yanık kokularıyla bitti pazar
kuşçular son demlerinde
işportada gelecek dalgınlığı
sessizlik istedim biraz
gökyüzü bile sıkıcıydı
ağaçlara sığındım
gösterişsiz caddelere
samimi sokaklara
kapı önlerinde kabullenilmiş acılar
ezber sevinçler gördüm düğün salonlarında
balkonum çocuk umarsızlıklarına aşina
ama olsun
hayat bu...
ara sokaklarda çay sohbetleri ikindide
radyolu günlere benziyor bu pazarın rengi
alacalı bir tedirginlikle akıyor bulutlar
sanki bütün ömürler yaşanmış
sanki tek ben kalmışım
öğlen sonu aydınlığına çaresiz özlemlerin
sanki eylülün bir bana eli kolu bağlı
semt otobüsleri boş koltuklarıyla
elinden oyuncağı alınmış çocuklar gibi
içli edalı
herkes kendi yalnızlığına daha yakın
ben herkesinkine daha yakınım
olsun
sevmek bu...
kağan işçen...