iyimserliğime dokundu yaz
seni eylülüme anlattım peşin peşin
rüyalarımı tanıştırdım sıcacık parmaklarınla
ham ölüşleri unuttum ayrılığında
ayrılığında bir hayat sürdüm
sobasında gözlerin kışlarının
tığ gibi bir kötümserlik saplanınca kalbime
çocuk resimleri kadar masum koşturmacalarım
en genç gençliğinden vuruldu
ama durulmadı arayan şiirlerim
ay ışığının geceyle öpüştüğü yerde
döneceğini düşünüp
eğleniyorum zamanla
kusursuzluğunu yitirmiş şimdi çöl
bütün aşmalar öksüz
hani dağlara bulaşmadan
dinmezdi bu sızı
hayat ilk nasıl böyle bir kıtlık
tanımıyorum hiçbir masallı kavuşmayı
gönül lugatımda bütün diller yitik
seni isteyen sesiydi çığlığımın
alfabesi bütün bir gece eğitimli
kendi karanlığımda boğuluyorum
sanki nedensiz
sana ağlayan gözlerimin en bakir anıydı
toprak kokulu bir çaresizlikte
düşlerim hayata sığmayınca
zamanla eğleniyorum...
bende bıraktığın yıldızlar kadar çok
beni bıraktığın gökyüzü kadar yalnız
ıssız...
ıssız ve biricik ayrıntısıydın sırlarımın
hor kullanılmış mevsimlere döndürdün hüzünlerimi
bütün renkleri yaşlanmış bir gökkuşağına
yorulunca yangın
artık gitme vaktidir
hiçbir acıyı söz konusu etmeden
bağışlayarak yanlış kanaatlarını
yaprakların döküldüğü yeşil bir rüya kadar kadersiz
kederliyim
yaralarımın kıyısı yok
sızılarımın payında uzak limanlar
tan yeri çırağı bakışlarının
sesindeki bu ülkü
ben miyim ki
zamanı eğliyorum...
kağan işçen
Eğlenmek Zamanla
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana