seni kendim için özlemedim
hasretimin gururuyla oynayamaz zaman
kılıç artığı bir hayatla uğraşa dururken
uykudan öte bir beklentide...
sabahlar ne kadar pazara keser
gün sonları nasıl cumalaşır
kırlangıç yuvalarından baksam aşağılara
ne denli senli olur çocukluğum
ve hâlâ soruyorum...
tendeki yankıyla bitmez son
tarihleşmeli bu
kenar mahalle balkonundan belki
sokak çeşmesinden
pazen güzellikten
ekmek ve çay inceliğinden
ya da başlamamalı hiç...
çoğunluk sondur
sorusuz üstelik
ve aşk
ömür kancasını
boşluğa atar
anlamsızlık baş tacı edilir
şairler ve işçiler kalır geriye
bu kez hep değil ama...
kağan işçen...