Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.
Feridun_Düzağaç_Şiir_Kitabı
Feridun_Düzağaç_Şiir_Kitabı
Selam arkadaşlar, benim bir sorum olacak. Feridun Düzağaç'ın Çukurova Üniversitesindeyken arkadaşlarıyla amatör bir şiir kitabı çıkarttığını biliyorum. Kitabı bulmaktan ümidi kestim artık da en azından bu şiirlere ya da albümlerinde olmayan ve Feridun Düzağaç tarafından yazılmış her türlü söze, şiire bi şekilde ulaşanınız varsa ve de cevap atarsa çok sevinirim. soner_
buyrun arkadaşlar... ilk rüzgar'daki feridun düzağaç şiirleri
İNANIŞ
dün kazandığı parayla ekmek aldı biraz,
zavallılığını koyup arasına
dününü yedi.
bugün,
torbasının ağzını açtı
uzatınca elini
bir kedi fırladı çöplükten.
ürkerek ağladı kağıtçı çocuk
ve bu kadar kısaydı günü.
yol boyu küfrettim kediye,
kağıtçı çocuğu korkuttu diye.
dolmuştan inip eve yürüdüm;
sokağımızda binlerde ölü kedi gördüm.
UPUZUN BİR ŞİİR
gel seninle kar altında çırılçıplak dolaşalım,
merak edip soranlara öykümüzü anlatalım.
BEN DÜNYADAN VAZGEÇMİŞ BİRİ...
I. SEVGİLER
hey gidi yalan dünya,
bir kış mangalıyla ısınırmış dedem
sevgiler bile üşütecek torunumu
sonbaharına yetiştim dünyanın ben.
II. DOSTLUKLAR
beyazperdede oynayan gerçek hayatlar
bir gün perdeden düşüp kaybolacaklar.
gerçek hayatta oynayan beyazperdeler...
sinemalar...
aynalar...
ve utanan dostluklarım.
III. YALNIZLIK
ayrılık treninin kalkışı yaklaştıkça
bi çaresizleşir,
bi gereksizleşir ki saati sormalarım..
IV. ŞAİR
dizime yatırdım bir öksüz hüznü,
annesini anlattı bana düşlemince...
V. ŞİİR
benim dünyamın uzağında bir gül,
düşleyip duracak benim burnumu.
VI. DOSTLUKLAR-İkinci bölüm-
[yıllar sonra]
bir yağmurdu geçen mavi yıllar,
her yağışında birbirimizi anmıştık.
arkadaş yüzleri duvarlarda gölge;
bu özlem duvarlarından usanmıştık.
VII. YAŞAMAK
sessiz bir ezgiyi kucaklardı dünya;
koşullar,mevsimler ve zaman ortasında
nihavend oldu ezgi.
VIII. ÖLÜM
bıkmıştı kendisinden çizik dolu plak,
en son yıllar önce bakılmıştı fotoğraflara.
oda ağır,onlar soğuktu artık.
tozlar detayı olmuştu duvardaki tablonun
yerdeki fotoğrafları anılar düşürüyordu.
adam ise umursamıyordu pecerenin dışını
sallanan koltuğunda papağanını dinliyordu.
IX. SEVMEK
param düştü cebimden,
almasam kaybolacaktı.
yolumun üstünde bir gül gördüm,
koparmasam solacaktı.
X.UMUT
bir yağmur vakti kaybolurken hayaller
güneşim yine yalanlara doğmasın.
sevgisiz bir rüzgar üşütürken geceyi
içimdeki sıcak,ölümden korkmasın.
XI. HAYAT
o beni içer,
ben sigaramı.
XII. MUTLULUK
ay odama girdi penceremden
yıldızlar komşum oldu.
deniz kokusuyla geldi,yağmur saflığıyla,
benim rüzgarımı bekledi fırtına dinmek için
gece yüzümü okşarken bir gitar ağlıyordu
uyudum istemeden düşlerin kucağıda,
yarını gördüm rüyada;
çocuklar gülüyordu.
HEPİMİZ
inşaat işçileri
paralarını alıp sanatçılıklarını bırakırlar duvarlarda
taşınılır bundan habersiz,
her evde ayrı bir öykü yazılır,
her evin bir odasında uyur mutsuzluk.
binalar yükseldikçe uzaklaştırır gökyüzünü
kiminin penceresi daha yakındır,
kavga edilmez ama.
u m u t
değersizleşir bina duvarlarında.
insan inşaatlarında kavgalı yaşamlar...
inşaat işçilerinin yaşam kavgaları...
kaç evin ışığı sönecek bu gece.
evin sönen ışığı
daha az üzüyor kalanları,
binalar yükseldikçe.
ÇOCUKLUĞUMA
sen,
bir gün yine çıkacaksan karşıma
haber ver,ne olur.
en güzel elbiselerimi giyip-tertemiz-
seni bekleyeyim.
beni hatırla ve inandır
yaşamın güzel olduğuna.
MİZAÇ-1
ne [asla] kadar kararlı ol
ne de [belki] gibi çeliş.
[elveda]yı söylediğin yerde bırak,
yeni bir [merhaba]ya ölesiye alış.
MİZAÇ-2
umut ölür şiir yazarım;
kağıt ölür,kalem ölür.
umut doğa şiir yazarım;
ölüme ayıp olur.
BAZEN HAYATIM
keman kılığında bir kedi,
çalsan çalınmaz,
dövsen ağlar belki...,
KARANLIK
bana bakan her gözde
utanır yalnızlığım.
ve gecemin ışıkları
günümün yalnızlığı kadar yanar.
günler sonra bir derya hüzün oldu yaşamak,
her geceden bir damla daha alarak.
hiçbirisi başlamadı bitişlerimin,
bir gün başlayacak.
KİMİN SESİ
sana,
"benim için yaşa"
dediğimi sanma sakın!
yaşamı farkettiğinde bana mecbur olduğunu
nasılsa anlayacaksın.
DELİ BALIKLAR
kederleri duymaya,
soluyup tanımaya,
yaşayıp öldürmeye
gönderildim dünyaya.
benden sonrakiler
dert etmeden gülecekler.
bu iyiliğime karşılık -nezaketen-
siyaha çalan denizlerde
intihar eden balıklara,
adımı verecekler.
KAÇIMIZIN ŞİİRİ EFLATUN
ölümle perişan olurdu; yaşanacak çok şeyi vardı.
inançlarına sordu yandaş olmadılar.
inançsızlığına sordu, kıs kıs gülerek bıyık altından güldü O.
oysa bıyığı yoktu.
yaşanacak çok şeyi vardı;
ölümle perişan olurdu.
-yine-oysa inanç'ın yanındaki"ler"
inançsızın yanında yoktu
adımları hep ritmini aradı,
umutlarına sordu; çok hızlıydı,
yavaşladı.
günceleri ikiz kardeş oldu o zaman;
hızlandı.
adımları şaşırdı; umut doyurmuyordu.
idealsiz bir trende yolculuktu bıkkınlığı
yalnızlık mı, o hep vardı
yanıbaşında -umarsız- gazete okuyordu.
yarınlardan ürktü hep,bir çınar ağacı gibi
kökünü saldı düne.
kuşlarına dünü aştırmayan bir gök değildi ki
yaşamak.
insan olmanın en acı yazgısı,
sabah cıvıldaşırken hala gecede kalmak.
gecede kalıp gidemedi,
gidemedikçe uzadı yolu..
İNANIŞ
dün kazandığı parayla ekmek aldı biraz,
zavallılığını koyup arasına
dününü yedi.
bugün,
torbasının ağzını açtı
uzatınca elini
bir kedi fırladı çöplükten.
ürkerek ağladı kağıtçı çocuk
ve bu kadar kısaydı günü.
yol boyu küfrettim kediye,
kağıtçı çocuğu korkuttu diye.
dolmuştan inip eve yürüdüm;
sokağımızda binlerde ölü kedi gördüm.
UPUZUN BİR ŞİİR
gel seninle kar altında çırılçıplak dolaşalım,
merak edip soranlara öykümüzü anlatalım.
BEN DÜNYADAN VAZGEÇMİŞ BİRİ...
I. SEVGİLER
hey gidi yalan dünya,
bir kış mangalıyla ısınırmış dedem
sevgiler bile üşütecek torunumu
sonbaharına yetiştim dünyanın ben.
II. DOSTLUKLAR
beyazperdede oynayan gerçek hayatlar
bir gün perdeden düşüp kaybolacaklar.
gerçek hayatta oynayan beyazperdeler...
sinemalar...
aynalar...
ve utanan dostluklarım.
III. YALNIZLIK
ayrılık treninin kalkışı yaklaştıkça
bi çaresizleşir,
bi gereksizleşir ki saati sormalarım..
IV. ŞAİR
dizime yatırdım bir öksüz hüznü,
annesini anlattı bana düşlemince...
V. ŞİİR
benim dünyamın uzağında bir gül,
düşleyip duracak benim burnumu.
VI. DOSTLUKLAR-İkinci bölüm-
[yıllar sonra]
bir yağmurdu geçen mavi yıllar,
her yağışında birbirimizi anmıştık.
arkadaş yüzleri duvarlarda gölge;
bu özlem duvarlarından usanmıştık.
VII. YAŞAMAK
sessiz bir ezgiyi kucaklardı dünya;
koşullar,mevsimler ve zaman ortasında
nihavend oldu ezgi.
VIII. ÖLÜM
bıkmıştı kendisinden çizik dolu plak,
en son yıllar önce bakılmıştı fotoğraflara.
oda ağır,onlar soğuktu artık.
tozlar detayı olmuştu duvardaki tablonun
yerdeki fotoğrafları anılar düşürüyordu.
adam ise umursamıyordu pecerenin dışını
sallanan koltuğunda papağanını dinliyordu.
