baykuşun gece düşleri

[baykus]

ölürsem
henüz bir kızım olmamışken...
beni anımsa ara sıra
hayatı bırakma
ben yapamadım
tutunamadım
sen unutma...
yaşamayı sevdiren güzellikleri düşün ,
ve birgün ;
ben yanında yokken
olur da başkasını seversen
olur da bir kızınız olursa
düşlerimizdeki ismi ver kızına...
eminim senin kadar güzel olacaktır yüreği,
ve eminim bakanın içini ısıtacaktır gözleri...
hiç üzmeyecektir sevdiğini
senin beni hiç üzmediğin gibi...

yüreğine iyi bak sevgilim
gün geceye dönüyor
içinde bir huzurla dalacaksın yine uykuna
kayıp giderken ellerim gecenin tenhasında
son kez seni seviyorum diyemesemde sana
duyacaksın, hissedeceksin beni yüreğinde nasıl olsa...


se.a.

[baykus]

gözlerinden attım kendimi aşağıya
ölürmüyüm sence ?
ya da kapanır mı yaralarım
sevdiğini zannedince
herşey üst üste geldi
kaldırırmıyım bilmiyorum
doğrusunu istersen
hiç kimseyi anlamıyorum
benmiyim herşeye karşı
herşey mi bana karşı
gezindim sağı solu
bulamadım anlayanı
...
...
...
...
...
NERDESİNİZ ?
BU HALİME NE DERSİNİZ ?
NORMALMİYİM SİZCE ?
ANORMAL Mİ ?


se.a.
0302007

[baykus]

özürüm kabahatimden büyük
en büyük engelim ; aşk
yine mi çalıyorsun kapımı
ben sildikce bütün rehberlerden adımı
damlaya damlaya göl olmuyor artık
kalan damlalarım tükenmek üzere ; aşk
küresel ısınmaya kurban mı gidecek
içimde -ki tüm birikimler
dört mevsim yaşanırdı bazı duygular
şimdi kendisini yaşamıyor hiç bir mevsim; aşk
kışın ortasında açıyor artık
mevsimini şaşırmış çiçekler...
sende mi yolunu şaşırdın ;aşk
...
adın aşk mı
aşk a kapım kapalı
adın aşk sa eğer
çalma kapımı...


se.a.
mayıs 9
aşka dair lakırdılar

[baykus]

sonbaharın ilk günleri...

ve eylül'ün...

yaz ile kış arası , siyah ile beyaz arası grimsi bir mevsimdir sonbahar... ve eylül... yağarsa kış açarsa yaz dedikleri... eylül'de doğmuşum , bu yüzden belki bu gel-gitlerim... bazen alabildiğine soğuk bir sabah esintisi , bazen sımsıcak bir öğle sonrası... -eylül de doğduğumdan mıdır nedir ? bazen en sevdiğime, bazen en uzak oluşum... bazen alabildiğine var, bazen yok oluşum...

sonbaharın ilk günleri...

ve eylül'ün...

bu eylül de yoksun... her eylül olmadığın gibi , bu eylül de yoksun... düşümde ki sevgili... hiç incittim mi , kırdım mı söyle seni ? biliyorum sadece bir düş olarak kalacaksın, hiçbir eylül geceme ortak olmayan , hiçbir eylül sabahına yanında uyanamadığım... düşlerimde düşünüp duracağım seni , düşeceğim bazen , şüphesiz...

ve sen bu eylül de tutmayacaksın ellerimi...


se.a.

[baykus]

rutubet kokuyor evim, gidişine ağlarken duvarlarım... cebimde birkaç düş kırıklığı, geriye kalan başka birşey yok. çaresiz bu aşkın üstüne de bir çizik atıp yeni aldanışlara yol alacağım. erkekler ağlamaz diyebilecek kadar gururum olsaydı keşke. erkekler ağlıyor çünkü -ağlamaz denilse bile- ve birçoğu hergece... ne tuhaf bundan utanmıyorum bile , gözlerdeki yaştan neden utanmalı ? oyuncakları ve düşleri birer birer çalınmış bir erkek çocuğu ağlayamaz mı ?

yalnızlık akıyor penceremden , birkaç yağmur damlasının arasına karışarak... boşa akmasın diyorum artık akan her bir damla su, avucumu açıyorum... dua ediyorum sanıyor görenler , delirmeme az kaldı bilmiyorlar. yalnız bir odanın voltasında zor oluyor sabah.. bir ileri , bir geri... ayna da aynı yüz, yok bir başkası... çok sevdiğim kağıt, kalem , tadı tuzu kalmamış bir aşkın son çırpınışları... içimde -ağlayan palyaço'nun- trajikomik surat ifadesi...

ağlayan palyaço...

size gülerken gözlerim ne kadar da mutlusunuz... belki de beni en çok bu yüzden seviyordunuz !

size gülerken suretim , palyaçonuz ağlıyordu , bilmiyordunuz...!!!


se.a.

[baykus]

gözlerin olmasaydı
yazılmazdı bunca şiir
kimse bilmezdi bir çift gözün
içimde ki derin yansımasını...
karanlık bir gecede ki yıldız
ayın aydınlık yüzü -ki karanlık yüzünde bir ben,
yarısı hüzün olan, yüzün
hiç bilmeyeceğin bir tarafında yüzünün
düşümde ki öpücük...
gözlerin olmasaydı
böyle dönmezdi dünya
yarısı alabildiğine soğuk
diğer yarısı öldürücü sıcak bir küre
bunların hiç biri olmazdı, ben de
gözlerin olmasaydı...


se.a.

[baykus]

tek başımayım... işte; her zaman insanlardan kaçan ben ile başbaşayım... bir zamanlar bana ufacık gelen evim de, herkes çok uzaklardayken, ben kendime çay demliyorum... üstelik yarısından çoğunun gideceği yer çöp kovası... sigara , bir sigara daha sonra , akşamdan kalan birkaç boş bira şişesi... aynada yorgun suretim , bakıp bakıp dalıyorum gözlerimin içine... İNSANIN KENDİ GÖZLERİNİN İÇİNE BAKA BAKA DELİRMESİ ne tuhaf... hava sıcak -adına küresel ısınma dedikleri- ama ben bazen öyle üşüyorum ki; en kalın battaniyem bile ısıtmıyor yalnızlığımı...

gözlerim de giden sevgilinin ardından kalan bir bakış ; durup durup gülümsüyorum bu terkedilişe , güleriz ağlanacak halimize -senden çok duyduğum bir söz-... kapalı olan telefonumun çalmayışı geliyor aklıma, birden fırlayıp olduğum yerden açıyorum telefonumu -belki'lerin içimden en geçtiği an'larda- yok yine aramamışsın... aramayacaksın da belli...

ne yapmalı bu saatten sonra ; arkadaşları mı aramalı yoksa biraz daha içip sızmalı mı ? içimde iki arada bir derede kalmışlığın belirsizliği... nafile yemek de yenmiyor yalnızken , ışıkları kapatıp yatmalı en iyisi... ama yine o kabuslar sararsa... yine eliyle bastırırsa tam yüreğimin üstüne , hani bana ne olursa olsun da, sen de kaybolursan benimle...

yok... en iyisi sabahın ışıklarını beklemeli , kahve üzerine kahve... en koyusundan -kahveyi sevmesem de- , şarkıları dinleyemiyorum eskisi kadar , kaldıramıyorum... zaten artık PARA İÇİN YAZILIYOR ŞARKILAR... içimin en derininde saklı hazinem;

her yolun sonu sen
her yolun sonu uçurum
her yolun sonunda kendimi
uykularda bulurum...

...
...
...


se.a

[baykus]

ben anlatmak istedim... siz yoktunuz...

geceler boyu için için ağladı içim , kimse yoktu yanımda... aynalar ve ben , kendimle başbaşa , kendimle karşı karşıya... kimseye anlatamadıklarımı kendime anlattım , ağladım... çok istedim, bilemezsiniz ,ne kadar çok...

yoktunuz...

şarkılar söyledim , bir tuhaf oldu içim...

yoktunuz...

karşımdaydı aynada ki suretim...

aynanın içinde bir ben daha var... ben ağladıkça ağlıyor , gülümsersem gülümsüyor , arkamı dönüp gittiğim de "aynanın içinde ki suretim nereye gidiyor? " benim hüzünlerim o'na da vuruyor mu ? benim o'na bakmadığım zamanlarda o'da yalnızlığına bir şarkı söylüyor mu?

yoktunuz...

soğuktan üşüdü, titredi yüreğim...

yoktunuz...

ilk ve son gözyaşını döken güvercin kadar bitkindi nefesim...


se.a.

bir yalnızlık hali 2

[baykus]

yine bir sonbahar akşamı terkedersin birisini , ne ezilmiş bir yürek umrunda olur ne de yıkılmış hayaller ... arkana bile bakmadan çekip gidersin yine ... yepyeni bir hayatı söndürmeye... zaman olur da bir gün ... harcarsın beş para etmez insanlar için kalbi altın değerindeki birisini... senden sonrasını hiç düşünmeden gidersin ... ne verilen sözler aklında kalır ne söylenen sana yazılmış şarkılar ... zaman olur da birgün ... ölür birisi senin için ama sen adını bile hatırlamazsın birisinin ... BENİM... SE.A

[baykus]

açılır bütün kapıları yüreğimin sana ,
elinde balonla bekleyen o küçük çocuk benim...
sana yıllar öncesinden ,
anlamını yüzyılımızda yitirmiş,
modernizme direnen bir aşk getirdim...
istersen büyüt ellerinle bu yaban çiçeğini
istersen kurut , kurutup attığın bütün sevgi çiçekleri gibi...
ben elimde kalan tek gerçek ile çıkıyorum yoluna ,
yüreğim...
yüreğime iyi bak isterim !
yıllarca çok hırpalandı , kıırldı...
gün oldu vazgeçti yaşama direnen isyancı yanından ,
gün oldu deli gibi attı giden sevgilinin ardından ,
korku ile ağladı...
gün oldu hiç sebepsiz yanlış yollara saptı...
ama değişen dünyaya tüm gerçekliği ile direndi...

şimdi senin o yürek...
ve o yüreğe giden bütün yollarda senin adın...

se.a.

[baykus]

rüzgarının yanağımı okşaması ne güzel ,
sen yanımdan umarsızca geçerken...
bir öpücük sanki ;
düşümde büyütüp büyütüp ,
içimde küçücük kalmış...
çocukluktan kalma bir çilek tadı düşümde dudakların ,
belki de tadını hiçbir zaman tadamayacağım...


se.a.

çilek tadı

[baykus]

penceremde -ki buğu anımsattı gözlerini
ağlamaklı biraz sanki
ama silince gözyaşlarını
ardında tertemiz bir dünya saklı...

se.a.

buğu

22032008

[baykus]

vurgun vurdu düşlerime...
şimdi hepsi hepsi ,
yalnızlık düşlerimin elinde kalan...


se.a.

22032008

[baykus]

bütün sokaklarında ,
seninle yaşanmış bir anı kaldı sanki ;
şehrin...
kelimeler cümlelere dönüşmekte bu kadar zorlanırken
ben sana nasıl anlatayım
seni çok özlediğimi....

se.a.

özlem

22032008

[baykus]

sigara tadı kaldı
ardından
buruk bir sigara tadı
paket paket içilmiş
buruk
bir
sigara
tadı...


se.a.

22032008