nefesi kesilmeden, gitmeden daha aramızdan; yüzünün hayali zuhur bile etmez onların aklında.. bilmezler, tanımazlar.
nefsi kesildikten, gittikten sonra yadımızdan; şah olurlar, savunduğunu zannettikleriyle keyiflenirken, yerle yeksan olurlar.
Bir cümle değil belki ama Ahmet Altan'ın Çok mu içtensiniz denemesi çok iyi anlatır söylemek istediklerimi...
Zayıflıklarınızın, eksikliklerinizin, bilgisizliklerinizin, yeteneksizliklerinizin de görülmesini ve anlaşılmasını istiyor musunuz?
Eğer sizin ruhunuzu çırılçıplak gören biri olsaydı, “beni anlıyorlar” diye ağlayacak mıydınız?
Anlaşılmak istiyor musunuz gerçekten? Söylediğiniz her sözün arkasında saklı olan ikinci sözcüğü de anlasınlar istiyor musunuz?
Nereye kadar içten olabileceksiniz?
Nasıl oynamak istiyorsunuz bu oyunu?
Haydi herkes birbiri hakkında gerçek düşüncelerini söylesin.
En sevdiğiniz insan hakkındaki gerçek düşüncelerinizi söyleyin. Söyleyin ve üç cümle sonra onu aslında o kadarda sevmediğinizi yada aslında onun o kadar sevgiyi hak eden biri olmadığını keşfedin.
Kendinizi anlatın biraz.
Anlatırken neleri atlayıp geçtiğinizi fark edin...