Gidenlere...
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Hayatta senin bedenini hissetmemek de varmış...
Zamana karşı yarıştım hep, unutmak için zaman gerekiyormuş, gitmelere seyirci kalmamak için...Susmalara dayanmak için...
Ruhumu esir almamak, hergün mühür gözlerimdeki yaşların kurumaması için...Boğuk nefesler, sensiz karmaşık düşler için...
Ardından bir yazı yazmak istedim herşeye rağmen...
Bak boğdun ruhumu her zamanki gibi...
Hep hayal kırıklığına mağruz bıraktın, hep terkedişlere vurdun yüreğimi, hep ''Keşke'lere'' kilitledin dudağımı...Sessizce kan ağlattın kalbimi...
Ben bir yandan senin için yaşarken, bir yandan da bu masal'ın bitmesini istedim...
Sende tek bir anım saklı şimdi...''Gidişin'' Yüreğimi terkedişin...Göz süsü veriş gözlerin, gülüşün...Ağlarken yüreğime acıları damlatman...Senli masal'ım bitti mi bilmiyorum ama...
Şimdi nerede ne yapıyorsun kimbilir...
Asla hiç bir zaman sevemeyeceksin...
Sana artık diyemeyeceğim hiç bir söz
Sessizce gittin...
Sessizce...
Keşkelere artık zaman kalmadı...Herşey için çok geç...
Belki ''Gitme'' demek içinde çok geç!..
Zamana karşı yarıştım hep, unutmak için zaman gerekiyormuş, gitmelere seyirci kalmamak için...Susmalara dayanmak için...
Ruhumu esir almamak, hergün mühür gözlerimdeki yaşların kurumaması için...Boğuk nefesler, sensiz karmaşık düşler için...
Ardından bir yazı yazmak istedim herşeye rağmen...
Bak boğdun ruhumu her zamanki gibi...
Hep hayal kırıklığına mağruz bıraktın, hep terkedişlere vurdun yüreğimi, hep ''Keşke'lere'' kilitledin dudağımı...Sessizce kan ağlattın kalbimi...
Ben bir yandan senin için yaşarken, bir yandan da bu masal'ın bitmesini istedim...
Sende tek bir anım saklı şimdi...''Gidişin'' Yüreğimi terkedişin...Göz süsü veriş gözlerin, gülüşün...Ağlarken yüreğime acıları damlatman...Senli masal'ım bitti mi bilmiyorum ama...
Şimdi nerede ne yapıyorsun kimbilir...
Asla hiç bir zaman sevemeyeceksin...
Sana artık diyemeyeceğim hiç bir söz
Sessizce gittin...
Sessizce...
Keşkelere artık zaman kalmadı...Herşey için çok geç...
Belki ''Gitme'' demek içinde çok geç!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Söylemek istediğim sözler var.Anlatılacak hikayeler anılar.Gücüm olsaydı da eski suçsuzluğumu anlatabilseydim.Tek haykırış nefesim kalmadı şimdi.Anlatamasam da, yüreğime kazımışım onları, soğuk gecelere sarılmışım.Anılarımda esen meltemlerle savrulmuşum, yorgun kaldırımları aklıma getirip, yine uzak yollar düşlemişim.Anlatamasam da, acı verse de kopamamışım senli günlerden...Pişman mıyım? Asla!..
Yaptığım hiç bir şeyden pişman olmamayı öğrendim yıllar önce.Her ne olursa olsun, kararlarımın arkasında durmayı...Ama içimde karşı koyamadığım, yüreğime yayılmasını engelleyemediğim bir duygu ''Özlem''...Bana ne oluyor, bilmiyorum...
Eski günlerde, rüzgarları dize getiren, hırçın, karşı konulamaz, sözünden dönmezken, şimdilerde çaresizlik içinde.Korkuyor, çünkü kendisine bile itiraf edemediği bu hain duygu iliklerine işliyor...İşte bu benim ve yüreğim parçalanırcasına özlüyorum.Nerelerde şimdi o giderken içimi dağlayan gurur?
Lanet olsun ki sen beni mahvederken karşı koyamayacak kadar güçsüzdüm.Oysa kendimi içimden fışkıran sevgiye kaptırsaydım; ne şimdi böyle çaresiz, ne de bu satırları yazmak için nedenim olurdu.Artık geri dönüşü yok bunun.Mucizeleri haketmiyorum.Keşke beraber ve el ele yürüsek yine, beraber yürüdüğümüz o yollarda diyorum, keşke demekten nefret ederek!..
Artık eski halim kalmadı hiç.Gözlerimde yanan o ışık çoktan söndü.Eski coşkusu yok yüreğimin...Bedenim, bu kendinden nefret eden ruhu taşımak istemiyor...Ve bir itiraf ardından; Asla göründüğüm kadar güçlü olmadım!..
Yaptığım hiç bir şeyden pişman olmamayı öğrendim yıllar önce.Her ne olursa olsun, kararlarımın arkasında durmayı...Ama içimde karşı koyamadığım, yüreğime yayılmasını engelleyemediğim bir duygu ''Özlem''...Bana ne oluyor, bilmiyorum...
Eski günlerde, rüzgarları dize getiren, hırçın, karşı konulamaz, sözünden dönmezken, şimdilerde çaresizlik içinde.Korkuyor, çünkü kendisine bile itiraf edemediği bu hain duygu iliklerine işliyor...İşte bu benim ve yüreğim parçalanırcasına özlüyorum.Nerelerde şimdi o giderken içimi dağlayan gurur?
Lanet olsun ki sen beni mahvederken karşı koyamayacak kadar güçsüzdüm.Oysa kendimi içimden fışkıran sevgiye kaptırsaydım; ne şimdi böyle çaresiz, ne de bu satırları yazmak için nedenim olurdu.Artık geri dönüşü yok bunun.Mucizeleri haketmiyorum.Keşke beraber ve el ele yürüsek yine, beraber yürüdüğümüz o yollarda diyorum, keşke demekten nefret ederek!..
Artık eski halim kalmadı hiç.Gözlerimde yanan o ışık çoktan söndü.Eski coşkusu yok yüreğimin...Bedenim, bu kendinden nefret eden ruhu taşımak istemiyor...Ve bir itiraf ardından; Asla göründüğüm kadar güçlü olmadım!..
-
- Üye
- Mesajlar: 178
- Kayıt: Cumartesi, Ağustos 2, 2008 12:15
- İsim: gonca
- Konum: İstanbul
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Bugece yatağa yetim uzandım, bakmadım yanıma boş yastığını görmemek için...Bu sensiz ilk gecem, uyudum ben sözde...Hani söz vermiştin hani bir ömür beraberdik!..Bırakıp gittin beni tek başıma.Hergün camda seni bekliyorum gelirsin diye...Hayaller kuruyorum senle ilgili, yarınlarımızla ilgili...Dön sevgili!..ayrılık böyle acı vermemeli.
Düşünüyorum da seni sevmek imkansız tıpkı suya yazı yazmak gibi, imkansızsın.Yok oluyorsun avuçlarımın içinde.Yüzleşemiyorum artık aynalarla, sensiz yüzüme bakamıyorum.Anlayamazsın sana neler hissettiğimi, kavrayamazsın.Her gece Tanrı'ya senin için dua ediyorum iyi, mutlu olmanı istiyorum göklere açıp ellerimi...Tanıdık herkese seni soruyorum iyimisin diye.Herkes gülüyor düştüğüm duruma...
Gitme artık gelemem senle, çok yoruldum arkandan koşmaktan.Ne olur gitme bu sefer...Kal demeye gücüm yok.Ayaklarım direniyor bana...Arkandan gelemeyeceğim bak söylüyorum.Ne olur gitme ''kal''.Sensiz biçareyim anlasana...Her sevgi bitiyor, sevgimi kötüye kullanma...Ne olur bitirme içimdeki büyük sevgimi...Mecburum sana!..Nefes gibi, tıpkı yeni doğan çocuğun annesine muhtaç olduğu gibi...
Neler çektiğimi bilemezsin senin yokluğunda...Evin içine sıkışmış yüreğim, karanlık, soğuk yatağımda yastığına sarılıyorum.Kokun sinmiş yastığa kendimi onunla avutuyorum...Sensiz geceler geçmek bilmiyor.Her geçen gün daha da zorlaşıyor benim için.Kabuslar görüyorum, kan ter içinde çığlıklarla uyanıyorum.Çok korkuyorum sensiz ölmekten.Gitme ''kal'' ben herşeyden vazgeçerim de bir tek aşkından, senden vazgeçemem...
''kal'' aşkım ne olur ''kal'' nefes alamıyorum bak sensiz gitme benden...Sen gidersen ben de yaşayamam sensiz...Yatağımızda seni bekliyorum, gelmezsen bende çoktan gitmiş olacağım bana ulaşamayacağın kadar uzağa!..
Düşünüyorum da seni sevmek imkansız tıpkı suya yazı yazmak gibi, imkansızsın.Yok oluyorsun avuçlarımın içinde.Yüzleşemiyorum artık aynalarla, sensiz yüzüme bakamıyorum.Anlayamazsın sana neler hissettiğimi, kavrayamazsın.Her gece Tanrı'ya senin için dua ediyorum iyi, mutlu olmanı istiyorum göklere açıp ellerimi...Tanıdık herkese seni soruyorum iyimisin diye.Herkes gülüyor düştüğüm duruma...
Gitme artık gelemem senle, çok yoruldum arkandan koşmaktan.Ne olur gitme bu sefer...Kal demeye gücüm yok.Ayaklarım direniyor bana...Arkandan gelemeyeceğim bak söylüyorum.Ne olur gitme ''kal''.Sensiz biçareyim anlasana...Her sevgi bitiyor, sevgimi kötüye kullanma...Ne olur bitirme içimdeki büyük sevgimi...Mecburum sana!..Nefes gibi, tıpkı yeni doğan çocuğun annesine muhtaç olduğu gibi...
Neler çektiğimi bilemezsin senin yokluğunda...Evin içine sıkışmış yüreğim, karanlık, soğuk yatağımda yastığına sarılıyorum.Kokun sinmiş yastığa kendimi onunla avutuyorum...Sensiz geceler geçmek bilmiyor.Her geçen gün daha da zorlaşıyor benim için.Kabuslar görüyorum, kan ter içinde çığlıklarla uyanıyorum.Çok korkuyorum sensiz ölmekten.Gitme ''kal'' ben herşeyden vazgeçerim de bir tek aşkından, senden vazgeçemem...
''kal'' aşkım ne olur ''kal'' nefes alamıyorum bak sensiz gitme benden...Sen gidersen ben de yaşayamam sensiz...Yatağımızda seni bekliyorum, gelmezsen bende çoktan gitmiş olacağım bana ulaşamayacağın kadar uzağa!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Dayandım acıya, sensizliğe, sonu gelmeyen düşlere.Gündüzler dar geliyorken yüreğime, sığamadım gecelere.Artık gitmek istiyorum bu şehirden, sensiz sokaklardan, bu diyardan, kaybolmak yağmur sularının sakladığı mazgal deliklerinde ve kaybolmak bilinmeyende...Kurumadan gözyaşlarım, susmadan dilim ve kör olmadan gözlerim, ezik yüreğim parçalanmadan hasret denen kıvamda, kaybolmak istiyorum yalnız bir kumrunun öksüz bedeninde...
Sen alınyazım, sen bahtım, sen kalbimin tek sahibi sevdiğim.Acı bir türkünün dizelerinde yaşıyorken sevgin, ''hasretinle yandı gönlüm'' derken yokluğu türkü bilen dilim ve şeffaf bilye tanelerine sebepken ışığı bilmeyen gözlerim, yaşamıyorum ki ben, unutamıyorum sevdiğim...
Tatlı hayallerimiz çağıldarken deli ırmak gibi, yarınlarımız ümitlerimizdi.Mazi değildi kucakladığımız ve sonsuzluk değildi...
Sular uyurdu aşkın kol gezdiği sahillerde...Yalnız biz vardık, dünya uyurdu, dünya susardı...Birlikte seyrederdik uzanamadığımız pırıltıları ve çoban yıldızını.Rüzgar seninle eser, polenler yüreğimde dağılır ve çiçekler aşkların en güzeliyle açardı solgun akşamlarda...
Dünya uyurdu, dünya susardı, çünkü yalnız biz vardık; sen ve ben...Ve bir de aşkların en güzeli!..
Sen alınyazım, sen bahtım, sen kalbimin tek sahibi sevdiğim.Acı bir türkünün dizelerinde yaşıyorken sevgin, ''hasretinle yandı gönlüm'' derken yokluğu türkü bilen dilim ve şeffaf bilye tanelerine sebepken ışığı bilmeyen gözlerim, yaşamıyorum ki ben, unutamıyorum sevdiğim...
Tatlı hayallerimiz çağıldarken deli ırmak gibi, yarınlarımız ümitlerimizdi.Mazi değildi kucakladığımız ve sonsuzluk değildi...
Sular uyurdu aşkın kol gezdiği sahillerde...Yalnız biz vardık, dünya uyurdu, dünya susardı...Birlikte seyrederdik uzanamadığımız pırıltıları ve çoban yıldızını.Rüzgar seninle eser, polenler yüreğimde dağılır ve çiçekler aşkların en güzeliyle açardı solgun akşamlarda...
Dünya uyurdu, dünya susardı, çünkü yalnız biz vardık; sen ve ben...Ve bir de aşkların en güzeli!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Benim sana ihtiyacım vardı, seninse hala susmaya!..
Dün gece, hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı sana!..Ağlıyordum hıçkırarak...
Yanımda olduğunu bilmek iyi gelecekti bana, emindim.
Her canım yandığında, birine ihtiyaç duyduğumda yalnız olmayı seçen ben, bu defa istemedim...
Telefonu elime aldım.Cesaretim yoktu aramaya!..Kısa bir mesajdı, ''Sana İhtiyacım Var!..''
Sonra...Ağlarken uyumuşum!..
Ve sen, cevap yazmaya bile tenezzül etmemişsin.
Benim canım yanıyordu, ve sen hala kendi düşüncelerinde boğuluyordun!..
Oysa, böyle anlarda ne önemi vardı kırgınlığın?
Benim, sana ihtiyacım vardı, seninse hala susmaya!..
Şimdi bende susuyorum...
Yine tüm cümlelerimi içime sakladım,
Yine bir sürü cevapsız soru kaldı bana!..
Gidiyorsun belki...
Sadece şunu söylemek istiyorum son olarak;
Benim, dün gece...Sana ihtiyacım vardı!
Seninse hala susmaya!..
Dün gece, hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı sana!..Ağlıyordum hıçkırarak...
Yanımda olduğunu bilmek iyi gelecekti bana, emindim.
Her canım yandığında, birine ihtiyaç duyduğumda yalnız olmayı seçen ben, bu defa istemedim...
Telefonu elime aldım.Cesaretim yoktu aramaya!..Kısa bir mesajdı, ''Sana İhtiyacım Var!..''
Sonra...Ağlarken uyumuşum!..
Ve sen, cevap yazmaya bile tenezzül etmemişsin.
Benim canım yanıyordu, ve sen hala kendi düşüncelerinde boğuluyordun!..
Oysa, böyle anlarda ne önemi vardı kırgınlığın?
Benim, sana ihtiyacım vardı, seninse hala susmaya!..
Şimdi bende susuyorum...
Yine tüm cümlelerimi içime sakladım,
Yine bir sürü cevapsız soru kaldı bana!..
Gidiyorsun belki...
Sadece şunu söylemek istiyorum son olarak;
Benim, dün gece...Sana ihtiyacım vardı!
Seninse hala susmaya!..
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Gidenlere...
Sabahlara kadar anlatırdım, bütün zehrimi dökerdim sana. Sorular, sorular, sorular birikirdi odada. Çığlıklarım birikirdi, neden, neden, nedeeeeeen! Başımı alıp göğsüne koyar, böyle işte, nedeni yok, böyle. Vazgeç artık cevaplardan, nolur mahvettin kendini, derdin. Günlerce ortalıktan kaybolurdum. Sonra birden karşına yenilenmiş olarak çıkardım. Son bıraktığın halimden çok uzakta... Şaşırmazdın hiç, alışmıştın bunlara. Gel kahve ısmarlayayım sana, şöyle sert bir expresso içelim, susalım beraber birazcık. Susardık. Ara sıra birbirimize bakar gülümserdik.
Bu uzun yıllar bana daha da daha da daha da susmayı öğretti. Sorular bitti mi: Hayır! Belki de ben bittim. Ne önemi var bunların şimdi, değiştim mi bilmiyorum. Bir gel bir git oldu hayatım, tıpkı seninle olduğum gibi. Değişirsin, değişeceksin demiştin. Olmadı.
Bu uzun yıllar bana daha da daha da daha da susmayı öğretti. Sorular bitti mi: Hayır! Belki de ben bittim. Ne önemi var bunların şimdi, değiştim mi bilmiyorum. Bir gel bir git oldu hayatım, tıpkı seninle olduğum gibi. Değişirsin, değişeceksin demiştin. Olmadı.
Je est un autre
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Yarası git gide derinleşiyor acıya buladığım cümlelerimin.Bir bavul dolusu cümle var defterimde...Yara bandı tutmayacak kadar derin tümcelerim...Okudukça gözyaşlarımın içine ekliyorum yaralarımı.Sen gözyaşının içine yaralı tümceler gömebilir misin?
Sen baharı beklerken karşına çıkanın bir sonbahar olduğunu öğrendiğin anda, bahar diye bağrına basarmısın sarmaşık yaprakları?
Sen yollarına acı döşeyen bir şahsa yara değil de yar diyebilir misin?
Yorgunum!..Çıktığımız yollardan cayışından yorgunum!...
Ne düşünsem düşten ileri gitmeyecek diye yırtıp atıyorum beynimdekileri.
Kara kalemlerle ne kadar aydınlanabilirse dünyam o kadarım işte.Satırdan satıra çarparken büyük bir hüznün kırıntıları olduğumu keşfediyorum...
Poyraz yemiş yanlarıma bir şairin şiiriyle ayakta tutuyorum...Bir yalanın parçasıyla doğruya kanat çırpışını seyre dalıyorum...
Aksayan benliğim, yansız hislerim...Adımı, karşıma konulan tek hece yutuyor.
Tanımsızım!..
Sana bağlı bir hayatta, sen harici nefesler beslemekteyim terkine...
Yangın kokulu gözlerimden içtim kül rengi ezayı.
İsmini alfabem bildim!..Şimdi alfabemi yok etmek için gelen sen olsan bile savaşmak düşer bana...Harflerinden oluşmuş bir dünyamı darağacına götürme!..Yusuf gibi kuyulara düşürme beni!..
İlk kez kılıfını çıkarıyorum kelimelerimin.Gitmek mi, kalmak mı arasında yürürken anladım ki ben hep içimden kal diye bağırdım!..Kal!..
Yerin burası artık...Yerin bu kalemin ucu!..Yerin, yüreğimin kıyısı!..
Sen de öğrendin ki bu düşte susmak eceline susamakmış!..Gitme!..
Gerçeği olmak varken adına yüklediğim anlamın, düş olmayı tercih etme!..
Sakat ömrümde sendeleyip düşmemek için düş olma!
Tüm gerçekliğimle satırlarıma davet ediyorum harflerini!..
Sen baharı beklerken karşına çıkanın bir sonbahar olduğunu öğrendiğin anda, bahar diye bağrına basarmısın sarmaşık yaprakları?
Sen yollarına acı döşeyen bir şahsa yara değil de yar diyebilir misin?
Yorgunum!..Çıktığımız yollardan cayışından yorgunum!...
Ne düşünsem düşten ileri gitmeyecek diye yırtıp atıyorum beynimdekileri.
Kara kalemlerle ne kadar aydınlanabilirse dünyam o kadarım işte.Satırdan satıra çarparken büyük bir hüznün kırıntıları olduğumu keşfediyorum...
Poyraz yemiş yanlarıma bir şairin şiiriyle ayakta tutuyorum...Bir yalanın parçasıyla doğruya kanat çırpışını seyre dalıyorum...
Aksayan benliğim, yansız hislerim...Adımı, karşıma konulan tek hece yutuyor.
Tanımsızım!..
Sana bağlı bir hayatta, sen harici nefesler beslemekteyim terkine...
Yangın kokulu gözlerimden içtim kül rengi ezayı.
İsmini alfabem bildim!..Şimdi alfabemi yok etmek için gelen sen olsan bile savaşmak düşer bana...Harflerinden oluşmuş bir dünyamı darağacına götürme!..Yusuf gibi kuyulara düşürme beni!..
İlk kez kılıfını çıkarıyorum kelimelerimin.Gitmek mi, kalmak mı arasında yürürken anladım ki ben hep içimden kal diye bağırdım!..Kal!..
Yerin burası artık...Yerin bu kalemin ucu!..Yerin, yüreğimin kıyısı!..
Sen de öğrendin ki bu düşte susmak eceline susamakmış!..Gitme!..
Gerçeği olmak varken adına yüklediğim anlamın, düş olmayı tercih etme!..
Sakat ömrümde sendeleyip düşmemek için düş olma!
Tüm gerçekliğimle satırlarıma davet ediyorum harflerini!..
-
- Admin
- Mesajlar: 786
- Kayıt: Pazar, Eylül 18, 2005 22:22
- İsim: Serkan
- Konum: İstanbul
Re: Gidenlere...
Tanımsızlık!
Gerçekten böyle mi? Bu kadar mı? Bu kelime kaçmaktan başka nedir, sorulardan? Tanımsızlıkta bir şekilde sıfat olmaya çabalarken hem de.
Gerçekten böyle mi? Bu kadar mı? Bu kelime kaçmaktan başka nedir, sorulardan? Tanımsızlıkta bir şekilde sıfat olmaya çabalarken hem de.
Je est un autre
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Tanımsızlık; aradığın soruların cevabını kendi kendine verip bu cevapların yetersiz kaldığını düşündüğün anda verilen cevaptır, bulamamaktır, yetinememektir, çaresizliktir, çıkış yol bulamamak gibidir...
Cevaplarının cevabını bulamadığını düşündüğün anda ve cevaplarının soru işaretleriyle kaldığı anda ''Tanımsızım'' dersin!..
Cevaplarının cevabını bulamadığını düşündüğün anda ve cevaplarının soru işaretleriyle kaldığı anda ''Tanımsızım'' dersin!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Susuyorum...
Sana susuyorum...
Biraz da susmayı deniyorum...
Nereye kadar?
Bu oyunu burada bitiren ben oluyorum...Başlatan sen olana kadar...Ama sen geldiğinde bu oyunun çoktan, çoktan bittiğini anlamış olacaksın...
Sen her zaman ki gibi geç kalacaksın benim hayallerimi süslemeye!..
Düşlerimde ağlayan çocuğa üzülmek için senelerin geçmesini bekleyeceğim ben...
Sen de ağlayacaksın eninde sonunda...Ama unutma geç kalacaksın!..
Susuyorum!
Bir ölü gibi, bir dilsiz gibi, bir taş gibi, bir kaya gibi, bir su gibi, bir dağ gibi susuyorum!..
Ve bir çöl gibi!
Sana susuyorum!
Acıyorum!
Hem kendime, hem yıllarıma, hem yaşlarıma, hem yaşadıklarıma, hem yaşayamadıklarıma, hem hatalarıma, hem sana acıyorum!..
Ve ben artık kanıyorum!
Sana söylenenlere, yaşananlara, konuşanlara, konuşulanlara, yalanlara, oyunlara kanıyorum!..
Şimdi ben de oynuyorum!
Sahte gülüşlere, sahte mutluluklara, sahte insanlara, insancıklara, sahte bakışlara, ben de oynuyorum!..
Nasıl oynanır bilmiyorum ama her oynayan kazanıyorsa bende denemeye, ellerim kollarım bağlı mecbur kalıyorum...
Şimdi ben ölüyorum!
Biraz sana, biraz bana, biraz da bu aşka ölüyorum...
Dedim ya;
Ben susuyorum!..
Sana susuyorum...
Biraz da susmayı deniyorum...
Nereye kadar?
Bu oyunu burada bitiren ben oluyorum...Başlatan sen olana kadar...Ama sen geldiğinde bu oyunun çoktan, çoktan bittiğini anlamış olacaksın...
Sen her zaman ki gibi geç kalacaksın benim hayallerimi süslemeye!..
Düşlerimde ağlayan çocuğa üzülmek için senelerin geçmesini bekleyeceğim ben...
Sen de ağlayacaksın eninde sonunda...Ama unutma geç kalacaksın!..
Susuyorum!
Bir ölü gibi, bir dilsiz gibi, bir taş gibi, bir kaya gibi, bir su gibi, bir dağ gibi susuyorum!..
Ve bir çöl gibi!
Sana susuyorum!
Acıyorum!
Hem kendime, hem yıllarıma, hem yaşlarıma, hem yaşadıklarıma, hem yaşayamadıklarıma, hem hatalarıma, hem sana acıyorum!..
Ve ben artık kanıyorum!
Sana söylenenlere, yaşananlara, konuşanlara, konuşulanlara, yalanlara, oyunlara kanıyorum!..
Şimdi ben de oynuyorum!
Sahte gülüşlere, sahte mutluluklara, sahte insanlara, insancıklara, sahte bakışlara, ben de oynuyorum!..
Nasıl oynanır bilmiyorum ama her oynayan kazanıyorsa bende denemeye, ellerim kollarım bağlı mecbur kalıyorum...
Şimdi ben ölüyorum!
Biraz sana, biraz bana, biraz da bu aşka ölüyorum...
Dedim ya;
Ben susuyorum!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Sen bir düş'tün uyanmaktan korktuğum...
Yatağıma uzandığımda gözlerimi sıkı sıkı kapar gelmeni beklerdim...Rengin gelirdi odama önce, maviye boyanırdı her yan, ardından kokun sarardı etrafı...
Gözlerimi açamazdım, korkardım!..Ya yok olursan...Ruhumu özgür bırakırdım her gece, ruhunla uçardı o eşsiz mavide, hissederdim...Ordasın ordasın da korkardım!..Açamazdım gözlerimi...Ya rüyam biterse!..
Dans ederdi hayali bedenlerimiz sabahlara dek, yüreklerimiz daha bir heyecanla atardı, ellerimiz hiç ayrılmaz, aşk sözcüklerimiz hiç tükenmezdi...
Ve bir sabah açılıverdi gözlerim!..
Sen bir düş'tün bitivermiştin...
Ne ruhumu saran ruhun, ne odamı dolduran kokun kalmıştı...Ellerimi tutan ellerin, tükenmeyen sözcükler yoktu artık!..
Eskiden sıkı sıkı kapardım gözlerimi artık kapanmıyor!..
Senin olmadığın her uyku düş değil, kabus olup doluyor geceme!
Korkuyorum uyumaya sen olmayacaksın düşlerimde!..
Yatağıma uzandığımda gözlerimi sıkı sıkı kapar gelmeni beklerdim...Rengin gelirdi odama önce, maviye boyanırdı her yan, ardından kokun sarardı etrafı...
Gözlerimi açamazdım, korkardım!..Ya yok olursan...Ruhumu özgür bırakırdım her gece, ruhunla uçardı o eşsiz mavide, hissederdim...Ordasın ordasın da korkardım!..Açamazdım gözlerimi...Ya rüyam biterse!..
Dans ederdi hayali bedenlerimiz sabahlara dek, yüreklerimiz daha bir heyecanla atardı, ellerimiz hiç ayrılmaz, aşk sözcüklerimiz hiç tükenmezdi...
Ve bir sabah açılıverdi gözlerim!..
Sen bir düş'tün bitivermiştin...
Ne ruhumu saran ruhun, ne odamı dolduran kokun kalmıştı...Ellerimi tutan ellerin, tükenmeyen sözcükler yoktu artık!..
Eskiden sıkı sıkı kapardım gözlerimi artık kapanmıyor!..
Senin olmadığın her uyku düş değil, kabus olup doluyor geceme!
Korkuyorum uyumaya sen olmayacaksın düşlerimde!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Aşık olup da yas tutmayan var mıdır acaba? Yaşadığı aşkı bir kez bile kalbine gömmek zorunda kalmayan? Ya aşk ile acının kardeş olduğuna inanmayan? ''Mutlu aşk vardır'' diyerek hala kendini kandıran...Önemli olan aşkı tüm muhteviyatıyla buyur edebilmek belki de hayatımıza!..Aşkın kendisi kadar beraberinde getirdiği acıları, döktürdüğü yaşları, huysuz kimyasını da sevebilmek...İçimi acıtan o gitmeler olmasa, gelişler de bu kadar anlamlı olmazdı belki de...
Bugün sesini duymak istedim.Özlediğimi hissettim.Olur ya insana hani bazen!..Özel bir ses duymak istersin, ayda bir kez bile olsa...Seni anlayan bir insan sesi...Ya da öyle sandığın, yanılmış olabilirsin de.Sesinin iyi geleceğine inanırsın o an, ama duyamayabilirsin de.Zaten, o sesi duymak istediğin anın yoğunluğu geçince boşverip, her zamanki gibi hayata dönersin, kaldığın yerden!..
Bugün sesini duymak istedim.Özlediğimi hissettim.Olur ya insana hani bazen!..Özel bir ses duymak istersin, ayda bir kez bile olsa...Seni anlayan bir insan sesi...Ya da öyle sandığın, yanılmış olabilirsin de.Sesinin iyi geleceğine inanırsın o an, ama duyamayabilirsin de.Zaten, o sesi duymak istediğin anın yoğunluğu geçince boşverip, her zamanki gibi hayata dönersin, kaldığın yerden!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Öylesine...
Canımı yakmadan ilk defa, gözyaşı dökmeden hiç, oturmadan sabahlara kadar...Düşündüm!..
Ne çok yara aldığımı, benden götürdüklerini, geride kalan yaşanmışlıkları...Belki de hala...neyse!..
Her zerreme dağılmış, tüm benliğimi kaplamış varlığın...Zor da olsa, yorulsam da, içimdeki seni bitirme hevesindeyim şimdilerde.
Bana artık ruhsuz-duygusuz bakan gözlerini görmeseydim ve sen gitmeseydin...Ya da yitmeseydin hayallerimden bile...Belki de hala...neyse!..
Zaman herşeyin ilacıymış, kanayan yaranın devasıymış ya...Bu sözlere tutundum işte.
Umutla doğan güneş lazım bana, uykusuz geceler değil...
Şen kahkahalar yakışır bana, gözyaşı değil...
Belki de hala...neyse!..
Artık keşkelere yer yok yeni dünyamda,
Bundan böyle tüm keşkeler sana yakışır, senin lugatında!..
Canımı yakmadan ilk defa, gözyaşı dökmeden hiç, oturmadan sabahlara kadar...Düşündüm!..
Ne çok yara aldığımı, benden götürdüklerini, geride kalan yaşanmışlıkları...Belki de hala...neyse!..
Her zerreme dağılmış, tüm benliğimi kaplamış varlığın...Zor da olsa, yorulsam da, içimdeki seni bitirme hevesindeyim şimdilerde.
Bana artık ruhsuz-duygusuz bakan gözlerini görmeseydim ve sen gitmeseydin...Ya da yitmeseydin hayallerimden bile...Belki de hala...neyse!..
Zaman herşeyin ilacıymış, kanayan yaranın devasıymış ya...Bu sözlere tutundum işte.
Umutla doğan güneş lazım bana, uykusuz geceler değil...
Şen kahkahalar yakışır bana, gözyaşı değil...
Belki de hala...neyse!..
Artık keşkelere yer yok yeni dünyamda,
Bundan böyle tüm keşkeler sana yakışır, senin lugatında!..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: Gidenlere...
Yalan yok, üzülmedim gidişine.
Hemde hiç!..
Sadece Unkapanı'ndan geçerken köprü üzerinde denize olta sallayanları görünce aklıma geliyorsun, nedensiz sebepsiz gözlerim kısılıyor ellerimi ceplerime sokuyorum!..
Bir de bakışlarımı çeviriyorum yoldan yana, perşembe pazarında yürürken günlerden pazarsa eğer...
Arap camiinin sokağı yakıyor canımı, dudağımda eski bir yara gibi kanıyor öpüşün...
Yalan yok, hiç üzülmedim; hemde hiç...
Üzülmedim de yolum Şişhane yokuşuna düşmeseydi eğer.Neden bu yokuşlar tek başına çıkılmaz ki...
Domates fidelerinin o çıldırtan kokusu, adamı yoldan çıkaran o lanet Çiçek Pasajı, Beyoğlu, o eski kitaplar, yıllar öncesinin hüzünlerini yüklenip bıçak gibi gözlerime sokan o siyah beyaz fotoğraflar, Mevlevihane'de ki susmuşlar bahçesi, Galatasaray Lisesi'nin yanındaki bu şehre inat büyüyen incir ağacı, bu kahreden şehirde yaşamasam yolum düşmese bu Cadde-i Kebir'e, adımlarının yanına bunu bilmesem düşünmesem eğer; yine de üzülürsem namerdim!..
Git!..
Ama şunu bil ki; bu şehirde tek başına simit yenmiyor!..
NOT: Bu yazı şuan misafirim olan güzel insan, sevgili ağabeyim, en iyi arkadaşım MURAT TUNCER'e aittir!..
Teşekkür ederim güzel abim!..
Hemde hiç!..
Sadece Unkapanı'ndan geçerken köprü üzerinde denize olta sallayanları görünce aklıma geliyorsun, nedensiz sebepsiz gözlerim kısılıyor ellerimi ceplerime sokuyorum!..
Bir de bakışlarımı çeviriyorum yoldan yana, perşembe pazarında yürürken günlerden pazarsa eğer...
Arap camiinin sokağı yakıyor canımı, dudağımda eski bir yara gibi kanıyor öpüşün...
Yalan yok, hiç üzülmedim; hemde hiç...
Üzülmedim de yolum Şişhane yokuşuna düşmeseydi eğer.Neden bu yokuşlar tek başına çıkılmaz ki...
Domates fidelerinin o çıldırtan kokusu, adamı yoldan çıkaran o lanet Çiçek Pasajı, Beyoğlu, o eski kitaplar, yıllar öncesinin hüzünlerini yüklenip bıçak gibi gözlerime sokan o siyah beyaz fotoğraflar, Mevlevihane'de ki susmuşlar bahçesi, Galatasaray Lisesi'nin yanındaki bu şehre inat büyüyen incir ağacı, bu kahreden şehirde yaşamasam yolum düşmese bu Cadde-i Kebir'e, adımlarının yanına bunu bilmesem düşünmesem eğer; yine de üzülürsem namerdim!..
Git!..
Ama şunu bil ki; bu şehirde tek başına simit yenmiyor!..
NOT: Bu yazı şuan misafirim olan güzel insan, sevgili ağabeyim, en iyi arkadaşım MURAT TUNCER'e aittir!..
Teşekkür ederim güzel abim!..