dinle akan caddenin tedirgin edişini
palamut ağacını
yapraklarını ezmeden geçtiğin
bu sensin
ne zaman kendinle başbaşa kalsan
kent kırıkları
aklının ucunda da değil
ortasında
kış sisi basmışken
küçük küçük evlerin üstünü
sokak aralarındaki
selvilerin vefakarlığını
semt okullarının birden bire dağılışı
paramparça eder sessizliğini
kendinden kaçışının
is kokulu ara yokuşlu
sokaklardan başka
hiçbir heyecanın kalmamıştır
ufak ufak su birikintilerinde
yarınsız serçeler
içini ısıtan rüyalarda
çocukluğunun yaz sinemaları
kırık dökük oyuncaklar
sen sokaklarda doğdun
sokaklarda öleceksin...
sokağa gömüleceksin...
öldükten sonra:
okul çocukları koşacak üzerinde
saçlarından mahalle dolmuşları geçecek
üzerindeki ekmek kırıntılarına
karıncalar üşüşecek
hangi evde kim ne kadar mutlu
merak etmeyeceksin
tüm kapılar artık
sonuna kadar açılacak yalnızlığına
hiç üşümeyeceksin...
ölmeyeceksin...
ben şimdi:
sobayı yakalım
yere basamıyorum
beton çok soğuk
ceketimin yırtık cebinde
vasati 40 çöplü bir umut
çaydanlığı ve güğümü hazırlayalım
suyun sobaya damlamasıyla çıkacak sesle
uyuyalım
kurumuş portakalve elma kabuklarının
kekre kokusuyla
biz uyudukça
sevişsin büyük bir iştahla
ateşin gölgesiyle duvar
konuşmayalım
uyuyalım
kimbilir sokakta
yarın bizi bekleyen neler var....
kağan işçen...
İs Kokulu Ara Yokuşlu
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana