lavinya'da etraflarda dağınık olarak dolaşanbirsürü şiir var,onları toplayalım dedim,beğendiğiniz,sevdiğiniz şiirleri yazarsanız sevinirim,lavinya'nın bir şiir albümü olsun istedim..
- - -
Edited By Webmaster mon 17 05
bu şiir bana neyi anlatır..?
-
- Takımdan
- Mesajlar: 535
- Kayıt: Cuma, Haziran 11, 2004 13:10
- Konum: Kocaeli
-
- Site Admin
- Mesajlar: 2607
- Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
- İsim: Murat
- Konum: Giresun
- Yaş: 44
-
- Takımdan
- Mesajlar: 535
- Kayıt: Cuma, Haziran 11, 2004 13:10
- Konum: Kocaeli
KUPON
ucuz bir efsane alın
gündelik yaşamınızdan
bir imge biçin kendinize
pazarın ürettiği görünmez kumaşlardan
ya da değişik tarihli parçalardan
yüzünüzü ısmarlayın
yukarıdan aşağıya üç
soldan sağa beş
üç beş kişi
sığdırın kendinize
yedeğinizde bulunsun
malum,bu durumlar belli olmaz
her çekiliş için farklı
kuponlar
bu durak olmazsa önümüzdeki durak
ilerieyelim beyler
öldürdükçe içimizdekini önde boş yer var
MURATHAN MUNGAN
ucuz bir efsane alın
gündelik yaşamınızdan
bir imge biçin kendinize
pazarın ürettiği görünmez kumaşlardan
ya da değişik tarihli parçalardan
yüzünüzü ısmarlayın
yukarıdan aşağıya üç
soldan sağa beş
üç beş kişi
sığdırın kendinize
yedeğinizde bulunsun
malum,bu durumlar belli olmaz
her çekiliş için farklı
kuponlar
bu durak olmazsa önümüzdeki durak
ilerieyelim beyler
öldürdükçe içimizdekini önde boş yer var
MURATHAN MUNGAN
Çilli küçük bir kızdın...
Bense aşkı dil çıkarıp kaçmak sanıyordum o zamanlar. Oysa yıllar sonra baktığımda; bende temiz kalan, yalnızca senin sevimli suretin...
Zaman ne kadar kirletmiş aşkları!
Büyüdüm...
Sen gideli çok oldu...
Artık dil çıkarmıyorum aşklarıma, çünkü senin kadar masum değil artık hiçbir aşkım...
selçuk aydın...
Bense aşkı dil çıkarıp kaçmak sanıyordum o zamanlar. Oysa yıllar sonra baktığımda; bende temiz kalan, yalnızca senin sevimli suretin...
Zaman ne kadar kirletmiş aşkları!
Büyüdüm...
Sen gideli çok oldu...
Artık dil çıkarmıyorum aşklarıma, çünkü senin kadar masum değil artık hiçbir aşkım...
selçuk aydın...
-
- Takımdan
- Mesajlar: 535
- Kayıt: Cuma, Haziran 11, 2004 13:10
- Konum: Kocaeli
karanlığa metafor
başladığım zaman söyleyecek sözüm yoktu
hiçliğimde kayboldum
kartlar dağıtılmıştı,kalkmayı isterdim masadan
sarkaç sallanırken,zamana tutunup
duvarların üzerime geldiği yerden kurtulmayı
gözümü kapadığımda,tanımadığım bir çift göz,
yüzümde yabancı bir bakış
onu ordan sökebilmeyi isterdim
defalarca denedim
sana yalan söyledim,senin hep yaptığın gibi
sadece senin gibi olmayı istemiştim,
insanlar şimdi bir yalana kurban ediliyor
ve ben kaçabilmeyi isterdim
sarkaç sallanırken,zamana tutunup
o hep kafası karısık olandan kurtulmayı
tek olmak istemiyorum
o hissettiğim şey hiç olmadı
nasılsa benim
sensizliğe ihtiyacım var..
