En unutulmuş anlarda varlığın habercisiyle irkilmek.
Benlikle yaşam arasındaki bütün köprüleri yakıp beynin derinlerinde kayboluş.Ya da kendini buluş..
Sürprizsizliği alışkanlık yapmış sahte olaylar zincirli yaşam denilende afallamalar.
Evet, daha çok soru sormaya, çoğunda cevapları bulamamanın çekiciliğine kapılıp anlık mutluluklarda sorgulayışların ne olursa olsun doruklarda yaşanması.
Tam kaçmaya karar vermişken kendinden kaçamayacağını en güçlü tezlerle kanıtlamaya çalışırcasına ‘bir dış neden eşliğinde yaşanan iç ürpertisi..
Her akla gelişte (akıldan çıkıp çıkmadığını sorgulatırcasına) mantık denilenin yok olmasına içtenlikle izin veriyor olmak.
Kısa bir kendini dinleme dönemi.. Ve artık dinlenmek istenenin kendin olmadığını fark edişler..
Ne olduğunu anlamaya çalışmadan oyuna devam etmenin iyiden iyiye hoşa gitmeye başladığı anlar.
Uzun zamandır yazmıyor olmanın ürkekliğinde , aslında hiçbir şeyin değişmediğine işaret olurcasına bitmiyor yine bir yazı.Bitirilemiyor tarafımdan.Bir sürü şey gibi..Kelimelere isim takmak gibi bu da zor.
Kendine bir yer bulmanın arayışlarında belki de başka birine yer verebilecek kadar hazır hissedişin garip sarhoşluğunda , ‘içki’nin başkaldırılarımızı rendeleyip ortak aşka dönüştürmesinden doğma neş’eyle.. hoş geldin. - yazılanlar hissedilenler veya yaşananlardır.. aynı zamanda onlar hayal ve kurgudur da. çünkü onlar ben’im. -