düşten ibaret bir hayat yaşadık
herkesin kaybettiği bir oyundaydık
en son hangimiz ölmüştük saklambaç oynarken
ve hangimiz çocuktu kirli ellerini ağzına sürerken
yerlere tükürmek ayıptı o zamanlar
şimdi ağlıyor yerler
rabia teyze beddua etmiyor artık
nasıl olsa o eski tadı bulamıyor
teknolojinin ruhsuz bıraktığı çocuklarda
sirozdan ölmüyor arkadaşım mehmet
hala karşı kapıdan çıkıp
"gel ulan takılalım biraz" diyecek gibi sanki...
neden her düş bitmek zorunda
uyandığımda mehmet ölmek zorunda
başlık paraları hala enflasyon oranında
bulutsuz günler çok uzaklarda
bulamadım çıkışı
hangi dala binsem keser oldum
soğudum türümden, türevlerimden
amacım yok
vazgeçtim tüm görevlerimden...
bırakın düşeyim
bırakın sevişeyim artık
bırakın beni karanlığa
kendimden geçeyim artık...
bırakın...
-
- Üye
- Mesajlar: 69
- Kayıt: Perşembe, Mart 2, 2006 20:27
- Konum: İstanbul
-
- Takımdan
- Mesajlar: 481
- Kayıt: Cumartesi, Nisan 23, 2005 19:19
- Konum: Eskişehir
-
- Üye
- Mesajlar: 196
- Kayıt: Cuma, Mart 31, 2006 17:00
- Konum: Sakarya
-
- Üye
- Mesajlar: 51
- Kayıt: Çarşamba, Ağustos 9, 2006 21:58
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 175
- Kayıt: Salı, Eylül 27, 2005 15:34
- Konum: ah bi bilsem
-
- Üye
- Mesajlar: 49
- Kayıt: Salı, Ağustos 15, 2006 23:19
- Konum: Samsun
-
- Kıdemli üye
- Mesajlar: 1470
- Kayıt: Çarşamba, Ekim 26, 2005 22:30
- İsim: Metin Çetin
- Konum: Aydın
rabia teyze beddua etmiyor artık
nasıl olsa o eski tadı bulamıyor
teknolojinin ruhsuz bıraktığı çocuklarda
sirozdan ölmüyor arkadaşım mehmet
hala karşı kapıdan çıkıp
"gel ulan takılalım biraz" diyecek gibi sanki...
burda anlatmak istediğim şu;
çocukluğumda ağaçlarındaki meyveleri izinsiz kopardığımız için bize beddua eden rabia teyze artık zamane çocuklarına sesini çıkarmaktan vazgeçti..
çünkü onları ruhsuz kılan bir teknoloji illeti var başlarında..
ve o çocukların çocuk olduğu yıllarda benim bi arkadaşım vardı adı mehmet idi.. genç yaşında siroz'a yakalanıp öldü. üstelik siroza yakalanmasının sebebi tezgahta seyyar dondurma satan birinden satın aldığı ürün idi..
sedef'in yorumunu okuduğumda ismimin mehmet olduğunu düşündüğünü sandım. bu açıklamayı yapma gereği duydum..
asıl zaman ayırıp okuduğun için ben teşekkür ederim sedef...
nasıl olsa o eski tadı bulamıyor
teknolojinin ruhsuz bıraktığı çocuklarda
sirozdan ölmüyor arkadaşım mehmet
hala karşı kapıdan çıkıp
"gel ulan takılalım biraz" diyecek gibi sanki...
burda anlatmak istediğim şu;
çocukluğumda ağaçlarındaki meyveleri izinsiz kopardığımız için bize beddua eden rabia teyze artık zamane çocuklarına sesini çıkarmaktan vazgeçti..
çünkü onları ruhsuz kılan bir teknoloji illeti var başlarında..
ve o çocukların çocuk olduğu yıllarda benim bi arkadaşım vardı adı mehmet idi.. genç yaşında siroz'a yakalanıp öldü. üstelik siroza yakalanmasının sebebi tezgahta seyyar dondurma satan birinden satın aldığı ürün idi..
sedef'in yorumunu okuduğumda ismimin mehmet olduğunu düşündüğünü sandım. bu açıklamayı yapma gereği duydum..
asıl zaman ayırıp okuduğun için ben teşekkür ederim sedef...
-
- Üye
- Mesajlar: 49
- Kayıt: Salı, Ağustos 15, 2006 23:19
- Konum: Samsun
tamam sedef şimdi daha iyi anladım yorumunu ve böyle bir eklenti yapman da çok hoş oldu bence.. zaten burnumuzun dibinde yaşadığımız bir savaş var ve arada böyle vurgular yapmak bazen unuttuğumuz burnumuzun ucuna da bakmak eylemini de aklımıza getiriyor..
En son yaskaman tarafından Pazartesi, Ağustos 28, 2006 14:25 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
-
- Üye
- Mesajlar: 80
- Kayıt: Cuma, Temmuz 21, 2006 10:12
-
- Üye
- Mesajlar: 77
- Kayıt: Perşembe, Mayıs 25, 2006 01:21
- İsim: ciwa
- Konum: Edirne