Hep "rüyalarda buluşuruz" demiştin. Rüyaların, bir gerçeğini göstermeye, gücün yetmemişti. Gidişlerin, gelişleride yalana çıkarken, ben, neye ve neden'lere, neden inanayım ki? Sevdiğinde, sevilmişliğini zannetmelerden kendini alamaz ki insan. Aldanılan her kelimede, aldatmaların gerçekçiliğini tad'amaz ki insan. Düşüncelerin var olduğu ülkelerdeki insanların, başbakan'ı olmak değildi amaç. Söz gelimi, sözler gelir geçer, kalıcı hiçbirşey yokken benliklerde, söz anlamlığını yitirmişliğini kutlar kendi içinde. Sessiz kalanların, sesindeki çığlığı duyabilmenin keyfiyle yaşamanın, anlamsızlığının içindeki, gerçekçiliğin ne anlama geldiğini sorduğumda, cevap olarak ne verebilirsin ki bana? Cevap yoksa, sende yoksun! "Küçük Dünya" derler, dedikleri kadar ufacık bir labirentin içinde kaybolabilen kişiliklerden bir tanesini de tanımıştım. Uzun zaman oldu, hayatımdan çıkanların haddi ve hesabı kalmamıştı. Gönül hoşluklarla hoş olmak isterken, gelip-gitmelerden sıkılmışlık durumunda. Anlam katmaktan ve rüya'lara dalmaktan korkarcasına, gözüm son ışığın etkisinde şimdi, kapanmak istemezken, rüyalarda boğulmakta beden. Giden hep haklıydı, kalan ise haksız. Kapılar kapandı bende, herkes cehennem'in etkisinde. boğul şimdi ateşin diplerinde...
Aytaç BAYKARA...
Ateşin Diplerinde...
-
- Üye
- Mesajlar: 25
- Kayıt: Salı, Kasım 24, 2009 11:30
- İsim: Aytaç
- Konum: Bursa