Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.
penceresi olmayan demir kapıyla kilitli bi odada kapı kilitinden sızan bi ışık gibidir aşk..kapı açılınca içerdeki o küf kokusundan,nemden,karanlıktan kurtulup gün ışığına kavuşacagını zannedersin,bunun hayali güç verir sana,zorlarsın kapıyı açmak için,kalan tüm gücünü buna harcarsın,ve hafifce aralamayı başarmışken kapıyı,kapının rüzgarında o sonsuz gibi görünen mum ışığının söndüğünü görürsün,ve kapı daha sert çarpar yüzüne...hazin son bu yüzden gerçek aşkı değilde gercek sevgiyi bulmaya çalışmalı bence!!zaten yalan olan bişeyin gerçeği olmaz!!!!!!!
bi filmde aşkın tanımı şöyle yapılıyordu:
'bi müzik duyarsınız çok hoşunuza gider ve eşlik etmeye başlarsınız ama bi süresonra müziği duyamaz olursunuz . siz söylemeye devam edresiniz.Bi süre sonra şarkıyı yeniden duyduğunuzda şarkıyla aynı gittiğinizi anlarsınız işte aşk böyle bişeydir'
ınsanı hassas yapan kalbının normalden daha hızlı carpmasını saglayan yedıgınden ıctıgınden zevk almamana yol acan acı veren ama bunun dısında ınsanı cok mutlu eden ayagını yerden kesen ınanılmaz bır uygu yogunludur...herkesın yasması gereken buyuk bır duygu ....
aşk çiğ köfte gibidir yanıcağımızı bile bile yeriz,ağzımız yüzümüz yanana yana yemeye devam ederiz.yavaş yavaş acının tadına varırırz. bir süre sonra bol bol acı koymazsan çiğ köfte çiğ köfte olmaz.aşk budur işte.............. merak edenlere dipnot:karadenizliyim urfalı yada antepli deilim:)
aşk nedir? anlatsana! nasıl yaşar ne ile beslenir? bencil mi? yoksa sevecen midir? gözleri varmıdır mesala!! ve varsa bile seninkiler kadar güzel midir??
............demiş şair
aşk sadece yaşandığı an tanımlanır netlik asla olmaz tanımında..
Dün akşam üstat (rahmetli demek içimden gelmese de) rahmetli Atilla ilhan ı anma programları vardı. Ve gelin görün ki spiker kendisine aşk nedir diye sordu. Bence de en doğru cevaplardan birini verebilecek kişilerden biriydi kendisi ve cevap şu şekildeydi:
İnsanın karşısındaki kişiye kendi istediği özellikleri yüklemeye başlamasıyla başlar aşk; ki bunların birçoğu bu kişi de olmasa bile buna devam eder. Karşıdaki insan da bundan etkilenir ve kendi hayallerini yüklemeye başlarsa bir süre aşk dediğimiz meyve olgunlaşır. Ama gelin görün ki yüklenen özellikler hep tek yönlü olduğu ve çoğu sadece bir hayalin yansıması olduğu için bir süre sonra bu ateş de sönmeye başlar. Yani aşk vardır ama çok gelip geçici bir olgudur...
Kendisi çok daha güzel cümlelerle ifade etti tabi bunları ama, özetle benim anlayabildiğim buydu.Gerçek düşüncem de bu paralelde. Yani evet bu güzel bir ateş ve/veya kıvılcım. Ama nereye kadar zorlayabilirsiniz ki