acımış:
şaha kalkan yalnızlıklar ordusu
cadde artığı
kömür kokulu kalabalıkları
kirli yağmurun
güya...
hüznün onuru yenik
tanısız:
kent
terkeldilmelere bağımlı
ben atında son süvari
dört nala dolu dizgin
umutsuzluk çağını aşmak itili
saçlarınla dizginlenir yüreğim
dizginlerim sende dizginsiz
yakınlığın:
hangi mevsim yanarsa yansın içimde
her yanım öksüz bir kış kuşluğu
ah bilsen lacivert buzulların içinde
ayaklarım donarak
bir ağacın arkasına tünemiş oğlan çocuğu
o benim...sana baktığım anda kalıveren...
zamanımın yanında ol lütfen...
şekerim:
görüşlerinde ömrüm kadar
gözlerimde sanık bence
inkar ettiğin bana olanın o
ölümüne bir ön yargı gibi
şimdi ne yapsam doğal afet
her adımım ayrı bir şekilsizlik
seni seviyorum
"şekerim"
kağan işçen