dağınık, hızlı ve ekşi....
-
- Üye
- Mesajlar: 416
- Kayıt: Pazartesi, Kasım 21, 2005 11:44
- İsim: aysel
- Konum: Eskişehir
dağınık, hızlı ve ekşi....
Aklımın bir köşesinde hep.. Senle geçişimin ayrıntıları.. Bir hayal ; belki de bir umuttan ibaretti bütün yaşantımız. Aşk içindi her şey. Söyle sevgilim , bize bu büyüyü kim yapmıştı !
Birbirimizi bulmuştuk nasıl olduysa. Bulur bulmaz da sarıldık dört elle. Geçmişte kalan acılara misilleme , bir efsaneye hayat verecektik. “ söz ver “ dedin , verdim. Ya son aşkım olacaktın, yada sonum ; ölümüm…
Sonra dönüp baktığımızda ikimizin de inanamayacağı kadar hızlı yaşadık biz her şeyi. Sanki içinde yaşamak için değil de , bakıp anlık görmek için yapılmış bir film bandını en hızlı haliyle izledik sabırla.
Kördük artık başkalarına. Bir tek ikimiz vardık şu koca dünyada. Kainat bütün cömertliğiyle tavaf ediyordu aşkımızı. Aşk böyle bir şeydi işte sevgilim. Layık olmaya , ayak uydurmaya uğraştığımız hayat , açılması zor , ağır kapıları bile bizim için açıvermişti ardına kadar. Acı da neydi ki! Sanki hiç tatmamıştık , kimse tatmamıştı , koskocaman bir kahkaha çınlıyordu kulaklarımızda. Aşk , buydu. Her daim usanmadan , hayranlıkla sana bakan ve sende kendini gören gözlerde aşktan başka bir şey olamazdı.
Apansızın , masmavi bir rüyaya dalmıştık tepeden tırnağa , artık gerçekti bizimle bütün kurmacalar ; en az bizim kadar. Efsanelerimiz gerçek oluyordu bir bir. Daha da hırslanıyorduk, daha fazlası için , hazların sonu yoktur ki sevgilim. Hep daha fazlası mümkün ve makbuldür bizim gibi çılgınlara. Daha fazla mutlu olmalıydık , daha da masallaşmalıydı bütün çizgilerimiz. Gerçekten ne kadar uzaklaşırsak , o kadar mutlu olacaktık , o kadar huzurlu… Kalabalıklar bize göre değildi zaten , bize biz yeterdi. Mutluluktan inşa ettiğimiz kocaman gökyüzümüzden bize ulaşmaya çalışanlara gülümsüyorduk. İmreniyorlardı değil mi bize?
Sevgiyle tuttum ellerini :
-seviyorum seni küçüğüm , dedim
- biliyorum , dedin , biliyorum….
Sen gitmeden önce gözlerin gitti biliyor muydun? Ellerin gitti ardından ; dokunuşlarındaki sıcaklık. Beni hayata bağlayan ne varsa senden önce terk edilmişliği yaşattı. Bu, bir ölüm sahnesini uzatmaktan başka bir şey olamazdı. Gözlerimden damladın gecelerce..
Oysa biz bu değildik ki sevgilim. Biz değil miydik gülümsemelerimizden bir dünya yaratan! Oturduk, ağır ağır , yitirilmelerimizi ve boş vermelerimizi anlattık donuk ifadelerle bakan aynalarımıza. Nafileydi bu kadar çırpınmalar.
Pişmanlıkları ezberliyorum şimdi , yorgun dudaklarla yalnızlıklarımı sayıklıyorum gece gündüz. Ne kadar yaşanmışlık ve yaşama katamamışlıklarımız varsa gözlerimin önünden geçiyor bir bir.
Oysa , bizim için artık çok geç. Biliyorum , bahar gelecek yine , koşa koşa geleceksin her zaman yürek yüreğe oturduğumuz yere , ellerinde sardunyalarla. Gözlerimi kapayıp bir yudum dünyanı tadacağım. Damağıma ekşi tadını hapsedeceğim beş – on nefes kadar. Bu kadarı yeter bana.. Kalk hadi.. Gitmelisin küçüğüm. Yaşananları tekrarlamak anlamsız.
Bu defa derinlerimden çıkacaksın nihayet. Gözlerini kapayıp damağındaki tadı ayrımsayacaksın. Sayıklar gibi fısıldamaların duyulacak :
- dağınık, hızlı ve ekşi….
Birbirimizi bulmuştuk nasıl olduysa. Bulur bulmaz da sarıldık dört elle. Geçmişte kalan acılara misilleme , bir efsaneye hayat verecektik. “ söz ver “ dedin , verdim. Ya son aşkım olacaktın, yada sonum ; ölümüm…
Sonra dönüp baktığımızda ikimizin de inanamayacağı kadar hızlı yaşadık biz her şeyi. Sanki içinde yaşamak için değil de , bakıp anlık görmek için yapılmış bir film bandını en hızlı haliyle izledik sabırla.
Kördük artık başkalarına. Bir tek ikimiz vardık şu koca dünyada. Kainat bütün cömertliğiyle tavaf ediyordu aşkımızı. Aşk böyle bir şeydi işte sevgilim. Layık olmaya , ayak uydurmaya uğraştığımız hayat , açılması zor , ağır kapıları bile bizim için açıvermişti ardına kadar. Acı da neydi ki! Sanki hiç tatmamıştık , kimse tatmamıştı , koskocaman bir kahkaha çınlıyordu kulaklarımızda. Aşk , buydu. Her daim usanmadan , hayranlıkla sana bakan ve sende kendini gören gözlerde aşktan başka bir şey olamazdı.
Apansızın , masmavi bir rüyaya dalmıştık tepeden tırnağa , artık gerçekti bizimle bütün kurmacalar ; en az bizim kadar. Efsanelerimiz gerçek oluyordu bir bir. Daha da hırslanıyorduk, daha fazlası için , hazların sonu yoktur ki sevgilim. Hep daha fazlası mümkün ve makbuldür bizim gibi çılgınlara. Daha fazla mutlu olmalıydık , daha da masallaşmalıydı bütün çizgilerimiz. Gerçekten ne kadar uzaklaşırsak , o kadar mutlu olacaktık , o kadar huzurlu… Kalabalıklar bize göre değildi zaten , bize biz yeterdi. Mutluluktan inşa ettiğimiz kocaman gökyüzümüzden bize ulaşmaya çalışanlara gülümsüyorduk. İmreniyorlardı değil mi bize?
Sevgiyle tuttum ellerini :
-seviyorum seni küçüğüm , dedim
- biliyorum , dedin , biliyorum….
Sen gitmeden önce gözlerin gitti biliyor muydun? Ellerin gitti ardından ; dokunuşlarındaki sıcaklık. Beni hayata bağlayan ne varsa senden önce terk edilmişliği yaşattı. Bu, bir ölüm sahnesini uzatmaktan başka bir şey olamazdı. Gözlerimden damladın gecelerce..
Oysa biz bu değildik ki sevgilim. Biz değil miydik gülümsemelerimizden bir dünya yaratan! Oturduk, ağır ağır , yitirilmelerimizi ve boş vermelerimizi anlattık donuk ifadelerle bakan aynalarımıza. Nafileydi bu kadar çırpınmalar.
Pişmanlıkları ezberliyorum şimdi , yorgun dudaklarla yalnızlıklarımı sayıklıyorum gece gündüz. Ne kadar yaşanmışlık ve yaşama katamamışlıklarımız varsa gözlerimin önünden geçiyor bir bir.
Oysa , bizim için artık çok geç. Biliyorum , bahar gelecek yine , koşa koşa geleceksin her zaman yürek yüreğe oturduğumuz yere , ellerinde sardunyalarla. Gözlerimi kapayıp bir yudum dünyanı tadacağım. Damağıma ekşi tadını hapsedeceğim beş – on nefes kadar. Bu kadarı yeter bana.. Kalk hadi.. Gitmelisin küçüğüm. Yaşananları tekrarlamak anlamsız.
