nemli bir sabaha uyanırdık
ilk ışıklarıyla aklımızdaki sözcüklerin
ötelenirdi ölüm sanki
ya da ara verilirdi ömre
aramak koparırdı bizi birbirimizden
ayrı bir kavuşmak iklimiydi
kandık
kandırıldık...
yolların uğultusu ayaklarımızda
sanki acı çektirmeden öğrenilmezdi sevmek
o aptala yakın saflığına umudun
ve gel zaman git zaman
çoğalınca grileri mevsim sonlarının
düştüğümüz boşlukta gene birlikte
boğardık
boğulurduk...
sırtımızı yasladığımız bu kahkahalı kofluğun
adressiz sorguları sonuçsuz
sonuçsuzluğun hırçın şiddeti günahsız
sonuna kadar zararlıyız bilmediğimiz kendimize
ağaçların yağmurda kalem gibi dizilişini bile
şapşalca elimize yüzümüze bulaştırmışız ya
ya bir de kaçmasaydık birbirimizden
satardık
satılırdık...
portatif radyo günlerinden getirmiştik
sakar hüzünlerimizi
uykulu gözlerimiz bir yurttan sesler klasiği
o kadar ki sadeydik konuşmaya üşenecek kadar
ve bir çocukluk hastalığıydı böyle esrikçe hayata küsmek
akla ziyan gençliğimizde geç kalmanın soluksuz korkusu
yorduk
yorulduk...
kağan işçen...
Çoğul Özeleştiri
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana