Kimi zaman öyle bir cümle, öyle bir kelime, öyle bir dize karşımıza çıkar ki; sözcükler parıldar ve içimize sızıp kanar, sevinç yaratır, hüzün biriktirir, düşlere salar, kendimizden geçirir... Böyle dizeleri duymak, görmektir isteğimiz. Sadece kelimeler veya bir iki dize, tümden şiirler sayfalar değil. Bir sayfanın herhangi bir köşesinde ışığını saçmayı, beynimizin içinde uğuldamayı, hüznümüzü depreştirmeyi, öldürmeyi bekleyen dizeler...
Tabii sahibini de belirterek.
En son sehrikalp tarafından Perşembe, Ağustos 7, 2008 23:59 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.
ekmek şarap sen ve ben
birde sabahın dördü
dışarda kar odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana
ağzı sarmısak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını
karım dediğini ve aldattığını...
çocuklar bulmuş, getirdiler
kanadı kırılmış bir nisan yağmurunu
nisan’ın kuyruğuna teneke bağlar mı insan,
çocuk olmasa?…
aşk şakasını kaldırır mı insan,
çocuk olmasa…
Bütün kainat birbirine sevgiyle bağlanmış.
Sevgini vermesini öğren,çünkü gönlün anlasın ki,
Hepsine yer varmış,
Sevgisiz insandan,dünya,unutma ki korkarmış.
hicrandı
fısıldaştığımız akşam rüzgarıyla
İstanbul uzakta
sinemalar avutmaz gönlümü
tiz sesli bir cigan gibidir özlemin
eski bir anı haykırır içimde
hastalıklı bir sarı
lime lime ağlayarak
boşaltır tüm anlamların içini
birden senleşir herşey
yaşamak ölmek ya da
en kötüsü sensiz ölümü beklemek
Kağan İşçen
En derin saygılarımızla Kağan Bey. Benim için bu başlık altına almak zorunda olduğum bir şiirdi. Ve tabii çok az şiiri aldığım özel defterime de yazdım. Ömrüm boyunca yanımda bu sözler. Emanetiniz olarak kabul ediyorum.
hangimsin sen benim
hangi rengine boyasam ki seni gözlerimin
çingeneler keder topluyor biliyorum, ağlıyorum
çingeneler yağmur bekliyor biliyorum, ağlıyorum
gök soyundu mevsimlerden deniz oldu
poyrazla ıslak ıslak yosun koktu
ey uzak ihtimallerle dokunduğum
giyinirken bütün cevapsız yüzleri
neden yoktun
neden yoktun