kenti bırakıyorum
dili hüzünsüz zamanlara
lirik bir yaz yalnızlığının
kum beji sıkıntısıyla bitti ömür
yaprakların tozu kalkmadan
son akşam kokusu ağustoslu...
hiçkimsenin gözünde olmayan bakışlarımı
kıyısından çekiyorum
bu eflatun gösterişsizliğin
bir deniz ki
kumaşı herkesteki kimsesizliğin toplamı
ve tekrarları ömürden saymayarak
ağaçlı çay saatlerine bağlanmayı aşk bildim
bir kez çay içtim
gözüne çarpabildim belki bir kez
mevsim güneşinin
ve her eylemin ilk anından sonra öldüm
ta ki yepyeni ve hiç yaşanmamış
bir eylem keşfedenedek ...
gece adam olmayı öğrenemeden gidiyorum
kapı komşuma haber vermenin tadını bilmeden
göz kulak olmadan kimsenin çocuğuna
balkon arkadaşlıklarından ötesine geçmeden
gidiyorum göç sarılığında suların
uzak ışıklarla ırgalanmayı bile lekeledim
saatli maarif takvimli güz ıssızlıklarını
yaşamış olmanın gönenciyle gidiyorum
her şeyin en doğrusuydu yalnızlık
ya da ben
en güzel yalnız kalmayı becerebildim...
"trajik bir başlangıcı olur her mevsimin
gücü arı duru bir saflıktadır onun da
yalnızlığın dürüstlüğü gibi
asıl aşktır bozan her şeyi
aşk kendine rağmen olmamaktır..."
"aşk yalnızlığın melezleşmesidir
bu yüzden dürüst bulmadım kahırlanmayı
kitaptan insandan uzak
biliyorum sınıflı yaşamak en zorunlu yalandır
ve ancak bir devrimci boyun eğmez yalana..."
kağan işçen...
Her Eylemin İlk Anı
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana