1.
tüm ayrılıkların sonunda tek o aynı
annemin saç tellerine sığınır korkularım
yoksul ve yoksun kışlarda ağlar gibi çaresiz...
2.
hayat aynan olmak isterim bencilce
ve bir kır evi kadar sessizliği abartısız
ölmek isterim
kuytusunda yokluğunun...
3.
güneşte şımarık
mavide uçarı
beyazda sarhoş
martı
sen mi bana özeniyorsun
ben mi sana
yoksa ikimiz mi özgürlüğe...
4.
kırıktı
soğukluğu bile tanış gülüşüme
hangi yıla ait olduğumu anımsatmaya çabalı
kırmızı tuğlalarla örülü bir ağutosla şımarık
yüreğime inen asmadan
is kokulu rutubet kışına
kırıktı...
5.
takvimlerde kaldı anısı
ayak bileklerime kadar kar
bir ara sokak ürpertisi sonrası ağlamak gibi
üşüdükçe gölgelere sokulan utancından
gençlik aşkı sanılanından
ama değildi işte...
6.
ev:
ışıkları kör odaları rutubetli
kimseyi özlemez gibi halleri
pencereleri yalancı
sen:
tavanında ne bulduysa gözlerin
en son ona bakıp gittin
yağmur grisi bakışlarını açarak
sonsuzluğa
ben:
kaldım dipte...
7.
sahil renklim ol istiyorum
köpükleri kirli kışta
eski yün montuma sarınalım
çamurlu ayaklarım yorgun
düşlerim gündüz yorgunu
bir bardak çaya sığınalım
uyanayım...
kağan işçen...