Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.
Orhan Veli Kanık ve şiirleri
Bu arada bir önceki şiirin adı "ILLUSION"
DENİZ KIZI
Denizden yeni mi çıkmıştı, neydi;
Saçları, dudakları
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.
Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.
Neler görmüş, neler öğrenmişti kim bilir.
Denizle buğaz buğaza geçen hayatında!
Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek...
Dikenli balıkları hatırlatmak için
Elleri ellerime değdi.
O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!
Onun saçları öğretti bana dalgayı;
Çalkandım durdum rüyalar içinde.
Orhan Veli
DENİZ KIZI
Denizden yeni mi çıkmıştı, neydi;
Saçları, dudakları
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.
Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.
Neler görmüş, neler öğrenmişti kim bilir.
Denizle buğaz buğaza geçen hayatında!
Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek...
Dikenli balıkları hatırlatmak için
Elleri ellerime değdi.
O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!
Onun saçları öğretti bana dalgayı;
Çalkandım durdum rüyalar içinde.
Orhan Veli
En son pyrazine tarafından Çarşamba, Haziran 14, 2006 08:45 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
oaristys
ey hatirasi içimde yemin kadar büyük,
ey bahçesinin hos günlere açik kapisi,
hala rüyalarima giren ilk göz agrisi,
çocuk alinlarda duyulan sicak öpücük.
ey sevgi dalimda ilk çiçek açan tomurcuk,
kanimin akisini yenilestiren damar,
gül rengi isiklari sevda dolu aksamlar
içime yeni bir fecir gibi dolan çocuk.
ey tahtaperdenin üzerinden asan hatmi
ve havalari seslerimizle dolu bahar,
kosustugumuz yollar, oynadigimiz sular,
kagittan teknesinde sevinç tasiyan gemi.
duyup karsi minarede okunan yatsiyi
yatagima sicakligini getiren rüya,
denizlerinde onunla yasadigim dünya
ve ey ufku beyaz cennetlere giden kiyi
ah! bir çok seyler hatirlatan erik agaci
ve o, ilk yolculukla baslayan hasret, zindan:
atlari çingirakli arabanin ardindan,
beyaz, keten mendilimde sallanan ilk aci...
''oaristys'' kimbilir belki ol(a)mayan,git(mek) zorunda kalan,gel(eme)yen lavinia...
ey hatirasi içimde yemin kadar büyük,
ey bahçesinin hos günlere açik kapisi,
hala rüyalarima giren ilk göz agrisi,
çocuk alinlarda duyulan sicak öpücük.
ey sevgi dalimda ilk çiçek açan tomurcuk,
kanimin akisini yenilestiren damar,
gül rengi isiklari sevda dolu aksamlar
içime yeni bir fecir gibi dolan çocuk.
ey tahtaperdenin üzerinden asan hatmi
ve havalari seslerimizle dolu bahar,
kosustugumuz yollar, oynadigimiz sular,
kagittan teknesinde sevinç tasiyan gemi.
duyup karsi minarede okunan yatsiyi
yatagima sicakligini getiren rüya,
denizlerinde onunla yasadigim dünya
ve ey ufku beyaz cennetlere giden kiyi
ah! bir çok seyler hatirlatan erik agaci
ve o, ilk yolculukla baslayan hasret, zindan:
atlari çingirakli arabanin ardindan,
beyaz, keten mendilimde sallanan ilk aci...
''oaristys'' kimbilir belki ol(a)mayan,git(mek) zorunda kalan,gel(eme)yen lavinia...
KİTABE-İ SENG-İ MEZAR
1
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye.
2
Mesele falandeğildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşm uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar , götürdüler.
Yıkandı , namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
3
Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzgar ki ,
Kendi gitti
İsmi bile kalmadı yadigar.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında , el yazısıyla:
"Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı."
1
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye.
2
Mesele falandeğildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşm uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar , götürdüler.
Yıkandı , namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
3
Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzgar ki ,
Kendi gitti
İsmi bile kalmadı yadigar.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında , el yazısıyla:
"Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı."
Bu şiiri ne zaman okusam başım döner. Ama ne yazmış Orhan Veli? Bu kadar kısa bir şiire bu kadar ağır bir hüzün sığdırmak her şairin harcı olmasa gerek.
İstanbul Türküsü
İstanbul’da, Boğaziçi’nde,
Bir garip Orhan Veli’yim;
Veli’nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.
Urumelihisarı’na oturmuşum,
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:
“İstanbul’un mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanıyor hicran yaşları;
Edalı’m,
Senin yüzünden bu halım.”
“İstanbul’un orta yeri sinema;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş, bana ne?
Sevdalı’m,
Boynuna vebalim!”
İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim.
Bir fakir Orhan Veli;
Veli’nin oğlu,
Tarifsiz kederler içindeyim.
İstanbul Türküsü
İstanbul’da, Boğaziçi’nde,
Bir garip Orhan Veli’yim;
Veli’nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.
Urumelihisarı’na oturmuşum,
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:
“İstanbul’un mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanıyor hicran yaşları;
Edalı’m,
Senin yüzünden bu halım.”
“İstanbul’un orta yeri sinema;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş, bana ne?
Sevdalı’m,
Boynuna vebalim!”
İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim.
Bir fakir Orhan Veli;
Veli’nin oğlu,
Tarifsiz kederler içindeyim.
-
- Üye
- Mesajlar: 80
- Kayıt: Cuma, Temmuz 21, 2006 10:12
gün olur alır basımı giderim
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
şu ada senin bu ada benim
yelkovan kuslarının pesi sıra
dünyalar vardır düsünemezsiniz
cicekler gürültüyle acar
gürültüyle çıkar duman topraktan
hele mertılar hele martılar
her bir tüylerinde ayrı bir telas
gün olur basıma kadar mavi
gün olur basıma kadar günes
gün olur deli gibi...
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
şu ada senin bu ada benim
yelkovan kuslarının pesi sıra
dünyalar vardır düsünemezsiniz
cicekler gürültüyle acar
gürültüyle çıkar duman topraktan
hele mertılar hele martılar
her bir tüylerinde ayrı bir telas
gün olur basıma kadar mavi
gün olur basıma kadar günes
gün olur deli gibi...
Değil
Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman basına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Ekmek parası desem...
Değil!
Bir dert ki...
Dayanılır şey değil
Orhan Veli Kanık
*** en sevdiğim orhan veli şiiridir... müşfik kenter orhan veli'ni şiirlerinden oluşan bir şiir albümü yapmış, dinlemenizi tavsiye ederim çok güzel olmuş...
Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman basına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Ekmek parası desem...
Değil!
Bir dert ki...
Dayanılır şey değil
Orhan Veli Kanık
*** en sevdiğim orhan veli şiiridir... müşfik kenter orhan veli'ni şiirlerinden oluşan bir şiir albümü yapmış, dinlemenizi tavsiye ederim çok güzel olmuş...