/neşe/
başladığım zaman söyleyecek sözüm yoktu
hiçliğimde kayboldum
kartlar dağıtılmıştı,kalkmayı isterdim masadan
sarkaç sallanırken,zamana tutunup
duvarların üzerime geldiği yerden kurtulmayı
gözümü kapadığımda,tanımadığım bir çift göz,
yüzümde yabancı bir bakış
onu ordan sökebilmeyi isterdim
defalarca denedim
sana yalan söyledim,senin hep yaptığın gibi
sadece senin gibi olmayı istemiştim,
insanlar şimdi bir yalana kurban ediliyor
ve ben kaçabilmeyi isterdim
sarkaç sallanırken,zamana tutunup
o hep kafası karısık olandan kurtulmayı
tek olmak istemiyorum
o hissettiğim şey hiç olmadı
nasılsa benim
sensizliğe ihtiyacım var..
/neşe/
yorgunluğum saklamıyor artık beni
göz altı torbalarım...
aynaya son kez baktım
yaşlandın mı artık?
daha ne kadar kaçacaksın kendinden
hiç bir yağmur saklamıyor kaçışlarını...
bir kez daha sabah olacak
ve bir akşam daha
uykusuz bir gece
bir bardak şarap daha koy kendine; belki sarhoşken...
ama yok!
daha da çoğalıyorsun
her gün daha çok sen...
yağmurlar...
gecede olsa çıplak ayaklarım
sen yokken tadım yok
ayakkabılar; onları hiç sevemedim bilirsin
özgürlüğmü bir tek onlar kısıtladılar
ama her yağmurda çıkardım onları
seninle yaptığımız gibi
yanında özgür olmak çok güzeldi!
ama yok!
sen yoksun
daha da çoğalıyorsun
her gün daha çok sen...
...selçuk aydın-daha çok sen-1.bölüm...
göz altı torbalarım...
aynaya son kez baktım
yaşlandın mı artık?
daha ne kadar kaçacaksın kendinden
hiç bir yağmur saklamıyor kaçışlarını...
bir kez daha sabah olacak
ve bir akşam daha
uykusuz bir gece
bir bardak şarap daha koy kendine; belki sarhoşken...
ama yok!
daha da çoğalıyorsun
her gün daha çok sen...
yağmurlar...
gecede olsa çıplak ayaklarım
sen yokken tadım yok
ayakkabılar; onları hiç sevemedim bilirsin
özgürlüğmü bir tek onlar kısıtladılar
ama her yağmurda çıkardım onları
seninle yaptığımız gibi
yanında özgür olmak çok güzeldi!
ama yok!
sen yoksun
daha da çoğalıyorsun
her gün daha çok sen...
...selçuk aydın-daha çok sen-1.bölüm...
Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm ,pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayati en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedim ki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayati seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki,
son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...
Nietzsche
Cenneti de gördüm, cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm ,pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayati en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedim ki "söz ver kendine"
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayati seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki,
son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...
Nietzsche
ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ
yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor;
gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz.
yeni gün çoktan geldiği halde,
yeni bir gün düşlüyoruz.
yapılması gereken savaşlardan kaçıyoruz.
çağrıyı duyuyoruz; ama hiç önemsemiyoruz;
gelecek henüz bir planken, o gelecek için ümitleniyoruz.
her gün kaçtığımız bilgeliği düşlüyoruz,
kurtuluş elimizdeyken, kurtarıcı için dua ediyoruz.
ve hala uyuyoruz.
ve hala uyuyoruz.
ve hala dua ediyoruz.
ve hala korkuyoruz....
yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor;
gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz.
yeni gün çoktan geldiği halde,
yeni bir gün düşlüyoruz.
yapılması gereken savaşlardan kaçıyoruz.
çağrıyı duyuyoruz; ama hiç önemsemiyoruz;
gelecek henüz bir planken, o gelecek için ümitleniyoruz.
her gün kaçtığımız bilgeliği düşlüyoruz,
kurtuluş elimizdeyken, kurtarıcı için dua ediyoruz.
ve hala uyuyoruz.
ve hala uyuyoruz.
ve hala dua ediyoruz.
ve hala korkuyoruz....