorumluluk almayı kabullenebilmektir büyümek
Re: büyümek sizin için nedir?
"tecrübe" nedir anlamaktır büyümek..
-
- Üye
- Mesajlar: 521
- Kayıt: Salı, Eylül 18, 2007 00:50
- İsim: MeHMeT
- Konum: Kocaeli
büyümek sizin için nedir?
Yaşlanmaktır, içinden atamadığın çocukluğu özlemektir, daha dün burda şu oyunları oynardık demektir. Büyümek birşeyleride öğrenmek demektir.
Re: büyümek sizin için nedir?
çocukluğumu özlemek her geçen gece daha farklı sıkıntılarla uyuyamamak büyümek en çok istediğim şeydi bir zamanlar şimdiyse o kadar çok çocuk olmak istiyorum ki ama yüzüm yok...
Re: büyümek sizin için nedir?
büyümek attığın her adımın hesabını vermektir... nede olsa artık sizin için çocuktur yapar demezler...
Re: büyümek sizin için nedir?
BÜYÜMEK
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra
"Bu yıl, yepyeni bir ögrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz" dedi..
Ayağa kalkıp etrafa bakmaya baslamıstım ki, yumusak bir el omzuma dokundu..
Döndüm.. Yüzü iyice kırısmıs bir yaslı hanimefendi, bana gülümsüyerek bakiyordu..
"Ben Rose" dedi.. "Benim adım Rose, yakısıklı.. 87 yasındayım. Madem tanıstık seni kucaklayabilir miyim?."
Güldüm.. "Tabii" dedim..
"Hadi sarıl bana.."
Öyle sımsıkı sarıldı kı..
"Bu kadar genç ve masum yasta üniversiteye niye geldin" diye saka yaptım..
Minik bir kahkaha ile yanitladi:
"Buraya zengin bir koca bulmaya geldim. Evlenip birkaç çocuk doguracagim.
Sonra emekli olup dünya turuna çikacagim.."
Dersten sonra kantine gidip, birer sütlü çikolata içtik. Hemen arkadas
olmustuk. Ertesi gün ve ertesi üç ay, siniftan hep birlikte çiktik ve hep
kantinde lafladik..Öyle akilli ve öyle deneyimliydi ki, onu dinlemekle,
derslerden daha çok sey ögrendigimi hissediyordum.
Sömestr boyunca Rose kampüsün ilahesi oldu. Nereye gitse etrafi çevriliyor,
çok çabuk arkadas ediniyordu. Iyi giyinmeyi seviyor, diger ögrencilerin
ilgisini çekmeye bayiliyordu. Rose hayatini yasiyordu..
Hepimizden daha canli, daha dolu yasiyordu..
Sömester sonunda, Futbol Balosuna davet ettik, Rose'u.. Konusma yapmasi
için.. Orada bize verdigi dersi unutmama imkan yok..
Konusmasini önceden hazirlamis ve bir yigin karta kocaman kocaman
yazmisti.
Elinde bu deste ile kürsüye yürürken, kartlari elinden düsürdü.
Konusma darmadagin olmustu. Saskin, biraz da utanmis mikrofona dogru
egildi.. "Ne kadar beceriksizim, degil mi?.. Özür dilerim.. Buraya
gelmeden önce heyecanim yatissin diye bir duble viski attirdim. Sonucu görüyorsunuz..
Simdi bu kartlari toplasam bile onlari yeniden siraya koymam mümkün degil..
Onun için en iyisi ben size aklimda kalanlari söyleyeyim, olur mu?.."
Biz kahkahalarla gülerken, o bardaktan bir yudum su aldi ve konusmasina basladi:
"Yaslandigimiz için, eglenmekten, oynamaktan, yasamaktan vazgeçmeyiz..
Eglenmek, oynamak ve yasamaktan vazgeçtigimiz için yaslaniriz. Genç
kalmanin, mutlu olmanin ve basariya ulasmanin sadece dört sirri vardir..
