Kimi gülistan da gonca gül olur
Kimi gonca güle hâr(*) olur gider.
Merhaba! Beni anlıyor musun? Ne kadar anlayabilirsin mesela. Sadece söz konusu ben değilim. Anlam verdiğin ve veremediğin neler var? Çok mu soru soruyorum. Saçma mı diyorsun her şey..! Böyle gelmiş ve böyle gider mi demek istiyorsun olanlara, dünyaya .. Sana bir şey diyeyim mi. Her saçmalığın içinde kendi çözümü vardır. Yani antisaçmalık, yani anlamlı bir olgu bulunur elbet.
-Ne istediğimi benden başka kim hissedebilir damarlarımda: Ruhumun şefkat dolu evinde! Algılamalarımız, gölgeleri gerçek sanıyor, o gölgeleri zamanla kendimize benzetiyoruz. Algılama duyumuz aksıyor, bütünüyle acılarımız da bizi battığımız yerin/yersizliğin dip noktasından kaldıramaz oldu. Hani acı; Ruhun fiyakasıydı(bir şair öyle demişti) birlik olmak, kafdağının en tepe, en soğuk yerinde mi duruyor? Hayır! O Kafdağı bir dağ olamaz, olsa olsa anlamsızlarla büyüttüğümüz ve başarısızlıklarımızın bir hayali.( kötü bir hayal ) Frekanslar çarpıştığında ortaya gürültüden başka bir ses çıkmıyor nedense. Kaçtığımız ülkeler uzaklarda değil yanı başımızda. Ama biz uzaklarda sanıyoruz kendimizi. Hep sanrılarımız var, yinede umutluyuz. Birleşip güç olalım diyoruz, nasıl bütünleşeceğimizi bilmiyoruz.
Nedeni: (“...”) korkularımız, çıkarlarımız, zamansızlığımız. Şu üç noktanın sıralanması gibi. Üç nokta birleşirse; devam edecek son bir cümle daha bulabiliriz. Ama ayrı ayrı kalırlarsa, birliğimizi bölebilirler. R. Şükrü Apuhan birlik beraberlik hakkında şu sözü söylüyor bir kitabında: “Birleşmek Başlangıçtır; Birliği sürdürmek gelişmedir. Birlikte çalışmak Başarmaktır.”