bu sessizlikte çoğalacak anı
konuşmayacak
konuşulmayacağız
firari zamanlar hep bizle yansıyacak
yalana
bu bizimki kirletilmemiş
su katılmamış
yarattığımız bir aynasızlıklık
benzemezlik hiçbir acıya...
seni öyle düşlerim
bazen kış bazen yaz
ortası olmaz hiçbir ölümün
pazen suskunlukları özleyen bütün sarımsılarca
akşam çocukluklarıyla kaybolur gitmek gerçeği
ve yapraksız olmaz saçların
yüzün topraksız
sen her kesitte ömre çıkan çıkmazım
sen her rüyada aynı yalın
yalnız bırakılmışlığım
keşke bir tek sen de olsan
benim için bir sen sen olmasaydın
aş katmasaydın yalnızlığıma
acıma tuz
adımın yanına his olmasaydın
rahat bıraksaydın ölme biçimi tercihlerimi
ömrümü bıraktığın kadar...
kumral kentlerle barışık üşümekte sınırsız
gece yarısı okuduğum kitapta kalmış bir alıntı
üzerimde emanet taşıdığım bakışın
boşluğundan kirpiklerime dökülen
bir son sancı kadar merhametli
sevdam bu sabah durağında
gri belirsizliğine uykunun...
dumana yatkın bu yorgunluk yorumuyla gül
ki
çamurlu bir kış öğlenine yakışan
bir bardak çayla yumulan gözlerime
çığsız dolsun gülüşün
gerisini düşünmüyorum
sensiz gidişimin
sarhoşluğumun kanat tozu
aklımdaki soluğun...
kağan işçen...
Sabah Durağında
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana