RAHMİ VİDİNLİOĞLU
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 15
- Kayıt: Çarşamba, Ağustos 22, 2007 02:51
- İsim: funda
- Konum: İstanbul
RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Gitme Döngüsü
Zamanı geldi; gideceksin!
Önce özgürlüğünün peşine düştün! Yıllardır uğruna savaş verdiğin değerlerin tümünü bir kenara bıraktın!
Zamanı geldi; gideceksin!
Neydi yetmeyen, sevgim mi?! Doyumsuzluk… Arayışlar… Heyecan ve saçma sapan bir mutluluk beklentisi sardı dört yanını!
Zamanı çoktan geldi; gideceksin!
Önce aynı yatakta iki yabancı gibi uyuyacağız! Sonra günlerce geveleyip ağzında, dayanamayıp vereceksin o kara haberi: “Başkası var!”
Başkası! Yüzü başka, elleri başka, parmakları başka ama en çok da dokunuşları başka! Başkası; başlangıcı olan ama sonu olmayan bir yaşam budalalığı!
Zamanı geldi de geçiyor; gideceksin!
Bir kez dokununca BAŞKASInın parmakları tenine, bir kez öpünce BAŞKASI dudaklarını, bir kuyruklu yıldız gibi hızla kayıp çıkacaksın görüş alanımdan!
Onlar güzel, onların ruhlarını örten güzel bedenleri var! Benimse zavallı sevgimden başka sana sunacak hiçbir şeyim yok! Onlar sahte gülücükler sürmüşler yüzlerine süs diye, onlar yalancı onlar ANLAMAZ SENİ! Onların öpücükleri ISITMAZ TİTREYEN BEDENİNİ!
Seni BAŞKALARINA çeken HEYECAN yerini çok geçmeden suçluluk duygusuna bırakacak! Bir gün aniden, belki tam bir filmin orta yerinde, belki akşam yemeğinde, belki de yatakta uyumaya ramak kalmışken kaçırıvereceksin dudaklarının arasından o felaket haberini: “Başkasıyla YATTIM!”
Zamanı geçti; gideceksin!
Yanımda kaldığın her saniye kâr artık! Yanımda kaldığın her saniye içime yağan kaskatı kar artık! Sana her dokunuşum deprem, seni her öpüşüm bambaşka bir yangın!
Zamanı mı şimdi gitmenin?! Daha ben seni sevmeye başlamadım ki! Daha ben sana HİÇBİR ŞEY anlatamadım ki! Daha çocuğuz biz ve ben bu evcilik oyununda bile dul kaldım!
Acıktım, susadım: dudaklarına yapıştım! Dudaklarınla beslendim, dudaklarından sevgini emdim! Ayak parmaklarından başlar taa saçdiplerine kadar öperdim!
ÖPERDİM! ÖPERDİM! ÖPERDİM!
Dudaklarım teninin neresine değse bana sanki VAHİY inerdi! Tenin KUTSAL KİTABımdı! Nasıl paylaşırım?! Nasıl paylaşırım PEYGAMBERLİĞİMİ dışarıdaki o KÂFİRlerle?!
Zamanı mı şimdi gitmenin?!
Çocuk yüzünde mimozalar açardı, küçücük bir kız çocuğuydun seni sevmeye başladığımda! Artık KADINSI bir nefret kusuyor bakışların! BÜYÜDÜN! Büyüdün değil mi?! Büyüdün ve büyülü çocukluk aşkını bir kenara bıraktın!
Sen yalnızdın! Yapayalnız! Kimse görmezken hüznünü, ben 800 km’den eğilip öptüm ıslak kirpikdiplerini! Gözyaşlarım tendürdiyot oldu durmadan kanayan yaralarına!
Çocuktun! Durmadan koşar koşar düşerdin! Dizlerin kanardı; ben koşardım! Koşardım öperdim MASUM yanaklarından!
Zamanı mı şimdi gitmenin?!
Büyümemeye yemin etmiş bir çocuktum hani ben; kendini çocuk bahçesindeki salıncağın demirine asmış! Hani “Bebeğim…” derdin, bebeğin gibi okşar, bebeğin gibi öperdin! SEVERDİN ULAN SEVERDİN!
Bazen gece çökerdi; ben kendimi döverdim! Gece bile ağlardı halime; sen koşar yüzümden damlayan kanı silerdin!
Bazen bitmek bilmezdi gece; ben kendimi yer bitirirdim! Uyanır uyanır da o tatlı uykundan; beni SEVDİĞİNİ söylerdin!
Zamanımı şimdi arkanı dönüp de gitmenin?! Ama gideceksin; aşka inanan her küçük kız gibi sen de BÜYÜYECEKSİN! Sokaklarda büyümez insan, sokaklarda mutlu olmaz! Sen kaybettiğin heyecanı sokaklarda aramaya çıkacaksın! Ben durmadan döveceğim kendimi! Ve soracağım dört duvara “Lanet olsun! Neyi eksik bıraktım?! Hatayı nerde yaptım?!”
Zamanı geldi; kopacak kıyamet!
Nasıl da inanmıştım beni hep ama hep seveceğine! Elbette seveceksin; tatlı bir hayal olarak seveceksin beni, hatırlayınca kendine güleceksin! Yaşadığımız onca MASAL onca RÜYA salakça çocuk oyunları gibi kalacak hafızanda!
Bir BAŞKASInın koynunda uyurken aklına gelmeyeceğim!
ADIMI BİLE UNUTACAKSIN!
Ben hep seni SEVECEĞİM, seni bekleyeceğim; GELMEYECEKSİN!
Kutsal tenine bir kez değince ONLARIN ÇAMURLU ELLERİ bir daha asla eskiye dönemeyeceksin!
28.01.2006 / 11:57
Zamanı geldi; gideceksin!
Önce özgürlüğünün peşine düştün! Yıllardır uğruna savaş verdiğin değerlerin tümünü bir kenara bıraktın!
Zamanı geldi; gideceksin!
Neydi yetmeyen, sevgim mi?! Doyumsuzluk… Arayışlar… Heyecan ve saçma sapan bir mutluluk beklentisi sardı dört yanını!
Zamanı çoktan geldi; gideceksin!
Önce aynı yatakta iki yabancı gibi uyuyacağız! Sonra günlerce geveleyip ağzında, dayanamayıp vereceksin o kara haberi: “Başkası var!”
Başkası! Yüzü başka, elleri başka, parmakları başka ama en çok da dokunuşları başka! Başkası; başlangıcı olan ama sonu olmayan bir yaşam budalalığı!
Zamanı geldi de geçiyor; gideceksin!
Bir kez dokununca BAŞKASInın parmakları tenine, bir kez öpünce BAŞKASI dudaklarını, bir kuyruklu yıldız gibi hızla kayıp çıkacaksın görüş alanımdan!
Onlar güzel, onların ruhlarını örten güzel bedenleri var! Benimse zavallı sevgimden başka sana sunacak hiçbir şeyim yok! Onlar sahte gülücükler sürmüşler yüzlerine süs diye, onlar yalancı onlar ANLAMAZ SENİ! Onların öpücükleri ISITMAZ TİTREYEN BEDENİNİ!
Seni BAŞKALARINA çeken HEYECAN yerini çok geçmeden suçluluk duygusuna bırakacak! Bir gün aniden, belki tam bir filmin orta yerinde, belki akşam yemeğinde, belki de yatakta uyumaya ramak kalmışken kaçırıvereceksin dudaklarının arasından o felaket haberini: “Başkasıyla YATTIM!”
Zamanı geçti; gideceksin!
Yanımda kaldığın her saniye kâr artık! Yanımda kaldığın her saniye içime yağan kaskatı kar artık! Sana her dokunuşum deprem, seni her öpüşüm bambaşka bir yangın!
Zamanı mı şimdi gitmenin?! Daha ben seni sevmeye başlamadım ki! Daha ben sana HİÇBİR ŞEY anlatamadım ki! Daha çocuğuz biz ve ben bu evcilik oyununda bile dul kaldım!
Acıktım, susadım: dudaklarına yapıştım! Dudaklarınla beslendim, dudaklarından sevgini emdim! Ayak parmaklarından başlar taa saçdiplerine kadar öperdim!
ÖPERDİM! ÖPERDİM! ÖPERDİM!
Dudaklarım teninin neresine değse bana sanki VAHİY inerdi! Tenin KUTSAL KİTABımdı! Nasıl paylaşırım?! Nasıl paylaşırım PEYGAMBERLİĞİMİ dışarıdaki o KÂFİRlerle?!
Zamanı mı şimdi gitmenin?!
Çocuk yüzünde mimozalar açardı, küçücük bir kız çocuğuydun seni sevmeye başladığımda! Artık KADINSI bir nefret kusuyor bakışların! BÜYÜDÜN! Büyüdün değil mi?! Büyüdün ve büyülü çocukluk aşkını bir kenara bıraktın!
Sen yalnızdın! Yapayalnız! Kimse görmezken hüznünü, ben 800 km’den eğilip öptüm ıslak kirpikdiplerini! Gözyaşlarım tendürdiyot oldu durmadan kanayan yaralarına!
Çocuktun! Durmadan koşar koşar düşerdin! Dizlerin kanardı; ben koşardım! Koşardım öperdim MASUM yanaklarından!
Zamanı mı şimdi gitmenin?!
Büyümemeye yemin etmiş bir çocuktum hani ben; kendini çocuk bahçesindeki salıncağın demirine asmış! Hani “Bebeğim…” derdin, bebeğin gibi okşar, bebeğin gibi öperdin! SEVERDİN ULAN SEVERDİN!
Bazen gece çökerdi; ben kendimi döverdim! Gece bile ağlardı halime; sen koşar yüzümden damlayan kanı silerdin!
Bazen bitmek bilmezdi gece; ben kendimi yer bitirirdim! Uyanır uyanır da o tatlı uykundan; beni SEVDİĞİNİ söylerdin!
Zamanımı şimdi arkanı dönüp de gitmenin?! Ama gideceksin; aşka inanan her küçük kız gibi sen de BÜYÜYECEKSİN! Sokaklarda büyümez insan, sokaklarda mutlu olmaz! Sen kaybettiğin heyecanı sokaklarda aramaya çıkacaksın! Ben durmadan döveceğim kendimi! Ve soracağım dört duvara “Lanet olsun! Neyi eksik bıraktım?! Hatayı nerde yaptım?!”
Zamanı geldi; kopacak kıyamet!
Nasıl da inanmıştım beni hep ama hep seveceğine! Elbette seveceksin; tatlı bir hayal olarak seveceksin beni, hatırlayınca kendine güleceksin! Yaşadığımız onca MASAL onca RÜYA salakça çocuk oyunları gibi kalacak hafızanda!
Bir BAŞKASInın koynunda uyurken aklına gelmeyeceğim!
ADIMI BİLE UNUTACAKSIN!
Ben hep seni SEVECEĞİM, seni bekleyeceğim; GELMEYECEKSİN!
Kutsal tenine bir kez değince ONLARIN ÇAMURLU ELLERİ bir daha asla eskiye dönemeyeceksin!
28.01.2006 / 11:57
-
- Görevli
- Mesajlar: 926
- Kayıt: Salı, Ağustos 30, 2005 10:55
- İsim: Burcu
- Konum: İstanbul
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
çok ilgimi çekti bu kitabı en kısa sürede alıyorum okumazsam olmayacak. biraz da internetden araştırdım 1982 li ve kitabı ile gerçektenden büyük ilgi toplamış.
paylaşımın için teşekkürler.
paylaşımın için teşekkürler.
-
- Üye
- Mesajlar: 733
- Kayıt: Perşembe, Kasım 2, 2006 18:42
- İsim: rüştü levent
- Konum: İstanbul
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Düşündürücü benim için.Çok güzel bravo..
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 15
- Kayıt: Çarşamba, Ağustos 22, 2007 02:51
- İsim: funda
- Konum: İstanbul
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
rica ederim.yeni kitabı çıkacaktı henüz çıkmadığını sanıyorum...
V. Felsefe Sohbetleri
Gözkapaklarıma yapışıp gözbebeklerimden içeriye akan
iflah olmaz paranoyaya teslim ederken bedenimi,
yağmur çiseliyor kısacık saçlarıma…
Ve kısacık etekleriyle dört dönüyor etrafımda küçük kız çocukları…
Hepsinin de saçlarına yapışıp kalmış yaklaşan fırtınanın korkusu…
İnce ince damıtılıyor karanlık, atmosferin ücra köşelerinde
ve birdenbire dökülüveriyor her akşam Dünya’nın üzerine…
Oysa ideoloji sanılıyor içimizdeki büyük nefret
bazı felsefe sohbetlerinde!
İdeoloji sanılıyor içimizde biriken ezilmişlik
ve kaygı ve o büyük endişe:
Kim bilir ne zaman asacağız kendimizi?!
Bu mudur ideolojisi yalnız bırakılmış küçük oğlan çocuklarının,
dört dönerken etraflarında bembeyaz elbiseli küçük kız cesetleri…
Bir kara delik gibi durmadan içine çökerek güçlenen,
içimize yaklaştıkça acıya gömülen çocuklarız biz…
İnce ince damıtılıyor üzüm her seher vakti paslı imbiklerde
ve birdenbire dökülüveriyor her akşam bomboş kadehlere…
Bazıları ideoloji sanıyor
bitmiş şarap şişelerinden molotof kokteyili yapmayı,
bense her kadehte biraz daha geciktiriyorum intiharı…
rahmi vidinlioğlu/şizofreni yalnız oynanmaz. www.rahmividinlioglu.com
V. Felsefe Sohbetleri
Gözkapaklarıma yapışıp gözbebeklerimden içeriye akan
iflah olmaz paranoyaya teslim ederken bedenimi,
yağmur çiseliyor kısacık saçlarıma…
Ve kısacık etekleriyle dört dönüyor etrafımda küçük kız çocukları…
Hepsinin de saçlarına yapışıp kalmış yaklaşan fırtınanın korkusu…
İnce ince damıtılıyor karanlık, atmosferin ücra köşelerinde
ve birdenbire dökülüveriyor her akşam Dünya’nın üzerine…
Oysa ideoloji sanılıyor içimizdeki büyük nefret
bazı felsefe sohbetlerinde!
İdeoloji sanılıyor içimizde biriken ezilmişlik
ve kaygı ve o büyük endişe:
Kim bilir ne zaman asacağız kendimizi?!
Bu mudur ideolojisi yalnız bırakılmış küçük oğlan çocuklarının,
dört dönerken etraflarında bembeyaz elbiseli küçük kız cesetleri…
Bir kara delik gibi durmadan içine çökerek güçlenen,
içimize yaklaştıkça acıya gömülen çocuklarız biz…
İnce ince damıtılıyor üzüm her seher vakti paslı imbiklerde
ve birdenbire dökülüveriyor her akşam bomboş kadehlere…
Bazıları ideoloji sanıyor
bitmiş şarap şişelerinden molotof kokteyili yapmayı,
bense her kadehte biraz daha geciktiriyorum intiharı…
rahmi vidinlioğlu/şizofreni yalnız oynanmaz. www.rahmividinlioglu.com
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Ne kötü, site açılmıyor.
Şimdi açıldı.
Şimdi açıldı.
En son sehrikalp tarafından Pazar, Eylül 23, 2007 00:53 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 15
- Kayıt: Çarşamba, Ağustos 22, 2007 02:51
- İsim: funda
- Konum: İstanbul
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
EKLEMEDEN GEÇEMEDİM,HAYRAN KALMIŞTIM BU BÖLÜME... (ALINTI)
...