IX. SEVMEK
param düştü cebimden,
almasam kaybolacaktı.
yolumun üstünde bir gül gördüm,
koparmasam solacaktı.
X.UMUT
bir yağmur vakti kaybolurken hayaller
güneşim yine yalanlara doğmasın.
sevgisiz bir rüzgar üşütürken geceyi
içimdeki sıcak,ölümden korkmasın.
XI. HAYAT
o beni içer,
ben sigaramı.
XII. MUTLULUK
ay odama girdi penceremden
yıldızlar komşum oldu.
deniz kokusuyla geldi,yağmur saflığıyla,
benim rüzgarımı bekledi fırtına dinmek için
gece yüzümü okşarken bir gitar ağlıyordu
uyudum istemeden düşlerin kucağıda,
yarını gördüm rüyada;
çocuklar gülüyordu.
HEPİMİZ
inşaat işçileri
paralarını alıp sanatçılıklarını bırakırlar duvarlarda
taşınılır bundan habersiz,
her evde ayrı bir öykü yazılır,
her evin bir odasında uyur mutsuzluk.
binalar yükseldikçe uzaklaştırır gökyüzünü
kiminin penceresi daha yakındır,
kavga edilmez ama.
u m u t
değersizleşir bina duvarlarında.
insan inşaatlarında kavgalı yaşamlar...
inşaat işçilerinin yaşam kavgaları...
kaç evin ışığı sönecek bu gece.
evin sönen ışığı
daha az üzüyor kalanları,
binalar yükseldikçe.
ÇOCUKLUĞUMA
sen,
bir gün yine çıkacaksan karşıma
haber ver,ne olur.
en güzel elbiselerimi giyip-tertemiz-
seni bekleyeyim.
beni hatırla ve inandır
yaşamın güzel olduğuna.
MİZAÇ-1
ne [asla] kadar kararlı ol
ne de [belki] gibi çeliş.
[elveda]yı söylediğin yerde bırak,
yeni bir [merhaba]ya ölesiye alış.
MİZAÇ-2
umut ölür şiir yazarım;
kağıt ölür,kalem ölür.
umut doğa şiir yazarım;
ölüme ayıp olur.
BAZEN HAYATIM
keman kılığında bir kedi,
çalsan çalınmaz,
dövsen ağlar belki...,
KARANLIK
bana bakan her gözde
utanır yalnızlığım.
ve gecemin ışıkları
günümün yalnızlığı kadar yanar.
günler sonra bir derya hüzün oldu yaşamak,
her geceden bir damla daha alarak.
hiçbirisi başlamadı bitişlerimin,
bir gün başlayacak.
KİMİN SESİ
sana,
"benim için yaşa"
dediğimi sanma sakın!
yaşamı farkettiğinde bana mecbur olduğunu
nasılsa anlayacaksın.
DELİ BALIKLAR
kederleri duymaya,
soluyup tanımaya,
yaşayıp öldürmeye
gönderildim dünyaya.
benden sonrakiler
dert etmeden gülecekler.
bu iyiliğime karşılık -nezaketen-
siyaha çalan denizlerde
intihar eden balıklara,
adımı verecekler.
KAÇIMIZIN ŞİİRİ EFLATUN
ölümle perişan olurdu; yaşanacak çok şeyi vardı.
inançlarına sordu yandaş olmadılar.
inançsızlığına sordu, kıs kıs gülerek bıyık altından güldü O.
oysa bıyığı yoktu.
yaşanacak çok şeyi vardı;
ölümle perişan olurdu.
-yine-oysa inanç'ın yanındaki"ler"
inançsızın yanında yoktu
adımları hep ritmini aradı,
umutlarına sordu; çok hızlıydı,
yavaşladı.
günceleri ikiz kardeş oldu o zaman;
hızlandı.
adımları şaşırdı; umut doyurmuyordu.
idealsiz bir trende yolculuktu bıkkınlığı
yalnızlık mı, o hep vardı
yanıbaşında -umarsız- gazete okuyordu.
yarınlardan ürktü hep,bir çınar ağacı gibi
kökünü saldı düne.
kuşlarına dünü aştırmayan bir gök değildi ki
yaşamak.
insan olmanın en acı yazgısı,
sabah cıvıldaşırken hala gecede kalmak.
gecede kalıp gidemedi,
gidemedikçe uzadı yolu..
En son scalon tarafından Çarşamba, Mayıs 10, 2006 00:48 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 2
- Kayıt: Perşembe, Mart 30, 2006 13:37
- Konum: sen nerdeysen ben ordayım
coook bılınmeyenli bi denklem
bu adam cokk karısıık uzun bı suredır dınlıyorum arastırıyorum ama cozemedım hala! siirlere gelınce hiç yorum yapmaya gerek yok...
-
- Üye
- Mesajlar: 205
- Kayıt: Cumartesi, Aralık 10, 2005 11:05
- Konum: Bir uçurumun kenarındayım...O kadar yokum ki; görmüyorlar...