radikal
radikal
Son albümü 'Tüm Hakları Yanlızlığıma Aittir' ile Feridun Düzağaç, 90'ların aykırı sesi
olmayı ciddi bir biçimde sürdürüyor.
Türk Popu'nun 'farklı' sesi Feridun Düzağaç, 'Tüm Hakları Yanlızlığıma Aittir' adlı
albümünü bir süre önce çıkardı,'alkış ve aferin'almak üzere de efendice bir kenara çekilip
beklemeye başladı. Kameraların tahakkümü altındaki şatolarda oturup bekleyeceğine de, 'Limonlu
Bahçe'gibi hiç olmazsa bir parça huzur vaad eden kır bahçelerini tercih etti ve elbette yanlış
yaptı.
Geçtiğimiz günlerin birinde,şarkıcının 'depresyondayım dedim diye albümümü özellikle görmezden
geliyorlar' diye yakındığını okudum bir yerlerde.Ya ne olacaktı;sen kalk perişanlığımızı yüzümüze
karşı haykır,dibe vurduğumuzu utanmadan ilan et,bir de artık 'zincirlik' olduğumuzu söyle, sonra
da albümüne ilgi bekle.Çoğu insanların civarından bile geçmeye çekineceği köşkler,şatolar,
'önamur pilatonik' ile bitmek bilmez bir 'tatildeyim' ruh durumu ile sarılıp sarmalanmış,üstelik
bu durum bir kamera ordusu ile bütün memlekete kanlı-canlı bir şekilde ulaştırılıp
'siz de böyle yapabilirsiniz'saflarına çekilmeye çalışılırken;sen kalk 'herkes çıplak'de,
sonra da otur iltifat ve ilgi bekle.Olacak şey mi bu;bu ülkede,hibir zaman 'birlik ve beraberlikçi'
olmayanlara prim verilmemiştir,şimdi de verilmeyecektir.Feridun Düzağaç da,herkes gibi akıllı-uslu
olup,vur patlasın çal oynasın şarkılar yapmalı,bu şarkılara deniz-güneş görüntüleri eşlik etmeli,
aslında açlık ve sefaletimizin geçici hatta sanal olduğunu söylemeye gayret etmeliydi ki,parlak
ışıklar ona da çevrilsin,onu ve şarkılarını aydınlatsın.
Öyle bir şarkı yazmak
Ama nerde...Aklı üç karış havada Feridun Düzağaç'ın,ayakları yere basmıyor.
'Ben aslında öyle bir şarkı yazmak isterdim ki,içinde sen,ben ve sevmek yalnızca'diye diye
dolanıyor ortalıkta.İçinde yanlızca bunların olduğu bir şarkı kimin işine yarayabilir? Herkes,
her şeyin hala çok iyi gittiğini telkin eden şarkılara sarılmak istiyor;bir şeklilde eski şatafatlı
günlerin sürdüğünü,süreceğini,yanlızca küçük bir ara verildiğini duymak,buna inanmak istiyor.
Dibe vurduğumuzu,yüzümüze karşı haykıran şarkıları duymak bile istemeyiz,zaten bize gelmeden,
'antenler,renk renk sinemalar'tarfından elenir,yenilir-yutulur ve boş yere kafamız karışmasın
diye önümüze gelmesi engellenir. 70'lerde Bülent Ortaçgil,80'lerde Murat Kemaloğlu da aynı
muameleye tabi tutuldu. Birey olarak,neredeyse bir hiç olduğumuzu ya da olmak üzere olduğumuzu
haykıran insanlardan daha tehlikelisi yoktur.Bu nedenle Düzağaç da tehlikeli,Ortaçgil ve
Kemaloğlu gibi. Böyle seslere ancak belirli zamanlarda,her şeyin çok iyi gittiği,en azından
öyle göründüğü zamanlarda 'geç'emri verilir ve bu yapılırken de,çığlık atan sesin,bir süre sonra,
önüne sürülecek imkanlar sayesinde sivriliğini kaybederek istenen bir noktaya gelip oraya çakılıp
kalacağı umulur. Bülent Ortaçgil'e bunu yapabildiler,giderek daha fazla rahatına düşkün biri haline
getirilebildi Kemaloğlu ile bu kadar uğraşmak zorunda bile kalmadılar,o ve albümü; o zamanlar,
sayıları şimdiki gibi milyonları değil ancak binlerle ifade edilebilen 'dipte,sonda depresyonda'
küçük bir gruba ulaşabildi,eksik olanı da sanatçının bizzat kendisi tamaladı,çabuk küstü ve
kabuğuna çekildi... Feridun Düzağaç,Yaşar Kurt ve Gökalp Baykal ile birlikte, 90'ların
aykırı sesi olamyı ciddi bir şekilde sürdürüyor. Bir beş-on yıl sonra ne olup bittiğini hep beraber
göreceğiz. Feridun Düzağaç, bir adım bile geri atmadan bizi silkelemeye devam da edebilir,
bizi tıngır-mıngır sallayarak herkes gibi sahici 'ninni' de söyleyebilir. 'Dipte,sonda,depresyonda'
olanların tutunabileceği ismin Düzağaç ya da bir başkası olabileceğini şimdiden söylemek mümkün değil,
'dip' sonu gelmez bir kavramdır ve artık bundan sonrası yoktur dediğiniz an,altınızda uçsuz bucaksız
yeni uçurumların açıldığını görürsünüz,son bir çaba ile tutunmaya çalışır ya da kendinizi bırakırsınız.
Sizi,'yeni anlamlara salacak'birilerinin olup olmadığına göre değişiyor bu.
Feridun Düzağaç
Tüm Hakları Yanlızlığıma Aittir
Üniversal
olmayı ciddi bir biçimde sürdürüyor.
Türk Popu'nun 'farklı' sesi Feridun Düzağaç, 'Tüm Hakları Yanlızlığıma Aittir' adlı
albümünü bir süre önce çıkardı,'alkış ve aferin'almak üzere de efendice bir kenara çekilip
beklemeye başladı. Kameraların tahakkümü altındaki şatolarda oturup bekleyeceğine de, 'Limonlu
Bahçe'gibi hiç olmazsa bir parça huzur vaad eden kır bahçelerini tercih etti ve elbette yanlış
yaptı.
Geçtiğimiz günlerin birinde,şarkıcının 'depresyondayım dedim diye albümümü özellikle görmezden
geliyorlar' diye yakındığını okudum bir yerlerde.Ya ne olacaktı;sen kalk perişanlığımızı yüzümüze
karşı haykır,dibe vurduğumuzu utanmadan ilan et,bir de artık 'zincirlik' olduğumuzu söyle, sonra
da albümüne ilgi bekle.Çoğu insanların civarından bile geçmeye çekineceği köşkler,şatolar,
'önamur pilatonik' ile bitmek bilmez bir 'tatildeyim' ruh durumu ile sarılıp sarmalanmış,üstelik
bu durum bir kamera ordusu ile bütün memlekete kanlı-canlı bir şekilde ulaştırılıp
'siz de böyle yapabilirsiniz'saflarına çekilmeye çalışılırken;sen kalk 'herkes çıplak'de,
sonra da otur iltifat ve ilgi bekle.Olacak şey mi bu;bu ülkede,hibir zaman 'birlik ve beraberlikçi'
olmayanlara prim verilmemiştir,şimdi de verilmeyecektir.Feridun Düzağaç da,herkes gibi akıllı-uslu
olup,vur patlasın çal oynasın şarkılar yapmalı,bu şarkılara deniz-güneş görüntüleri eşlik etmeli,
aslında açlık ve sefaletimizin geçici hatta sanal olduğunu söylemeye gayret etmeliydi ki,parlak
ışıklar ona da çevrilsin,onu ve şarkılarını aydınlatsın.
Öyle bir şarkı yazmak
Ama nerde...Aklı üç karış havada Feridun Düzağaç'ın,ayakları yere basmıyor.
'Ben aslında öyle bir şarkı yazmak isterdim ki,içinde sen,ben ve sevmek yalnızca'diye diye
dolanıyor ortalıkta.İçinde yanlızca bunların olduğu bir şarkı kimin işine yarayabilir? Herkes,
her şeyin hala çok iyi gittiğini telkin eden şarkılara sarılmak istiyor;bir şeklilde eski şatafatlı
günlerin sürdüğünü,süreceğini,yanlızca küçük bir ara verildiğini duymak,buna inanmak istiyor.
Dibe vurduğumuzu,yüzümüze karşı haykıran şarkıları duymak bile istemeyiz,zaten bize gelmeden,
'antenler,renk renk sinemalar'tarfından elenir,yenilir-yutulur ve boş yere kafamız karışmasın
diye önümüze gelmesi engellenir. 70'lerde Bülent Ortaçgil,80'lerde Murat Kemaloğlu da aynı
muameleye tabi tutuldu. Birey olarak,neredeyse bir hiç olduğumuzu ya da olmak üzere olduğumuzu
haykıran insanlardan daha tehlikelisi yoktur.Bu nedenle Düzağaç da tehlikeli,Ortaçgil ve
Kemaloğlu gibi. Böyle seslere ancak belirli zamanlarda,her şeyin çok iyi gittiği,en azından
öyle göründüğü zamanlarda 'geç'emri verilir ve bu yapılırken de,çığlık atan sesin,bir süre sonra,
önüne sürülecek imkanlar sayesinde sivriliğini kaybederek istenen bir noktaya gelip oraya çakılıp
kalacağı umulur. Bülent Ortaçgil'e bunu yapabildiler,giderek daha fazla rahatına düşkün biri haline
getirilebildi Kemaloğlu ile bu kadar uğraşmak zorunda bile kalmadılar,o ve albümü; o zamanlar,
sayıları şimdiki gibi milyonları değil ancak binlerle ifade edilebilen 'dipte,sonda depresyonda'
küçük bir gruba ulaşabildi,eksik olanı da sanatçının bizzat kendisi tamaladı,çabuk küstü ve
kabuğuna çekildi... Feridun Düzağaç,Yaşar Kurt ve Gökalp Baykal ile birlikte, 90'ların
aykırı sesi olamyı ciddi bir şekilde sürdürüyor. Bir beş-on yıl sonra ne olup bittiğini hep beraber
göreceğiz. Feridun Düzağaç, bir adım bile geri atmadan bizi silkelemeye devam da edebilir,
bizi tıngır-mıngır sallayarak herkes gibi sahici 'ninni' de söyleyebilir. 'Dipte,sonda,depresyonda'
olanların tutunabileceği ismin Düzağaç ya da bir başkası olabileceğini şimdiden söylemek mümkün değil,
'dip' sonu gelmez bir kavramdır ve artık bundan sonrası yoktur dediğiniz an,altınızda uçsuz bucaksız
yeni uçurumların açıldığını görürsünüz,son bir çaba ile tutunmaya çalışır ya da kendinizi bırakırsınız.
Sizi,'yeni anlamlara salacak'birilerinin olup olmadığına göre değişiyor bu.
Feridun Düzağaç
Tüm Hakları Yanlızlığıma Aittir
Üniversal
-
- Site Admin
- Mesajlar: 2607
- Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
- İsim: Murat
- Konum: Giresun
- Yaş: 44
-
- Site Admin
- Mesajlar: 2607
- Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
- İsim: Murat
- Konum: Giresun
- Yaş: 44