Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
şair olmak ve şiir yazmak isterseniz bunları bilmeliyiz!
Oturur, kalemi kağıdı elinize alır, şiir yazarsınız. Ne olursa. Nasıl bir şiir olursa. Ya da bir çocuk, eline bir kağıt kalem geçirir, şiir zannetiği şeyler yazar. Şimdi siz bunları yazdıktan sonra şair oldunuz mu? Ya da o çocuk şair oldu mu?
Şair olabilmek için önce şiir yazmak gerekir. Ama şiir nedir? Şiir diye yazılan her şey bir şiir olabilir mi?
Dergilerde, gazetelerde, işyerlerinin çıkardığı bültenlerde kıyamet kadar şiir bulabilirsiniz. Kitapçılarda ise, kitaba meraklı bir toplum olmadığımız halde, yüzlerce şiir kitabı görmek mümkün. Şimdi bunların hepsi şairlerin şiirleri değil mi? Acaba o şiirleri yazanlara şair diyebilecek misiniz?
Son yıllarda hızla artan;şiir kitabı bastırma çılgınlığı topluma oldukça büyük rakamlarda şair(!) çıkardı.
Şairlik uzun bir yoldur. Çok yorucu bir yoldur. Kimliğinizi tanıtmak için yapacağınız uğraşıda sizi saçlarınızı, başlarınızı yolduracak kadar hırplayan bir süreci yaşamanız gerekir. Bu sözlerim gerçekten şair olan şairler, gönül dostu olan şairler, yazdıkları asırlarca ses getirecek şairler için de aynidir, laf olsun diye şiir yazmağa çalışan, eline bir kalem alıp, küçük çocukların kağıtlara karalamalar yaptığı gibi, anlamsız çizgiler çizdiği gibi şiir yazmak isteyenler için de. O uzun yolun sonunda, ya da ortasında, belki de daha taaa başında kalıcılığı yakalayanlar, gerçek şairlik kimliğine kavuşurlar.
Bakmayın siz o caka yapıp, parayı verip de şiir kitabı bastırarak şair diye ortaya çıkanlara...
Yazmak bir kendini ifade yoludur.Yazmak bir yaşama biçimidir, okumak da yaşamanın bir parçasıdır. İster şiir ister öykü yazmak için yazmaya başlayın okumayı sürdürmek zorundasınız. Neler yazılmış, nasıl yazılmış... Biçim uygulamaları, anlatım türleri, öykü biçimleri... Okunacak ki yazma gücü edinilebilsin. (Yazıdan, okumadan keyif almak da önemlidir). Yazar okulları da öğrencilerine bunu yaptırır. Bir dizi yazarı okutup çözümletir.
Yazmasını bilmem ben. Bugüne değin mektuptan başka doğru dürüst bir şey de yazmadım. Lisedeyken de edebiyatım pek kuvvetli değildi. Fakat çok iyi anlatabilirim. Yazmaya gelince, daha zor oluyor bu. Örneğin bugün gördüklerimi anlatmam kolay, ama yazmam güç.B u aradaki fark nereden geliyor?
okuyun arkadaslar kitaplardaki anlatım gücüne dikkat cekın akatarıma dikkat edin gerisi sizin duygularınızda...
TÜM YÜREKLERE SELAM OLSUN....
Oturur, kalemi kağıdı elinize alır, şiir yazarsınız. Ne olursa. Nasıl bir şiir olursa. Ya da bir çocuk, eline bir kağıt kalem geçirir, şiir zannetiği şeyler yazar. Şimdi siz bunları yazdıktan sonra şair oldunuz mu? Ya da o çocuk şair oldu mu?
Şair olabilmek için önce şiir yazmak gerekir. Ama şiir nedir? Şiir diye yazılan her şey bir şiir olabilir mi?
Dergilerde, gazetelerde, işyerlerinin çıkardığı bültenlerde kıyamet kadar şiir bulabilirsiniz. Kitapçılarda ise, kitaba meraklı bir toplum olmadığımız halde, yüzlerce şiir kitabı görmek mümkün. Şimdi bunların hepsi şairlerin şiirleri değil mi? Acaba o şiirleri yazanlara şair diyebilecek misiniz?
Son yıllarda hızla artan;şiir kitabı bastırma çılgınlığı topluma oldukça büyük rakamlarda şair(!) çıkardı.
Şairlik uzun bir yoldur. Çok yorucu bir yoldur. Kimliğinizi tanıtmak için yapacağınız uğraşıda sizi saçlarınızı, başlarınızı yolduracak kadar hırplayan bir süreci yaşamanız gerekir. Bu sözlerim gerçekten şair olan şairler, gönül dostu olan şairler, yazdıkları asırlarca ses getirecek şairler için de aynidir, laf olsun diye şiir yazmağa çalışan, eline bir kalem alıp, küçük çocukların kağıtlara karalamalar yaptığı gibi, anlamsız çizgiler çizdiği gibi şiir yazmak isteyenler için de. O uzun yolun sonunda, ya da ortasında, belki de daha taaa başında kalıcılığı yakalayanlar, gerçek şairlik kimliğine kavuşurlar.
Bakmayın siz o caka yapıp, parayı verip de şiir kitabı bastırarak şair diye ortaya çıkanlara...
Yazmak bir kendini ifade yoludur.Yazmak bir yaşama biçimidir, okumak da yaşamanın bir parçasıdır. İster şiir ister öykü yazmak için yazmaya başlayın okumayı sürdürmek zorundasınız. Neler yazılmış, nasıl yazılmış... Biçim uygulamaları, anlatım türleri, öykü biçimleri... Okunacak ki yazma gücü edinilebilsin. (Yazıdan, okumadan keyif almak da önemlidir). Yazar okulları da öğrencilerine bunu yaptırır. Bir dizi yazarı okutup çözümletir.
Yazmasını bilmem ben. Bugüne değin mektuptan başka doğru dürüst bir şey de yazmadım. Lisedeyken de edebiyatım pek kuvvetli değildi. Fakat çok iyi anlatabilirim. Yazmaya gelince, daha zor oluyor bu. Örneğin bugün gördüklerimi anlatmam kolay, ama yazmam güç.B u aradaki fark nereden geliyor?
okuyun arkadaslar kitaplardaki anlatım gücüne dikkat cekın akatarıma dikkat edin gerisi sizin duygularınızda...
TÜM YÜREKLERE SELAM OLSUN....
-
- Üye
- Mesajlar: 205
- Kayıt: Cumartesi, Aralık 10, 2005 11:05
- Konum: Bir uçurumun kenarındayım...O kadar yokum ki; görmüyorlar...
-
- Kıdemli üye
- Mesajlar: 1470
- Kayıt: Çarşamba, Ekim 26, 2005 22:30
- İsim: Metin Çetin
- Konum: Aydın
-
- Üye
- Mesajlar: 51
- Kayıt: Cumartesi, Nisan 8, 2006 22:53
- Konum: mavi karanlık ülkesinden bir yasak bölge
-
- Üye
- Mesajlar: 51
- Kayıt: Cumartesi, Nisan 8, 2006 22:53
- Konum: mavi karanlık ülkesinden bir yasak bölge
-
- Üye
- Mesajlar: 231
- Kayıt: Salı, Şubat 13, 2007 16:08
- İsim: murat recep
- Konum: Antalya
Re: ŞAİR OLMAK VEYA ŞİİR YAZMAK İSTERSENİZ....
bütün şairler sevdikleri uğruna katil olup başkalarını heba etmek yerine kağıda kalem sarılmış kendileri heba olmuş insanlardır bir parça..
-
- Üye
- Mesajlar: 231
- Kayıt: Salı, Şubat 13, 2007 16:08
- İsim: murat recep
- Konum: Antalya
Re: ŞAİR OLMAK VEYA ŞİİR YAZMAK İSTERSENİZ....
Kabul ediyorum sana ait bir sevgiydi bendeki
Ama kalbimi geri ver
Bırak o kalsın bende
Eğer beni öldürmekse derdin tasan
Ben kalpsizken değil
Sensizken ölürüm
Ama kalbimi geri ver
Bırak o kalsın bende
Eğer beni öldürmekse derdin tasan
Ben kalpsizken değil
Sensizken ölürüm
-
- Üye
- Mesajlar: 170
- Kayıt: Çarşamba, Haziran 21, 2006 09:56
- İsim: emine
- Konum: Ankara
Re: ŞAİR OLMAK VEYA ŞİİR YAZMAK İSTERSENİZ....
Yazarların ,özellikle şairlerin hep başka bir dünyaları olduğunu düşünürüm.Onlar olayları diğer insanlar gibi görmez,bizim farkedemediğimiz detayları farkederler sanki.Ve şairlerin yaşamlarına bakıldığında sıradan bir hayat öyküsü yoktur çoğunun.İnişlerle, çıkışlarla belki çalkantılarla doludur öyküleri.Bilmiyorum belki böyle bir yaşamları olduğu için şair olmuşlardır ya da şair olmak için böyle bir hayat yaşamak gerekiyordur.
Gerçek şairlerden gerçek şiirlerle dolu şiir gibi hayata...
Gerçek şairlerden gerçek şiirlerle dolu şiir gibi hayata...
-
- Üye
- Mesajlar: 733
- Kayıt: Perşembe, Kasım 2, 2006 18:42
- İsim: rüştü levent
- Konum: İstanbul
Re: Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
Emek ister özen isterr
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1
- Kayıt: Çarşamba, Aralık 5, 2007 19:05
- İsim: Bahadır Bilal
Re: Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
geçekten çok güzel sözler sölemişsiniz.. sözlerinize harfiyan katılıyorum.. şiir yazan daha doğrusu yazdığını sanan herkes şair ilan ediyor kendini.. aşk sözleri yazınca nedense herkes şair oluyor.. ama şiir güzel söz değildir sadece.. lastik gibi olmalıdır nereye çeksen oraya kadar sünmelidir.. dahası farklı bakış açıları olmalı ve her açıdan farklı görünmeli..
şimdi bi itirafta bulunacağım.. bu yazıyı kendi şiirimi google arama motorundan artırken tesadüfen buldum.. sözler benzerlik gösteriyor.. sizinle paylaşmak isterim...
Anlamsız Çizgiler
Küçücük bir çocuk,
Elinde bir kalem.
Kağıt istiyor annesinden ısrarla;
Kim bilir neler yapacak o kağıda...
Belki kurtaracak dünyayı
Tek bir çizgiyle,
Uçuracak barış güvercinlerini,
Savaşları bitirecek bir çırpıda..
Sil baştan yapacak herşeyi,
Tüm yalanlığı silecek,
Dünyasını kendi gerçekleriyle dolduracak belkide...
Sense alıp baktığında göremiceksin hiçbirşey
Anlamsız bir yığın çizgiden başka;
Sadece sana göre anlamsız bu çizgilerden...
Belkide Kağıdı yırtıp atacaksın,
Ama anlayamıyacaksın attıktan sonra bile ne yaptığını.
Yarın bir gün o çocuk büyüyecek,
Verilen kağıt gibi bir kağıtla gelicek karşına;
Yine sana göre anlamsız olan bir yığın çizgiyle..
Ama bu sefer o kağıdı atmak yerine,
Gurur duyacaksın bakıp bakıp
Anlamasanda!!!
Hatırlayamayacaksın yıllar önce attığın kağıtları yinede...
Ama gelince biran gözünün önüne
Anlayacaksın ,soracaksın kendine;
Kağıt insan büyüdükçemi değerlenir,
Yoksa büyüyyen kağıtmıdır sadece??
Bahadır Bilal Karademir
şimdi bi itirafta bulunacağım.. bu yazıyı kendi şiirimi google arama motorundan artırken tesadüfen buldum.. sözler benzerlik gösteriyor.. sizinle paylaşmak isterim...
Anlamsız Çizgiler
Küçücük bir çocuk,
Elinde bir kalem.
Kağıt istiyor annesinden ısrarla;
Kim bilir neler yapacak o kağıda...
Belki kurtaracak dünyayı
Tek bir çizgiyle,
Uçuracak barış güvercinlerini,
Savaşları bitirecek bir çırpıda..
Sil baştan yapacak herşeyi,
Tüm yalanlığı silecek,
Dünyasını kendi gerçekleriyle dolduracak belkide...
Sense alıp baktığında göremiceksin hiçbirşey
Anlamsız bir yığın çizgiden başka;
Sadece sana göre anlamsız bu çizgilerden...
Belkide Kağıdı yırtıp atacaksın,
Ama anlayamıyacaksın attıktan sonra bile ne yaptığını.
Yarın bir gün o çocuk büyüyecek,
Verilen kağıt gibi bir kağıtla gelicek karşına;
Yine sana göre anlamsız olan bir yığın çizgiyle..
Ama bu sefer o kağıdı atmak yerine,
Gurur duyacaksın bakıp bakıp
Anlamasanda!!!
Hatırlayamayacaksın yıllar önce attığın kağıtları yinede...
Ama gelince biran gözünün önüne
Anlayacaksın ,soracaksın kendine;
Kağıt insan büyüdükçemi değerlenir,
Yoksa büyüyyen kağıtmıdır sadece??
Bahadır Bilal Karademir
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 16
- Kayıt: Cumartesi, Ocak 5, 2008 19:22
- İsim: Chefo
Re: Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
herkes birşeyler karalamıştır hayatında.. edebi sözler söylemeye çalışmıştır.. 'şiir yazdım' demiştir.. ama lise 1 edebiyatında ilk anlatılan 'Nazım ve Şiir arasındaki fark'tır..
KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı,
Ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları,merhaba!
Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz,
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını,düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir,
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına
La Fontaine
KALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
Necip Fazıl KISAKÜREK
'Karga ile Tilki' adlı parça bir nazım örneğidir.. Manzumedir.. 'Kaldırımlar' adlı parça ise hem nazımdır, hem şiirdir.. Bir eserin nazım olabilmesi için belirli kurallara (dizelerden oluşması, dizelerin büyük harfe başlaması, ölçü, uyak.. vb.. günümüzde bir esere nazım denilebilmesi için dizelerden oluşması yeterlidir..) göre yazılmış olmalıdır.. Şiir ise nazım ile yazılmış eserin içine yoğun bir duygu katılmış halidir.. La Fontaine her ne kadar güzel yazsa da, 'Karga ile Tilki' adlı eseri bir şiir değildir.. Bunun yanında Necip Fazıl KISAKÜREK'in yazdığı her eser(nazım) de şiir olmak zorunda değildir..
