Kitap Önerisi
-
- Takımdan
- Mesajlar: 481
- Kayıt: Cumartesi, Nisan 23, 2005 19:19
- Konum: Eskişehir
-
- Görevli
- Mesajlar: 926
- Kayıt: Salı, Ağustos 30, 2005 10:55
- İsim: Burcu
- Konum: İstanbul
arkadaşlar bir kitap var ısrarla arıyorum ama bir türlü bulamıyorum sağa sola haber verdim bulan olursa mutlaka alsın diye ama kimseden olumlu bir yanıt gelmedi. Adı "Altın Aşk Vuruşu" yazarı ise son zamanlarda ekranda gördüğümüz rock şarkıcısı Aydilge Sarp. kitap 2004'de basılmış ve bildiğim kadarıyla tek basım. bu kitabın bu kadar ilgimi çekmesinin sebebi ise aşağıda yazan tanıtım bölümü. siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama bulursanız mutlaka okuyun derim.
"Görüyorum seni, düşüyor musun? Ölümle mi kaçacaksın? Seni terk etmeyeyim diye, benden önce sen mi terk edeceksin beni? Size söylüyorum, çekilin, rahat bırakın onu! Bitti mi, tüm bu korku ve kötürüm günler, piyano tuşlarının üzerine düşüyor kan damlaları. Burnundan dudaklarına doğru ince, kızıl bir ırmak süzülüyor. Yükselen müziği duyuyorum. Felaketin bestesi, birbirine âşık notaların bitmez tükenmez soluğu akıp gidiyor kanınla. Kendilerini bırakıveriyorlar. Beyaz tozlar sızıyor burnundan içeri, beynine beni götür, onları değil. Ne kadar tutabilirim seni? Daha kaç zaman burdasın? Bir akşamlık, iki gecelik? Yarımınla bile yetinirim, ne olur kendinin tamamını alıp gitme. Yaşamın üzerinden atlayıp gidişin gibi, acının üzerinden atlamayı öğret bana. Ne kadar yükselmeye çalışsam da tam ortasına düsüveriyorum çamurun. İliklerime kadar işledi bataklığın kokusu. İmalat hatası bir varlığım artık ben. Herhangi bir süpermarketin herhangi bir reyonuna koysunlar beni. Çabucak tüketileyim. Elimi tut... Tuttun mu?"
Uyuşturucu bağımlısı bir piyanist ile mazoşist eğilimleri olan genç bir kızın bağımlılığa dönüşen aşklarının hikâyesi... Manevi açlığını uyuşturucuyla doyurmaya çalışan Ozan ve içsel çatışmalarını kendi bedenine zarar vererek dindirmeye çalışan Sade'nin sevgi açlığı. Kaybedilen iç dünyanın yerini doldursun diye kullanılan uyuşturucuların mahvettiği hayatlar... Ve tüm yaraları iyileştirebilecek tek güç: Aşk.
"Görüyorum seni, düşüyor musun? Ölümle mi kaçacaksın? Seni terk etmeyeyim diye, benden önce sen mi terk edeceksin beni? Size söylüyorum, çekilin, rahat bırakın onu! Bitti mi, tüm bu korku ve kötürüm günler, piyano tuşlarının üzerine düşüyor kan damlaları. Burnundan dudaklarına doğru ince, kızıl bir ırmak süzülüyor. Yükselen müziği duyuyorum. Felaketin bestesi, birbirine âşık notaların bitmez tükenmez soluğu akıp gidiyor kanınla. Kendilerini bırakıveriyorlar. Beyaz tozlar sızıyor burnundan içeri, beynine beni götür, onları değil. Ne kadar tutabilirim seni? Daha kaç zaman burdasın? Bir akşamlık, iki gecelik? Yarımınla bile yetinirim, ne olur kendinin tamamını alıp gitme. Yaşamın üzerinden atlayıp gidişin gibi, acının üzerinden atlamayı öğret bana. Ne kadar yükselmeye çalışsam da tam ortasına düsüveriyorum çamurun. İliklerime kadar işledi bataklığın kokusu. İmalat hatası bir varlığım artık ben. Herhangi bir süpermarketin herhangi bir reyonuna koysunlar beni. Çabucak tüketileyim. Elimi tut... Tuttun mu?"
Uyuşturucu bağımlısı bir piyanist ile mazoşist eğilimleri olan genç bir kızın bağımlılığa dönüşen aşklarının hikâyesi... Manevi açlığını uyuşturucuyla doyurmaya çalışan Ozan ve içsel çatışmalarını kendi bedenine zarar vererek dindirmeye çalışan Sade'nin sevgi açlığı. Kaybedilen iç dünyanın yerini doldursun diye kullanılan uyuşturucuların mahvettiği hayatlar... Ve tüm yaraları iyileştirebilecek tek güç: Aşk.
-
- Üye
- Mesajlar: 40
- Kayıt: Salı, Nisan 18, 2006 12:28
- Konum: samsun
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul
-
- Takımdan
- Mesajlar: 782
- Kayıt: Cuma, Haziran 30, 2006 21:07
- İsim: yaprak
- Konum: İstanbul
-
- Takımdan
- Mesajlar: 481
- Kayıt: Cumartesi, Nisan 23, 2005 19:19
- Konum: Eskişehir
-
- Banlanmış Üye
- Mesajlar: 325
- Kayıt: Cuma, Eylül 29, 2006 17:59
- Konum: İstanbul
raskolnikov'un psikolojisinde insan kendinden bi çok şey bulabiliyor.bizim vicdan azabımızın gerekçesi o kadar ağır olmasada rodyan romanoviç raskolnikov(ya da böyle bişidi)u anlatırken ben donstoyevski ye hayranlık duydum bi insanın insan psikolojisini bu kadar iyi anlatması onun içine girebilmiş olması takdiri çok fazla hakediyor.üstada derin saygılarımla
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 196
- Kayıt: Cuma, Mart 31, 2006 17:00
- Konum: Sakarya
-
- Takımdan
- Mesajlar: 782
- Kayıt: Cuma, Haziran 30, 2006 21:07
- İsim: yaprak
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 310
- Kayıt: Cumartesi, Mart 4, 2006 11:16
- İsim: nalan
- Konum: İstanbul