Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.
ask
ya ben bu hayatı sevmedim aşkıda sevmedim hiç bişey sevmedim ben 10 yaşımda babamı kaybettim nedemek biliyormusunuz bu bir çocuğun 8 sene babasız yaşamasını ve bundan sonrada yaşayacağını benden nasıl gülmemi beklersiziniz ya neyse özel hayatımı karıştırmak istemiyorum
melisa insanları tanımadan yorum yapma herkesi kendin gibi görem ben 18 yaşındayım ama bu yaşıma kadar bir çok kez göz yaşı döktüm
kısa söz ben bu hayatı sevmiyorum
melisa insanları tanımadan yorum yapma herkesi kendin gibi görem ben 18 yaşındayım ama bu yaşıma kadar bir çok kez göz yaşı döktüm
kısa söz ben bu hayatı sevmiyorum
En son serseri tarafından Pazar, Eylül 12, 2004 16:23 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
aşk bir hayranlıktır. başkasına değil, basbayağı kendimize duyduğumuz bir hayranlık. kendimizin bir başkasına yansımasına aşık oluruz aslında hepimiz. işte o "çok ortak yanımız var; tam aradığım insan!" söylemleri de bu özhayranlığımızın dışavurumlarıdır. nihayet bizi anlayan, bizim özelliklerimizi fark eden biri çıkmıştır! asıl heyecan verici olan da budur.
evet ya arkadaşlar şu son zamanlarda bir kaç tane tuhaf insanı bi evin içerisine kapatıp
birbirlerine aşık olmalarını bekliyorlar. en son aşık olduğum zaman -ki ilk ve son kezdi bu zaten- bu yürek vücuduma sığmıyordu artık ve dışarıya çıkmak istiyordu sanki... ben böyle yaşadım bu aşkı. ne gidip yanına konuşabildim nede gözlerinin içine bakabildim... şimdi küçük aşkcıklar yarattım kendime, avutuyorum kendimi kendimce.
birbirlerine aşık olmalarını bekliyorlar. en son aşık olduğum zaman -ki ilk ve son kezdi bu zaten- bu yürek vücuduma sığmıyordu artık ve dışarıya çıkmak istiyordu sanki... ben böyle yaşadım bu aşkı. ne gidip yanına konuşabildim nede gözlerinin içine bakabildim... şimdi küçük aşkcıklar yarattım kendime, avutuyorum kendimi kendimce.
kesinlikle doğru söylüyorsun.bir de şöyle bi dışarıdan izlediğimde insanları gerçekten tülin-caner,ata-sinem aşkı gibi senaryosu baştan yazılmış durumlara inanıyorlar,ben böyle insanlara inanamıyorum.resmen uyutuluyoruz böyle şeylerle.kadınlar birbirlerini yiyor, belki de kendilerinin bulamadığı aşkların bu kurgu dünyasında saçma bi şekilde tarafını tutuyorlar.ne kadar komik bi duruma geldik ki bi evin içine kapatılmış rayting uğruna rol yapan insanların sözde aşklarını savunuyoruz.(savunuyorlar) saçmalığın daniskası!
insanlar ne kadar söyleyebiliyorlar "seni seviyorum" die (ah ne az duydum, ne kadar az söyledim) derin anlamlar taşıyan bir cümleyi ne kadar basit bir söz haline getirdiler.
sanırım biraz hislerle alakalı birşey. gerçekten hissederek söylemek. belki daha zor olurdu. daha mı??? birçok insan için bunu söylemek zor değil ki.....
yukarıda bahsedilen isimler.... yalan dünyanın sahte insanları.....
sanırım biraz hislerle alakalı birşey. gerçekten hissederek söylemek. belki daha zor olurdu. daha mı??? birçok insan için bunu söylemek zor değil ki.....
yukarıda bahsedilen isimler.... yalan dünyanın sahte insanları.....
insanlar duygularını kaybediolar yavas yavas,nedeni ne bilmiyorum ama gitgide hersey menfaate bineye basladı.bu yüzden hırsızlıklar cinayetler vs vs coğaldıkca coğaldı,gercek sevgiye değer veren korkusuzca ona anlamalar yükleyen 'düşlerine senayolar yazan 'insanalar azaldıkça azaldı.böyle biri varsa eger etrafınızda,onu bırakmayın derim ben,değeri bilinmeli artık bişelerin yoksa yok olacak hersey...
-
- Üye
- Mesajlar: 205
- Kayıt: Cumartesi, Aralık 10, 2005 11:05
- Konum: Bir uçurumun kenarındayım...O kadar yokum ki; görmüyorlar...