Hergün gülmek ve yasama katacak mizah bulmak.. Bir rüyaniz olmali mutlak..
Rüyalarinizi kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafimizda dolasan pek çok kisi
aslinda ölü ve bundan kendilerinin bile haberi yok..
Yaslanmakla, büyümek arasinda çok büyük bir fark vardir.. Eger 19
yasindaysaniz ve bir yil hiçbirsey yapmadan, hiçbirsey üretmeden bir yil
sirtüstü yatarsaniz, sadece bir yas yaslanir, 20 olursunuz.. Ben 87
yasindayim ve ben de bir yil hiçbirsey yapmadan, hiçbirsey üretmeden
sirtüstü yatarsam, 88 yasimda olurum. Herkes bir yilda bir yas
yaslanir.Bunun için özel bir yetenek ya da bilgiye ihtiyaç yoktur. Oysa
bir yas daha büyümek için, mutlak birseyler yapmak, üretmek, kendini
gelistirecek firsatlari bulmak ve kullanmak gerekir.Asla pisman olmayin..
Biz yaslilar, genelde yaptiklarimizdan degil, yapmadiklarimizdan pisman
oluruz çünkü.. Ölümden korkan insanlar, pisman olanlardir.. Pisman
olmaktan korktuklari için hiçbirsey yapmayanlardir.."
Ders yili sonunda Rose, yillarca önce baslayip, yasam mücadelesi içinde ara
vermek zorunda kaldigi üniversiteyi derece ile bitirdi..
Mezuniyet töreninden bir hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü.
Cenaze törenine 2 binden fazla üniversite ögrencisi katildi.
"Yapabilecegimiz herseyi yapmak için asla geç olmayacagini" hepimize hem de
nasil ögreten bu muhtesem kadinin anisina layik bir törendi bu..
Rose'un ögretisi aslinda dünyanin bütün üniversitelerinde zorunlu ders olmaliydi:
"Çok geç diye bir zaman yoktur!.."
Ne ilginç değil mi? Düşünün bakın toplumumuzu güldürürken düşündüren Rahmetli Kemal Sunal da inat edip 56 yaşında okulunu bitirdi.. Demek ki o da 57 yıl yaşlanmadı büyüdü büyüdü
alıntı
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra
"Bu yıl, yepyeni bir ögrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz" dedi..
Ayağa kalkıp etrafa bakmaya baslamıstım ki, yumusak bir el omzuma dokundu..
Döndüm.. Yüzü iyice kırısmıs bir yaslı hanimefendi, bana gülümsüyerek bakiyordu..
"Ben Rose" dedi.. "Benim adım Rose, yakısıklı.. 87 yasındayım. Madem tanıstık seni kucaklayabilir miyim?."
Güldüm.. "Tabii" dedim..
"Hadi sarıl bana.."
Öyle sımsıkı sarıldı kı..
"Bu kadar genç ve masum yasta üniversiteye niye geldin" diye saka yaptım..
Minik bir kahkaha ile yanitladi:
"Buraya zengin bir koca bulmaya geldim. Evlenip birkaç çocuk doguracagim.
Sonra emekli olup dünya turuna çikacagim.."
Dersten sonra kantine gidip, birer sütlü çikolata içtik. Hemen arkadas
olmustuk. Ertesi gün ve ertesi üç ay, siniftan hep birlikte çiktik ve hep
kantinde lafladik..Öyle akilli ve öyle deneyimliydi ki, onu dinlemekle,
derslerden daha çok sey ögrendigimi hissediyordum.
Sömestr boyunca Rose kampüsün ilahesi oldu. Nereye gitse etrafi çevriliyor,
çok çabuk arkadas ediniyordu. Iyi giyinmeyi seviyor, diger ögrencilerin
ilgisini çekmeye bayiliyordu. Rose hayatini yasiyordu..
