HAYATA ATILMIŞ BİR ZARF
Feridun Düzağaç üçüncü albümü 'Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir' ile gündemde.
Şarkılarını birer şiir edasıyla kağıda döktüğünü söyleyen Düzağaç,'Yazdıklarım yaşadıklarımdır'
diyor.
Aldanacaksan gecelerinde/Kara gecelerinde/Aydınlık dünyanın şen insanlarına/
Yanılıp içini açacaksan,/Derdini gizlemeden durmayacaksan/Yaşama! Bu dizeler Oruç Aruoba'ya ait.
Yanlızlığı ile bir ömür yaşamayı kabullenmişlerin dizeleri. Kırılmak yerine kapılarını kapalı tutmayı
yeğleyen yalnızların dizeleri.Ama karanlık dehlizlerinde başka ruhların da solumasına izin verenlerin
'dizeleri'de mevcut. Feridun Düzağaç gibi...
Düzağaç,üçüncü albümü 'Tüm Hakları yalnızlığıma aittir!ile gündemde. Sanatçının bu albümünde
de tıpkı öncekiler gibi birer şiir edasıyla kaleme alınmış;yanlızlığı,depresif ruh hallerini anlatan
şarkılar yer alıyor.Düzağaç kendisini keyifsiz hissettiren şeyleri şarkıları yoluyla insanlarla
paylaşmaktan 'kutsal'bir mutluluk duyuyor! Kendisiyle,son günlerde gecesi gündüzüyle yaşadığı
Beyoğlu'nda buluştuk ve nedir bu kronik keyifsizlik hali ve tabii ki yeni albümü üzerine söyşeştik.
Albümünüzdeki şarkılar birer şiir edasıyla,sanki bestesiz de var olabilecekmiş
gibi yazılmış.
O şiirsel anlatım benim için vazgeçilmez bir şey. Öyle yazmak yaptığım şeyi anlamlı
kılıyor. Hem okur ve yazar olarak şiirle ilgili yoğun bir geçmişimin olması hem de diğer
türlüsünü anlamsız bulmamdan kaynaklanıyor bu. Albümün katonetine baktığınızda göz kağıt ve
yazılanlar üçgeninden bir anlam çıkması lazım. Şarkı,kendi başına bir şiir gibi olmalı. Ancak
söz konusu şarkı sözü olunca,şiire nazaran daha ekonomik olmak zorundasınız.
'Ekonomik olmak'derken aslında neyi kastediyorsunuz?
Şarkı şiir için iyi bir beyin jimnastiğidir. Ancak şarkı sözünde şiirdeki kadar özgür
değilsiniz. Daha kısa olması gerektiğini,müziğin matematiği ve ritminin olabileceğini mutlaka
hesaba katmalısınız. Zaten yazdıklarım,daha önceleri öylesine kaleme aldığım şeyler.
Ve öylesine yazılanları zamanı gelince karşılaştığım başka şeylerle evlendiriyorum.
'Tüm Hakları Yanlızlığıma Aittir',sizin yalnız ve depresif ruh halinizi gözler
önüne seriyor. Öyle değil mi?
Her albümümün ana teması benim o aralar neler hissettiğimle doğrudan ilişkili.
Sipariş yapamıyorum kendime. Bir farkım varsa,ki olduğunu düşünüyorum,bu kendimi anlatmamdan
kaynaklanıyor. Bunu yaparken çok uçlarda değil de,herkesin dinlediğinde benimle benzer şeyleri
yakalayabilmesini istiyorum.
Peki sizi yaşamda bu kadar keyifsiz kılan şey nedir,öğrenebilir miyiz?
Aslında bunları yaparken büyük bir keyif alıyorum. Benim mutlu olma tarzım bu; kendi
mutsuzluğumu anlatmak.Ruh halini znlatman kendinle barışık olmanın bir getirisidir. Vazgeçilmişlik,
kaybetmişlik gibi alt başlıklar da çıkabiliyor albümden. Ama aslolan benim hala hayata karşı
kendi şarkılarımı yazmakta heyecan duyabilmem ve bununla hayatta kalbilmem.
Kendinizi bu kadar net ve açık bir dille anlattığınız için zaman zaman pişmanlık duyuyor musunuz?
Hayır. Aksine çok kutsal ve uçlarda mutluluklar yaşıyorum. Tabii ki münferit olaylar da
olmuyor değil. 'Beyaz' adlı şarkım babamın ölümünden sonra hayata karşı neler hissettiğimdi.
Bir dinleyicim beni çok sevdiği halde bu şarkıyı anlamadığını belirtmişti. Bu,çok da kendimi
afişe etmek anlamında değil. Aşkı yazıyorsam ben varım,aşk var ve hayat var. Kendim,sürekli gözlediğim,
şahit olduğum bir şey.'Sonunda üzülür müyüm,kırılır mıyım ya da bu kadarı da gerekli miydi'lere
girmek istemiyorum.
Şarkılarınızda sanki bir kurtarıcı beklentisi var.Birisi gelecekmiş ya da bir şey olacakmış
ve siz bu depresif halinizden kurtulacaksınız...
O kurtarıcı aslında yaşam atılan bir zarf. Mesela,'Dipteyim Ben' bu albümdeki en
Feridun Düzağaç şarkısı. O şarkıyı yazmış olmak beni çok mutlu etti. Bir adamın kendi
şanssızlığını anlattığı bir şarkı. Böyle bir şarkıyı yazıyorum ama bir yandan da yaşamaya devam
ediyorum. Hayat didişilesi bir şey. Derdim va benim. Kimileri bunu anlamayabilir. Oralarda biraz
kaygılar güttüm.
'İyi Uykular'da geçen !yaşamak bir mesai gibi/maaşı az patronu çok bir iş!
Kim bu az maaş veren patronlar?
Kent ozanı dediğimiz adamların içinde başka hayatlar devinmiyor. Bir sırça köşklerimizde
çok uçta şeyler yaşayıp da bir şeyler yazıyor değiliz. Son zamanlarda özellikle Beyoğlu'nda yaşıyorun
gecesi gündüzüyle.Yazdıklarımın hep gördüklerimi yansıtması beni mutlu ediyor. Ruhumu okşuyorun
böylelikle. O şarkıdaki gibi'yaşamak bir mesai gibi' yani öylesine,amaçsızca yaşayanları
gördüğüm için yazdım onu.
Albümdeki kimi şarkılar önceki albümlerinizden aşina olduğumuz Feridun Düzağaç tarzından farklı.
'Son Yaprağıydı Güzün've 'Yalnızlığım Sana Emanet'te yarı elektronik bir alt yapı
denemesi var. 'Yanımda' ve 'İçimden Şehirler Geçiyor'da ise oryantal agresif bir hava hakim.
İşin düzenleme ve de teknik boyutunda gidip gelmeler yaşıyorum. Bu albümde de Cengiz Köroğlu'yla
çalıştım.Özellikle Cengiz'le yaptığımız şarkılarda yakaldığımız şeyden son derece mutluyum.
'Her şeyi kendim kotarayım'sevdasına girseydim beni mutlu eden bu sonucu yakalayamazdım.
Sound'unuzdaki değişikliğin yadırganmasından korkmuyor musunuz?
Yadırgansın zaten. Bu 'yadırgama'halini ben de MFÖ'nün albümüb 'Geldiler'de yaşamıştım.
Ama en güzel Mazhar Alanson bestesi de o albümdedir.Öyle şeyler yaşanacak.Önemli olan şarkıcı,
müzisyen olarak bir adamı kayda değer bulmak,ona inanmaktır. Sound anlamında çok kötü oldu
denmesi beni üzmez. Ama anlatıma yönelik bir eleştiri gelirse çaktırmadan içime dönerim.
Çünkü o konuda kendimi özel ve iyi buluyorum. İçimde duyduğum değişiklikleri albümlerime
yansıtmak lüksüsüne sahibim. Değişiklikler özü bozmaz.Sonraki albümlerde de bu teknik konulardaki
med cezirleri yaşayacaktır.
ADI GİBİ YALNIZ
'Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir' adlı albümünü elimize aldığımız andan itibaren yalnızlık
olgusunu güçlü bir şekilde hissediyoruz.Genel anlamda rock gibi geniş bir müzik potası dahilinde
harmanlanmış 11 şarkının yer aldığı albümdeki bütün şarkıların söz ve müziği Feridun Düzağaç'a ait;
sadece bir parçada sözler hanesinde Düzağaç'la birlikte Mehmet Esen'in ismini görüyoruz.
Albümün kayıt kalitesi gerçekten iyi.Diğer birçok rock albümündeki sound problemi bu albümde
hemen hemen yok gibi.Stüdyo tekniklerindeki bunca ilerlemeye rağmen ülkemizde hala büyük bir sorun
olan davul kayıtları ise mükemmele yakın.Parçalarda kullanılan elektro gitar tonları yabancı
albümlerdeki gitar tonlarını aratmıyor.
Eğer Düzağaç,'Dipteyim,Sondayım,Depresyondayım','Uçak','İçimden Şehirler geçiyor' tadında
besteler yapmaya devam ederse ilerleyen yıllarda başarılarına yenilerini ekleyecektir.Albümdeki
tüm şarkıları beğenmekle beraber bu üç şarkıyı ayrı bir yere koyuyoruz.
'Dipteyim' kesinlikle albümün en iyi parçası... Düzağaç'ın vokal perfonmansı üst noktada.
Giriş bölümündeki elektro gitar dinleyenleri hem şarkıya hazırlıyor,hem de parçaya farklı bir
hava getiriyor. Daha sonra gitarlara katılan yaylılarla birlikte parça canlanıyor. Tek kusur parçanın
bitiş kısmı, sanki havada kalmış... Yine de güçlü bir alt yapısı olan bu hareketli şarkıyı açılış
parçası olarak dinlemeyi tercih ederdik.
'Uçak',Düzağaç'ın çocukluk yıllarına olan özlemini anlattığı bir şarkı. Parçanın başarısı
sözlerdeki sadelik ve anlatımdaki yalınlıktan kaynaklanıyor. Sanatçıya Cahit Berkay mandolinle
eşlik etmiş. Nakarat bölümündeki yaylılar şarkıya sertlik ve hareket getirmiş.
'İçimden Şehirler...'Düzağaç'ın aşk acısını ve yalnızlığı kendince tarif ettiği bir parça.
Davulun arkasında destekleyici çalgı olarak percussion kullanılması iyi fikir.Nakaratta makamsal
müziğin etkilerini görüyoruz. Burada yapılan modülasyon çok yerinde ve etkileyici; hicaz makamından
ezgiler duymaya başlıyoruz. Vokale cevap veren gitarlarda ise ünlü virtüoz Marty Friedman'dan
izler var.
'Tüm Hakları yanlızlığıma Aittir',Feridun Düzağaç'ın müziğindeki ilerleme ve olgunlaşmanın
işaretlerini veren özgün bir çalışma.