Öyküye Öykünen Öyküde Bir Kırmızı, Güneş Ve Gökyüzü

Makaleler, Yazılar, Şiirler ve sizin şiirleriniz.
Ayrıca bu panomuzu blog web günlüğü gibi kullanacağız. Lütfen yalnızca kendi yazı, şiir vb yazıları paylaşın.! Başkalarına ait eser ise; lütfen not düşün.
Bensizo
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 6
Kayıt: Pazar, Haziran 1, 2008 23:00
İsim: Soner
Konum: İstanbul

Öyküye Öykünen Öyküde Bir Kırmızı, Güneş Ve Gökyüzü

Mesaj gönderen Bensizo »

Düşlerinde kaldırılan çocuk sabaha uyanır önemini bilmeden yada aslında farkında olup ne olcağına biraz da hayata çaktırmayım ki bana ters gitmesin diyerekten tüm farkında değildirliğiyle davranır kendisine ve diğerlerine...
görmüştür ne olcağını ağaçları ve güneşi.. kırmızı? bu neydi diye düşünür. kırmızı?
o büyük endişe saplanır içine kırmızı olan neydi diye düşünür?o an düşlerinden uyanır hala bir kırmızı gözlerine vuran.perdelerin rengi güneş ışığından gözlerine gelip duran onu düşten uyandıran.şu an hiç olmadığı kadar güneş var ve gökyüzü..
ama farkında değildir anlam yüklemediklerinin.ama ben biliyorum o da biliyor anlamları.güneş aynen böyle der çocuk duymasın diye hafiften fısıldayarak gökyüzüne.
bir rüzgar kırmızı perdelerin arasından küçük çocuğun tenine değen ve bir fısıltı anlamlar; güneş ve gökyüzü... bu kadarı fazla gelir bu küçük bedene .. ne farkederki der gökyüzü güneşe elbet bir gün bilecekti gerçekleri!
güneş susar ve bu suskunluk koca kara bulutları getirir.soğuk !!!! güneş küstü der çocuk gökyüzüne neden bana söyledin ki ben düşlerimden biliyorum anlamları.senle ve güneşle orda tanışmıştık hatırlamıyormusun? ve bir rüzgar daha aralanan pencereden içeri süzülen suskunluk!
birden kendini yapayalnız bulur bu küçük çocuk yatağında. ne olduğunu anlamadan kalkar ve pencereye yönelirken perdelerden gelen o kırmızı... ve güneş ve gökyüzü der perdeyi araladığında. düşlerinde takılı kalan anlamlar gelir aklına.. etrafına bakar büyük bir ağaç gökyüzüne sevdalı ne olacağına bilmeden ona doğru gitmekten çekinmeyen ve anlam der çocuk bu ağacın dallarından yukarılara çıkarken, anlam bu uzayışın içinde kaybolmakta mı?
durmuyor. neden bu kadar irdeliyor ki ben fazla gelir demiştim sana görmüyormusun ne yapıyor der güneş. keşke kaldırmasaydık yaşantısından düşlerine!
gökyüzü memnun güneşe aldırmadan sadece küçüğün dalların arasında kayboluşunu izlemekte ve rüzgar kıvamında ıslıklar çalmaktadır.
ıslık?
bir fısıltı der çocuk. dalların arasında bilmemek zorunda olduğum anlam! beni yaşantımdan düşe getiren. o an uyanmak ister! farkındalığında büyük bir yanılgı ve hayat uyanmak ister olmaz gibi gelir bir bir kırılır dallar ve büyük bir düşüş hayata..
günün öğle vakti şaşkın etrafa bakarken yanında bir melek ormanlık bir alan sabahtı der çocuk yatağım ve tüm ıslanmışlığım..
derken melek burasının çok güzel olduğunu söyler çocuğa.. efendim? çok güzel burası.çocuk meleğe bakar ve ağzında kırmızıya ait bir tad hisseder daha önce hiç duymadığı bir tat mayıştıran aptallaştıran?
yürüyüş kurumuş yaprakların arasında o büyük ağaçların içinden tüm orman perilerinin kıskandığını hissederekten.
yürüdükçe deniz gelirgözlerine çocuğun gökyüzü ve güneşte.. ama der ama.. susar meleğin duyamıyacağı sıcaklık düşer çocuğun tenine..
güneş batıcak ...
öyle der melek?
güneş batıcak ve güneş kırmızı batar o gün! çocuk deniz kenarında tam güneş kırmızı batarken kağıttan bir gemi yapar hayata ve meleğe çaktırmadan budur der biliyordum kırmızı sensin güneş daha önce farkına varmadığım ve gökyüzü sensin kırmızı. ve o gemiye yükler herşeyini kırmızıyı o günkü güneşi, gökyüzünü alabildiğine doldurur ve salar denize...sence ne olcak der güneş gökyüzüne hangimiz daha çok eksiliriz çocuğun gözlerinden? bilmiyorum o meleğe bağlı der. çünki o çocuğa gözükmedikçe hergece bizden bir parça eksilicek düşlerden kaybolup bir yabancı olucağız o çocuğa .....