Şiir yazmak isteyen arkadaşlarımızın da hevesini kırmamak gerek..
KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı,
Ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları,merhaba!
Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz,
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını,düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir,
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına
La Fontaine
KALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
Necip Fazıl KISAKÜREK
'Karga ile Tilki' adlı parça bir nazım örneğidir.. Manzumedir.. 'Kaldırımlar' adlı parça ise hem nazımdır, hem şiirdir.. Bir eserin nazım olabilmesi için belirli kurallara (dizelerden oluşması, dizelerin büyük harfe başlaması, ölçü, uyak.. vb.. günümüzde bir esere nazım denilebilmesi için dizelerden oluşması yeterlidir..) göre yazılmış olmalıdır.. Şiir ise nazım ile yazılmış eserin içine yoğun bir duygu katılmış halidir.. La Fontaine her ne kadar güzel yazsa da, 'Karga ile Tilki' adlı eseri bir şiir değildir.. Bunun yanında Necip Fazıl KISAKÜREK'in yazdığı her eser(nazım) de şiir olmak zorunda değildir..
Şiir yazmak isteyen arkadaşlarımızın da hevesini kırmamak gerek..

-
- Üye
- Mesajlar: 217
- Kayıt: Salı, Mart 25, 2008 19:35
- İsim: mavialev
- Konum: Yurt Dışı
Re: Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
olmuyor olmuyor.o kadar duygu yüklüyüm hiçbiri olduğu gibi dökülmüyor kelimelere.dökülse rahatlıyacağım
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1
- Kayıt: Pazartesi, Ocak 12, 2009 00:03
- İsim: birkan
- Konum: Kırklareli
Re: Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
anlattığın şeyi karmaşıklaştırmışsın
şiirlerine güvenirsen ve atışmak istersen beklerim
inan cevap yazmak için üye oldum
bu demek oluyor ki yeniyim ilgilenirseniz sevinirim
şiirlerine güvenirsen ve atışmak istersen beklerim
inan cevap yazmak için üye oldum

bu demek oluyor ki yeniyim ilgilenirseniz sevinirim

-
- Takımdan
- Mesajlar: 485
- Kayıt: Pazartesi, Mart 19, 2007 01:53
- İsim: emel sevgi
- Konum: Çanakkale
-
- Üye
- Mesajlar: 160
- Kayıt: Çarşamba, Şubat 15, 2006 00:08
- İsim: Recep
- Konum: Bursa
Re: Şair olmak veya şiir yazmak isterseniz...
Herşeyin zaman içerisinde değiştiği gibi şiir ve şiirle ilgili herşeyde değişiyor. İsimler ve örnekler vermekte bu noktada anlamsızlaşıyor. Şiir yazan birisi, kendisine emsal edineceği birilerini arayıp, bulabileceği gibi kendine has üslubla da bu sanatı icra edebilir.
Şairliği konusu, bağrımızdan çıkıp halen adından bahsettiren bunca şair varken; şüphelidir, öyle de kalacaktır.
Çözümü kitle ve tarih belirleyecektir. Yani ya peşinden birilerini sürükleyip, takib edilecek yada kendi üslubunda yazan sadece kendisi olsa da belli belirsiz bir zaman sürecinde mısraları söylenecek.
Bunun dışında söylenebilecek birşey olduğunu düşünmüyorum!...
Zira bende şiir ve düz yazı yazıyorum. Hatta altı sayfa aralıksız tek parça şiiri, bir iki mısrada da yazabiliyorum... Tüm bir kompozisyonun anlattığını da tek cümleyle anlatabiliyorum. Ama ne şairim nede yazar.
Şairliği konusu, bağrımızdan çıkıp halen adından bahsettiren bunca şair varken; şüphelidir, öyle de kalacaktır.
Çözümü kitle ve tarih belirleyecektir. Yani ya peşinden birilerini sürükleyip, takib edilecek yada kendi üslubunda yazan sadece kendisi olsa da belli belirsiz bir zaman sürecinde mısraları söylenecek.
Bunun dışında söylenebilecek birşey olduğunu düşünmüyorum!...
Zira bende şiir ve düz yazı yazıyorum. Hatta altı sayfa aralıksız tek parça şiiri, bir iki mısrada da yazabiliyorum... Tüm bir kompozisyonun anlattığını da tek cümleyle anlatabiliyorum. Ama ne şairim nede yazar.