Bu defa derinlerimden çıkacaksın nihayet. Gözlerini kapayıp damağındaki tadı ayrımsayacaksın. Sayıklar gibi fısıldamaların duyulacak :
- dağınık, hızlı ve ekşi….
-
- Admin
- Mesajlar: 2187
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 29, 2004 22:30
- İsim: Sinan
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul
-
- Admin
- Mesajlar: 2187
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 29, 2004 22:30
- İsim: Sinan
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul
-
- Admin
- Mesajlar: 2187
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 29, 2004 22:30
- İsim: Sinan
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul
-
- Takımdan
- Mesajlar: 782
- Kayıt: Cuma, Haziran 30, 2006 21:07
- İsim: yaprak
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 416
- Kayıt: Pazartesi, Kasım 21, 2005 11:44
- İsim: aysel
- Konum: Eskişehir
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul
-
- Admin
- Mesajlar: 2187
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 29, 2004 22:30
- İsim: Sinan
- Konum: İstanbul
aycell hanım bi sanat ürünü vermişsiniz. ne kadar güzel bişey. ama bi eser verirken sadece olumlu yorum almak için veya beğenilmesi için yapıyorsunuz sanatçı ruhunuz zayıf demektir
ben yazınızı beğendim ilk yorum yaparken de beğenmiştim. ama beğenmeseydim ve bu tepkiyi vereceğinizi bilseydim yazmazdım. yani beğenilsin ya da beğenilmesin sanatçı kişiliğinizi kaybetmemelisiniz. bu konuda bi yeteneğiniz var bunun üzerinde çalışmalı, daha güzel, (kendinizi) daha tatmin edecek şeyler yapmalısınız..
bu arada; evet, konuyu saptırdığımız için üzgünüm.. başarılarınızın devamını dilerim. yoruma açıyorsanız gelecek yorumları kabul etmelisiniz
ben yazınızı beğendim ilk yorum yaparken de beğenmiştim. ama beğenmeseydim ve bu tepkiyi vereceğinizi bilseydim yazmazdım. yani beğenilsin ya da beğenilmesin sanatçı kişiliğinizi kaybetmemelisiniz. bu konuda bi yeteneğiniz var bunun üzerinde çalışmalı, daha güzel, (kendinizi) daha tatmin edecek şeyler yapmalısınız..
bu arada; evet, konuyu saptırdığımız için üzgünüm.. başarılarınızın devamını dilerim. yoruma açıyorsanız gelecek yorumları kabul etmelisiniz
~
ansızın gelecek gibisin..
ansızın gelecek gibisin..
-
- Üye
- Mesajlar: 416
- Kayıt: Pazartesi, Kasım 21, 2005 11:44
- İsim: aysel
- Konum: Eskişehir
benim yazdıklarımı dikkatle okumuyorsunuz sanırım.. beğenilme kaygım yok hatta olumsuz eleştirilerin insanı geliştirdiğini bilecek kadar da olgunum merak etmeyin sinan bey. lafım da size değildi.beğenmedm demek bşka, çocuksu buldum deyip konuyu arkadaş muhabetleriyle doldurmak başka.. bu defa anlaşılmışımdır umarım..
-
- Üye
- Mesajlar: 733
- Kayıt: Perşembe, Kasım 2, 2006 18:42
- İsim: rüştü levent
- Konum: İstanbul
Re: dağınık, hızlı ve ekşi....
Bayağı güzel aline sağlık...
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1
- Kayıt: Pazartesi, Temmuz 31, 2006 14:34
- Konum: Adana
Re: dağınık, hızlı ve ekşi....
önce hoplıya zıplıya okudum ama sonra yarım yamlak bu tadı veren yazının butunun cok kıymetli olacağını düşündüm ve yanılmadım cok iyi[color=blue][/color] :shock:
-
- Üye
- Mesajlar: 416
- Kayıt: Pazartesi, Kasım 21, 2005 11:44
- İsim: aysel
- Konum: Eskişehir
Re: dağınık, hızlı ve ekşi....
tşekkür ederim...