Hepimizden daha canli, daha dolu yasiyordu..
Sömester sonunda, Futbol Balosuna davet ettik, Rose'u.. Konusma yapmasi
için.. Orada bize verdigi dersi unutmama imkan yok..
Konusmasini önceden hazirlamis ve bir yigin karta kocaman kocaman
yazmisti.
Elinde bu deste ile kürsüye yürürken, kartlari elinden düsürdü.
Konusma darmadagin olmustu. Saskin, biraz da utanmis mikrofona dogru
egildi.. "Ne kadar beceriksizim, degil mi?.. Özür dilerim.. Buraya
gelmeden önce heyecanim yatissin diye bir duble viski attirdim. Sonucu görüyorsunuz..
Simdi bu kartlari toplasam bile onlari yeniden siraya koymam mümkün degil..
Onun için en iyisi ben size aklimda kalanlari söyleyeyim, olur mu?.."
Biz kahkahalarla gülerken, o bardaktan bir yudum su aldi ve konusmasina basladi:
"Yaslandigimiz için, eglenmekten, oynamaktan, yasamaktan vazgeçmeyiz..
Eglenmek, oynamak ve yasamaktan vazgeçtigimiz için yaslaniriz. Genç
kalmanin, mutlu olmanin ve basariya ulasmanin sadece dört sirri vardir..
Hergün gülmek ve yasama katacak mizah bulmak.. Bir rüyaniz olmali mutlak..
Rüyalarinizi kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafimizda dolasan pek çok kisi
aslinda ölü ve bundan kendilerinin bile haberi yok..
Yaslanmakla, büyümek arasinda çok büyük bir fark vardir.. Eger 19
yasindaysaniz ve bir yil hiçbirsey yapmadan, hiçbirsey üretmeden bir yil
sirtüstü yatarsaniz, sadece bir yas yaslanir, 20 olursunuz.. Ben 87
yasindayim ve ben de bir yil hiçbirsey yapmadan, hiçbirsey üretmeden
sirtüstü yatarsam, 88 yasimda olurum. Herkes bir yilda bir yas
yaslanir.Bunun için özel bir yetenek ya da bilgiye ihtiyaç yoktur. Oysa
bir yas daha büyümek için, mutlak birseyler yapmak, üretmek, kendini
gelistirecek firsatlari bulmak ve kullanmak gerekir.Asla pisman olmayin..
Biz yaslilar, genelde yaptiklarimizdan degil, yapmadiklarimizdan pisman
oluruz çünkü.. Ölümden korkan insanlar, pisman olanlardir.. Pisman
olmaktan korktuklari için hiçbirsey yapmayanlardir.."
Ders yili sonunda Rose, yillarca önce baslayip, yasam mücadelesi içinde ara
vermek zorunda kaldigi üniversiteyi derece ile bitirdi..
Mezuniyet töreninden bir hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü.
Cenaze törenine 2 binden fazla üniversite ögrencisi katildi.
"Yapabilecegimiz herseyi yapmak için asla geç olmayacagini" hepimize hem de
nasil ögreten bu muhtesem kadinin anisina layik bir törendi bu..
Rose'un ögretisi aslinda dünyanin bütün üniversitelerinde zorunlu ders olmaliydi:
"Çok geç diye bir zaman yoktur!.."
Ne ilginç değil mi? Düşünün bakın toplumumuzu güldürürken düşündüren Rahmetli Kemal Sunal da inat edip 56 yaşında okulunu bitirdi.. Demek ki o da 57 yıl yaşlanmadı büyüdü büyüdü
alıntı
Re: büyümek sizin için nedir?
daha fazla gözyaşı,ve çok daha fazla yalan...
Re: büyümek sizin için nedir?
Büyüyebilirim ama hala çoçuğum
Re: büyümek sizin için nedir?
Çok güzel anlatmışsınız....
Re: büyümek sizin için nedir?
peki ya senin için?