fd sarkilarini anlamak icin en az .......

Feridun Düzağaç Hakkında Sorulan Sorular, Bilgiler, Bildiriler, Konser Duyuruları, Biyografi, şarkı sözleri, albümler, incelemeler.. Feridun Düzağaç Biyografi! - Feridun Düzağaç Şarkı Sözleri!
buralarsoguk

fd sarkilarini anlamak icin en az .......

Mesaj gönderen buralarsoguk »

Feridun Düzağaç Şarkılarını Anlamak İçin En Az İlkokul Mezunu Olmak Gerekiyor

O dışarıdan dipte,sonda,depresyonda gibi gözükse de,kalbinin derinliklerinde huzurlu...
Hatta o kadar iyi ki,zaman zaman kendine bile zarar veriyor! Olaylara olumlu yaklaşmak yerine,ka-
ramsar olmayı tercih ediyor. aba ukaramsarlık da kendi yolunda ilerlerken,ona yakıt olarak geri
dönüyor. Şimdilik yakıttan da oldukça memnun görünüyor.
-Yeni albümünüz çıkmak üzere. Bu albümde,tarzınızda değişiklikler yaptınız mı?
Yeni albümde biraz değişiklikler var. Bir kere ritmi,biraz keşfettik. Daha sert ya da da-
soft değil de, ritmi içinde daha çok kullandık. Bu albümde kesinlikle akustik olmayan iki şarkı
var. Bunu bana iki yıl önce söyleselerdi,'git,görüşmeyelim artık' derdim ama iki şarkı kesinlikle
midi. En büyük değişiklik bu.
-Albümün klip şarkısı 'Dipteyim,Sondayım,Depresyondayım' çok güzel; Yasemin Kozanoğlu gü-
zel, mekan güzel, siz de güzelsiniz. Eski kliplerinizin çok uzağında bir videoyla çıktınız karşı-
mıza!
Annemin bir uyarısı oldu: 'Evladım sen o kadar çirkin bir çocuk değilsin ama kliplerde
çirkin görünüyorsun'. 'Anne bu bir güzellik yarışması değil' diyordum ama şaka derken, bu benim
içimde büyüdü büyüdü sonunda Ömer Faruk Sorak'a gittim. 'Bu güne kadar hep şarkılardaki Feridun'u
çektin, bir kere de tanıdığın, hergün gördüğün Feridun'u çeksen ya' diye bir ön bilgi verdim. Bu
sefer karanlıklardan uzak, güzel bir Feridun olsun istedim.
-İstediğiniz Feridun çıktı mı ortaya?
Kesinlikle evet! Ben meğer gülebiliyormuşum ve gülmek bana yakışıyormuş. Hep istediğim,
özendiğim Feridun çıktı ortaya. Aslında bu parçaya klip çekerken bazı kaygılarım oldu.
-Ne kaygısıydı bu?
Şarkının videosu çekilirken, benim kafamda bir soru işareti vardı. !Dipteyim,Sondayım,
Depresyondayım' diye bir klip çekiliyor ve Türkiye'nin durumu ortada. Şarkıdaki diptelikle,
Türkiye'nin dipteliği özdeşleştirilir diye bir kaygı yaşadım içimde. Klipte de bunu çağrıştıra-
cak herşeyden kaçınmaya istedik. Bu şarkı ikibuçuk yıl önce yazıldığında, Türkiye dipte değildi.
Videoyu da bu karanlıklardan çok uzaklarda tuttuk. O anlamda çok başarılı bir klip oldu.
-Sizin şarkılarınızı anlamak için düşünmek gerekiyor, anlaşılmamaktan korkuyor musunuz?
Bu albümde şarkı diline pek ait olmayan kelimeleri kullanmak gibi bir derdim oldu neden-
se. Bundan önceki albümümde öyleydi ama bu sefer anlatacaklarımı direkt olarak değil, dolambaçlı
yollardan anlatmayı denedim. İşin gerçeği ben bilmece-bulmaca mantığını çok seviyorum. Bazı in-
sanlar anlayamadıkları için yakınsa da hepsinin anlamı ve tüm sözlerin bir açıklaması var.
-Sözler anlaşılmaz değil, düşündürücü sadece!
O zaman tamam, bu olmasını istediğim şey zaten! Ama birçok kişi düşünmek istemiyor gali-
ba. Ben bunu özlüyorum son zamanlarda. Herkes bir 'sex bomb, sexbomb' halinde. ben çok uzun yıl-
lardır söz yazıyorum ve içimdeki, o söz yazan Feridun hep aynı kaldı ama dışarıda çok şey değiş-
ti. İnsanların değerleri değişti. Ben değerler anlamında eski bir adamım, hala düşünürüm, hala
ağlarım, romantik bir adamım açıkçası. Galiba bu çağdaki insanlar için romantizim daha alt sıra-
lara düşmüş bir değer. 'Anlaşılmıyorsam, bu benim sorunum değil,çağın bir sorunu' deyip hiç
üzerime alınmıyorum. Ben kendimin şarkılarını yazıyorum, içimdekileri dışarıya vuruyorum.
-Şarkılarınız sizi anlatıyorsa, çok yalnız bir adam olmalısınız. Nedir sizi bu kadar üzen
yalnız hissettiren?
Evet, bu albümde bir yalnızlık var. Zaten albümün adını 'Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir'
koydum. Yaşamla girdiğim bir kavga var hatta tüm şarkılarıma da yansır bu. Yalnızlığın altını
çizmek istedim bu albümde çünkü ben birçok anlamda da yalnızım zaten. Benim çok yaralı, hüzünlü
ve trajik bir çocukluğum oldu. Çok şeyleri yaşamadan geçen, belki beni çok seven insanlar
arasında oldum ama çaktırmadan sevildim, ben de öyle sevdim. Bu yüzden platonizm benim için çok
şey ifade eder. Çoğu insan bunu lise çağında yaşar belki
-Yaşamla girdiğiniz kavga nedir?
Birçok şeyi direkt değil de dolaylı yollardan anlatmak,benim küçüklüğümden kalma bir
karateristiğim ve bir sorun aslında. Biz babamla birbirimiz için ölürdük, daha onun yokluğunu
hazmedebilmiş değilim, ki onu kaybedeli beş buçuk yıl oldu. Ne ben babama 'seni seviyorum'
demişimdir, ne de o. Böyle hastalıklı kahredici bir durum. Kavgam bu! Artık 'hiç bir şey içimde
kalmasın' adına yaşıyorum ben.
-Bu kadar karanlık olmak kendi tercihiniz mi?
Karamsarlığı, iyimserliğe tercih ediyorum. Olaylara kötümser yaklaşıyorum,iyi yanlarını
göremiyorum. Olumsuzlukların, beni rahatsız eden, acıtan şeylerin varlığını hissetmek gibi bir
tercihim var. Mutluluğun,aydınlığın şiirlerini yazanlar genelde daha azınlıktadır zaten. Gerçek-
ten de bütün şarkılarımda bir yalnızlık, bir efkar bir terkediliş vardır ama altında bir ışık da
vardır. Şarkıların yarısı hiç tanışmadığım kadınlara ithafen yazıldı,diğer yarısı da bildiğim bir
kaına. Terkedilmişliğin sezinlendiği şarkılar ona yazılmış olanlardır. Bir de çocukluğumu öykünüp
yazdıklarım var.
-Bu büyük aşkı da platonik mi yaşadınız?
Tabii! Hiçbir zaman ona kavuşamadım çünkü ona kavuşmak gibi bir arzum olmadı.
-Onunla olmak için bir girişiminiz olmadı mı?
Hayır, o öyle anlamlıydı.
-O zaman siz yalnızlığınızı kendiniz yaratıyorsunuz!
Evet! İlk aşkımı platonik yaşamış olmanın,hiçbir girişimde bulunmamış olmanın getirdiği
yaralar var içimde. Galiba efkarım oradan kaynaklanıyor. Bu efkarda beni yani şarkılarımı besliyor
aslında. Bu acılar bir nevi yakıt olarak bana geri dönüyor ve ben bu yakıttan memnunum. Hayatım
boyunca hiçbir şeyim yolunda gitmedi. Düşünüyorum da,herşey huzurlu olsa, sıkıntıdan ölürüm
herhalde. Hayat bu kadar basit ve kolay olmamalı.
-Çok düşünceli bir insana benziyorsunuz, sürekli uzaklara dalıyorsunuz, nerelere
dalıyorsunuz?
O anlarda kafamda birşeyler yazıyorumdur, yeni sözler, melodiler geçer aklımdan. Bazen de
gittiğim gece kulüplerinde eğlenen insanları gözlemlerim. Hepsi, tepine tepine, bağıra çağıra,
içe içe çok eğlenirler. Benim hiç öyle bir modum olmamıştır. Ben onları izlerken, 'nasıl onlar
gibi olabilirim' düşüncesine dalarım. Ama dışarıdan düşünceli gözüksem de, içimde çok eğleniyorum
zaman zaman.
-Kendinizi hayatın rüzgarına salmış gibi bir haliniz var!
Benim hayattan hiçbir beklentim yok ki. Hayat çok enteresan bir şey, bugün varız,yarın
yokuz! Babamın ölümünden sonra, ölümden intikam almak için,'Beyaz' diye bir şarkı yazdım ama
intikamımı alamadım. O çok güçlü bir şey. Hayat aslında bu kadar basitken, geleceğe dair planlar
yapmak bana anlamsız geliyor. Çok iz bırakanların bile unutulduğu bir dünyadayız.
-Sizin minik bir kızınız var. O hayatınızı nasıl etkiledi?
Minicik, 1.5 yaşında bir kızım var. Sağlığıma daha fazla dikkat etme ihtiyacı duyuyorum,
çünkü babamı kaybettiğimde yaşadıklarımı, şimdi o arkadaş yaşasın istemem. Bebeğime onu çok
sevdiğimi hissettirmek ve onun da sevgisini kazanmak istiyorum. Ona steril bir dünya kurmak
derdindeyim, bir sanatçının kızı olmak, bir muhasebecinin kızı olmaya benzemiyor.
-Onun için yaptığınız bir beste var mı?
'Yalnızlığım Sana Emanet' başlarda, onu düşünerek yazdığım bir şarkıydı ve şu hastalığa
bakın ki, nedense onunla geçireceğim güzel zamanları değil de,'ben öldüğümde kızım ne hisseder
acaba?' diye bir trjediyi düşünerek yazdığım bir şey. Tabii sonra şarkıyı o şekilde kurgulamaktan
vazgeçtim ve başka bir yön verdim.
-Size yeniden kişiliğinizi oluşturma şansı verilse kendinize ne yapardınız?
Çok şey isterdim, kendimi masaya yatırıp, kesip, biçtikten sonra, çok şey istemeden yine
aynı Feridun olurdum herhalde. Aslında iki Feridun var. Bir tanesi bir şey üretmediğim zamanki
halim, diğeriyse üretkenki halim. Birşeyler üretmezken, sıradan bir insanl gibi davranmayı ister-
dim, daha rahat, çılgınca eğlenen, tepinen ama üretirken kendimi çok ayrıcalıklı hissediyorum ve
bundan keyif ve haz alıyorum. Ben galiba yine ben olmak isterdim!
-Bu aşk şarkıları ya da şiirleri hep erkekler tarafından yazılıyor, neden?
Ama erkekler hep kadını yazarlar, bu bir kısırdöngü. Erkekle kadın arasında, duygusal
donanım anlamında çok büyük farklar var. Erkek genelde aşk duygusuna aç kalıyor ama kadın bunu
yaşabiliyor. Bunun sonucunda da kadın yazamıyor çünkü tok. Erkeğin açlığı ise içinde fırtınalar
kopmasına sebep oluyor. Kadın ağlıyor, gülüyor,duygularını dolu dolu yaşıyor, erkekse gizliyor.
Erkek daha kırılgan aslında.
-Kendinizden çok karşınızdakini düşünüyor gibisiniz bu sizi olumsuz etkiliyor mu?
Bu beni yoruyor, bu aşılabilen bir şeyse,aşmak isterdim, daha kayıtsız olmak gerekiyor bu
şehirde. Ben Anadoluluyum. İstanbul'da büyümekle, Adana'da büyümek arasında büyük farklar var.
Bu yaratılış değilse de, donatılış. Bazen kendime zarar verecek kadar başkalarını düşündüğüm
oluyor.
-Herkese hitap eden bir melodik yapı varşarkılarınızda ama bir türlü patlayamadınız.
Sizce bu sizin çekingenliğinizle, mütevazılığınızla mı alakalı?
Tabii ben de müziğimi daha fazla paylaşmak isterdim. Müziği başladığımdan beri, herkes
bana bunun sitemini yaptı. 'Ne güzel şarkılar ama niye bu durumdasın?', sıkıldım ben bundan.
Utanıp sıkılmamak gerekiyor eğer dert albümü 'patlatmaksa'. Fiktif değerleriniz olacak, fiktif
aşklarınız olacak belki de, sizi ve müziğinizi tanıtma yolunda herşey mübahtır, medyayla aranız
iyi olacak. Ben bunların hiçbirini uygulamıyorum, asıl olan müziktir benim için. Şikayetçi de
değilim! Zaten çok geniş kitlelere hitap edemiyorum çünkü şarkılarımın sözlerini anlamak için
en az ilkokul mezunu olmak lazım.
-Televizyonlarda da sizi pek göremiyoruz, neden?
Televizyonlarda çıkıp canlı söyliyeceğim bir program yok ki! Saçma sapan talk-show'lara
katılıp ne söyleyebilirim ki, sizin bana sorduğunuz soruları soracak mı insanlar? Hayır! Onların
soracağı sorulara, cevaplarım yok! Ne zaman medyanın anlayışı değişecek ve farklı değerler önem
kazanacak, o zaman ben de televizyonlara çıkıp, keyifle konuşacağım!
-Sizce Türkiye'de müzik piyasası ne durumda?
iki seçenek sunuyorum: A) Uzun uzun konuşalım ama hiç bir işe yaramaz! B) İki kelime
edeyim bitsin!
-'B' şıkkı daha cazip geldi...
Telif yasasından sonra çok güzel olacak. Bizi meşgul etmeyi hak eden müzisyenler olacak.
terry
Üye
Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: Pazar, Mayıs 7, 2006 00:30
İsim: gökhan
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen terry »

biraz uzun bi yazı ama sıkılmadan okudum sende gece yarısı yazmışsın güzel şeyler sorulmuş en önemliside:
bende her zaman söylerim fd yi anlamak için belli bir kültür birikiminin olması gerekir ben onu anlıyorum
yaskaman

Mesaj gönderen yaskaman »

keşke bu tür konuşmaları tv'de de yapabileceği günler bir an önce gelse de senede 2-3 kez de olsa görebilsek onu...
Bozcaada

Mesaj gönderen Bozcaada »

Popüler olmanın eksileri de çok fazla...
Özellikle Feridun Düzağaç gibi bir sanatçı için hayatın çok zor olduğunu anlıyoruz röportajlarından.
Anlayamıyoruz biz onu bence ve anlamamız da çok zor.
Bunu anladım ben uzun bir zamandır. Bilmiyorum sizler neler düşünürsünüz bu konuda. Bunlar benim düşüncelerim. Bence bundan sonra feridun abi hayatını istediği gibi yaşamalı. Popüler kültürün onu yönlendirdiği gibi değil... Bırakalım da nefes alsın... Onun şarkılarınla yaşayalım. Benliğinden çok şarkılarına değer verelim. Tapacak derecede sevmeyelim onu. Yanlış bişey sölediysem özür dilerim,duygularım bu şekilde...
Kullanıcı avatarı
Bugfixed
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2607
Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
İsim: Murat
Konum: Giresun
Yaş: 44

Mesaj gönderen Bugfixed »

Bozcaada yazdı:Popüler olmanın eksileri de çok fazla...
Özellikle Feridun Düzağaç gibi bir sanatçı için hayatın çok zor olduğunu anlıyoruz röportajlarından.
Anlayamıyoruz biz onu bence ve anlamamız da çok zor.
Bunu anladım ben uzun bir zamandır. Bilmiyorum sizler neler düşünürsünüz bu konuda. Bunlar benim düşüncelerim. Bence bundan sonra feridun abi hayatını istediği gibi yaşamalı. Popüler kültürün onu yönlendirdiği gibi değil... Bırakalım da nefes alsın... Onun şarkılarınla yaşayalım. Benliğinden çok şarkılarına değer verelim. Tapacak derecede sevmeyelim onu. Yanlış bişey sölediysem özür dilerim,duygularım bu şekilde...
Terazi tedirgindir, kaygılıdır. Terazinin çok ince kaygıları vardır. Terazi hüzünlüdür. Bu durum arasıra peşini hiç bırakmayan bir eğlence arzusuyla kesilir. Terazi çok hassastır.Küçük şeylerden büyük şeyler çıkabilir. AĞırlık yapabilir. denge bozulabilir. Bunlar ruha yansır. Denge nin arayışı bir karakter olmuştur onlarda. Bütün sorun da budur. Denge arayışı.... İçindeki volkan dışardan hiç gözükmez. Kimse farkına varamaz anlıyorum diyen anlayamaz.
Beklediklerim kalır uçan uçurumlarda..
.Terazinin Hüznü.
Bozcaada

Mesaj gönderen Bozcaada »

Denge meselesi...
Bravo valla murat abi... :idea:
yaskaman

Mesaj gönderen yaskaman »

Bozcaada yazdı:Popüler olmanın eksileri de çok fazla...
Özellikle Feridun Düzağaç gibi bir sanatçı için hayatın çok zor olduğunu anlıyoruz röportajlarından.
Anlayamıyoruz biz onu bence ve anlamamız da çok zor.
Bunu anladım ben uzun bir zamandır. Bilmiyorum sizler neler düşünürsünüz bu konuda. Bunlar benim düşüncelerim. Bence bundan sonra feridun abi hayatını istediği gibi yaşamalı. Popüler kültürün onu yönlendirdiği gibi değil... Bırakalım da nefes alsın... Onun şarkılarınla yaşayalım. Benliğinden çok şarkılarına değer verelim. Tapacak derecede sevmeyelim onu. Yanlış bişey sölediysem özür dilerim,duygularım bu şekilde...
her kelimesine katılıyorum...
terry
Üye
Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: Pazar, Mayıs 7, 2006 00:30
İsim: gökhan
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen terry »

bende teraziyim
Kullanıcı avatarı
Bugfixed
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2607
Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
İsim: Murat
Konum: Giresun
Yaş: 44

Mesaj gönderen Bugfixed »

terry yazdı:bende teraziyim
benim bildiğim bir kişi normal olarak karakterini 22 den sonra kazanır. :?
Beklediklerim kalır uçan uçurumlarda..
.Terazinin Hüznü.
terry
Üye
Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: Pazar, Mayıs 7, 2006 00:30
İsim: gökhan
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen terry »

iyi ben daha 17,5 um yani karaktersizmiyim 22 ye daha 4 yıl var :lol:
mk15
Dengesiz Üye(Banlı)
Dengesiz Üye(Banlı)
Mesajlar: 97
Kayıt: Salı, Kasım 22, 2005 11:09
Konum: Balıkesir-Merkez

Mesaj gönderen mk15 »

terry yazdı:iyi ben daha 17,5 um yani karaktersizmiyim 22 ye daha 4 yıl var :lol:

Bende öleyim :( amanın
Kullanıcı avatarı
emrepark
Takımdan
Takımdan
Mesajlar: 481
Kayıt: Cumartesi, Nisan 23, 2005 19:19
Konum: Eskişehir

Mesaj gönderen emrepark »

çok güzel bir röportaj olmuş yazanın ellerine sağlık.Hakiketen de sadece şarkılarının ne anlattığını anlamak için belli bir kültürel seviyeye erişmiş olmak lazım.Şarkılarını anlamanın onu anlamakla eşdeğer olmadığını göz önünde bulundurursak onu tam olarak anlayabilmek için sanırım filozof olmak lazım.
Kullanıcı avatarı
Bugfixed
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 2607
Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
İsim: Murat
Konum: Giresun
Yaş: 44

Mesaj gönderen Bugfixed »

esta... ben öyle birşeyi kasdetmedim. o Yaşlarda yeni yeni karakter özellikleri belirlenir. Henüz oturmamıştır.
Beklediklerim kalır uçan uçurumlarda..
.Terazinin Hüznü.
terry
Üye
Üye
Mesajlar: 606
Kayıt: Pazar, Mayıs 7, 2006 00:30
İsim: gökhan
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen terry »

BİZDE ŞAKA YAPIYORUZ ABİ ÖYLE LAF OLSUN DİYE YANİ BEN ŞAKA YAPIYORUM YANİ KENDİ ADIMA
elifelifim
Üye
Üye
Mesajlar: 175
Kayıt: Salı, Eylül 27, 2005 15:34
Konum: ah bi bilsem

Mesaj gönderen elifelifim »

ellerinize sağlık üşenmedn gecenin bir vakti bu yazıyı aktarmışsınız.çok sağolun.çok ta güzel bir yazı olmuş.bütün sözlerine katılıyorum.aslında feridun düzağaç'ı fd olarak sevmek lazım.şarkılarıyla beraber.o da bence ona tapınma derecesinde sevilmesinden hoşlanmıyor.bilimyorumçkafam karışık biraz saçmalamışta olabilirim.kusura bakmayın. :(