Gün akşam kızıllığında veda etmekte,
Üstüme ağır ağır İstanbul çöküyor yine,
Meryem sessizliğinde kucak açıyorum geceye,
Meryem kadar suskun,
Meryem kadar hüzünlü
Meryem kadar biçare!
Günaydın gece!
Ne diyorum biliyor musun gece?
Keşke dile gelseydi sustuklarım,
Zehrini içime atıp kan kusuşlarım,
Belki anlam kazanırdı kimsesizliğe terk edilmiş
kangren acılarım,
Şimdi bir tren kalkıyor gönlümden,Dumanı ayrılık kokan bir tren,
Her vagonda ayrı dert, aynı çilekeş hayatlarla demirlenen,
Bu tren,son kez yola çıkıyor , diyor ki ;
Giden mi yakar canı yoksa kalan mı yanar
daha derinden?
Beni bana sorma usta,bu acı ağır bana,
Fazla sorumluluk yüklenmiş omuzlarımı
kaldırma gayretim boşuna,
Beli kırılanın omuzları kalkar mı be usta?
Zaten hayat bükmüş belimi kanıyorum günden güne
Anlayan yok halimi..
Hayatın Halef kadar tahribata yol açtığı gönülde
Bilal olmak ne demektir bilir misin usta?
Geceleri kaldıysan eğer bir başına,
Elinde kahve gözlerin uzaklarda iki damla da yaş akıyorsa,
gözlerinden kağıda,
Unutma, her gecenin vardır sabahı Gönlünü Bilal tut, üzülme usta!
FATMATÜ ZEHRA KANAR...
Günaydın gece!
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 6
- Kayıt: Perşembe, Temmuz 23, 2009 11:48
- İsim: fatma zehra kanar