Ayyaş İblis her sabah bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde sayıklar saçmalamalarını. “Ben,” der hâlâ etrafına toplanan 77 oğluna, “bir zamanlar en sevgili kuluydum Allah’ın! Meleklerden hiçbirisi hizmetimle yarışamazdı! Cennet önümde yemyeşil bir mısra gibi uzanırdı ve elbette arûzdu hurilerin o yürek çatlatan bakışları! Bir gün, daha tân ağarmadan getirdi zebanilerden biri o kara haberi. ‘Deniz…’ dedi, ‘Sus!’ dedim, ‘Sus anladım her şeyi, anladım küfre dönecek artık kıblemin istikameti!’ Ve o gün bugündür, dudaklarıma değen kevser değil, bu lanet köpeköldürendir...
R.V.
...
Ayyaş İblis her sabah bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde sayıklar saçmalamalarını. “Ben,” der hâlâ etrafına toplanan 77 oğluna, “bir zamanlar en sevgili kuluydum Allah’ın! Meleklerden hiçbirisi hizmetimle yarışamazdı! Cennet önümde yemyeşil bir mısra gibi uzanırdı ve elbette arûzdu hurilerin o yürek çatlatan bakışları! Bir gün, daha tân ağarmadan getirdi zebanilerden biri o kara haberi. ‘Deniz…’ dedi, ‘Sus!’ dedim, ‘Sus anladım her şeyi, anladım küfre dönecek artık kıblemin istikameti!’ Ve o gün bugündür, dudaklarıma değen kevser değil, bu lanet köpeköldürendir...
R.V.
-
- Üye
- Mesajlar: 131
- Kayıt: Çarşamba, Eylül 5, 2007 20:18
- İsim: dilek
- Konum: Manisa
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Çok güzel...
Yüreğin sığınaksızdır artık ,öylece savunmasız kalakalırsın .
Yüreğin sığınaksızdır artık ,öylece savunmasız kalakalırsın .
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1388
- Kayıt: Perşembe, Mayıs 3, 2007 13:11
- İsim: suat
- Konum: İzmir
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
çok güzel düşündürücü.
-
- Üye
- Mesajlar: 21
- Kayıt: Cumartesi, Ekim 6, 2007 12:19
- İsim: esra
- Konum: İzmir
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
"...gümbür gümbür küfürler yağdırıyordu gece içimizde gizlemeye çalıştığımız çocuğa...sen küçük bir kız çocuğuydun daha ayrılığı 'ewcilik bitti!' sanan.ben büyümekten ölesiye korkan bir çocuktum terk edilmeyi ilk kez tadan..."
şizofreni yalnız oynanmaz kitabından...
şizofreni yalnız oynanmaz kitabından...
-
- Takımdan
- Mesajlar: 485
- Kayıt: Pazartesi, Mart 19, 2007 01:53
- İsim: emel sevgi
- Konum: Çanakkale
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
ne kadar güzel hepsi ne kadar etkileyici.. çok teşekkürler..
-
- Görevli
- Mesajlar: 926
- Kayıt: Salı, Ağustos 30, 2005 10:55
- İsim: Burcu
- Konum: İstanbul
Re: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Epey zaman oldu kitabı uzun uğraşılar sonunda İzmir'de buldum ve bir kitapevi benim için getirdi
Kitap harikaydı. Okuduğumuz kesitler bütünleşince çok daha güzel bir şeyler çıkmış ortaya. Ben yeni kitabını bekliyorum çıksın onu da alıp okuyacağım. Tavsiyemdir mutlaka okuyun
Kitap harikaydı. Okuduğumuz kesitler bütünleşince çok daha güzel bir şeyler çıkmış ortaya. Ben yeni kitabını bekliyorum çıksın onu da alıp okuyacağım. Tavsiyemdir mutlaka okuyun