Masum Ölü
I
kolların iki nehir gibi
sarınca düşlerimi
üşüdü uyku
özlediğim tatsız tuzsuz kent akşamları
açmaz oldu acılarımın edebi söylencelerini
II
aşksız oldu ama şiirsiz olmadı
anlaşıldı bencil soytarıydı unutkanlık
gizleyen asıl aydınlık kimliğini
açığa çıkmasın diye nefsindeki karınca
körpe bir kirle yıkarken yüzünü hüzün
aşk sandığın en masumca ölümüydü yalanın
doğruya en yakın çağındasın artık
aşkı önce tanıdın
şimdi sevdin
yarın ta kendisi olacaksın...
hazırlan göğeren yurt özlemlerine
III
doğal kopuşlar yaşanırdı mevsimler arası
kalp atışları hayata redifsiz
ama
saçlarını okşamak türkiye'nin diliyle
türkiye'yi sevmek gibi karşılıksız
sevmek gözlerindeki tanış tutkuyu
kaçınılmaz eylemiydi kalp atışlarımın
ses hızında filizlenirdi sözcükler dudağımda
ışık hızında açılırdı gözlerim
her pırıltısına ferinin
türkiye olmasa sen olmazdın çünkü...
IV
eşitliğe her nazire ideolojimizdi
ideolojiye yakışan her eşitlik naziremiz
bağımsızlık düşkünü serçe narinliği
kar ve yağmur anılı teker teker güneş yanığı
dans eder gibi özgürlüğe örgütlü
suya ateşe ve rüzgara ağaçlar kadar ince...
her cümlesi emek vurgulu
aşk sandığımız en masum ölümüydü yalanın...
Kağan İşçen