Saralı
bugün öğlendi
gözlerimin kılcal damarları
bir güz bataklığı kadar gündüzlere küstü
serin ölümlere alışmak istemiyorum anla
ben uykusuz ölmeliyim
tanrıya sana taptığımı ispatlarcasına
bana acı
acı bana
bana olan tutkunu sakladığın için
anlamsızlaştırarak bütün yazları
yatağımda sarıldığım kitaplarda seni aradığımı
bilmesen de
acı bana
bir şair böyle zavallı
kelimelere aç cümlelere muhtaç
kirpiklerinin kıymıklarıyla yaralı
kendime dönüşüm gibi ızdıraplıyım
saralı
seni ikinci kez öpsemleri bırakamıyorum
anla
sabaha ayırmıyorum ağlamalarımı
gözlerim şiş tur atıyorum seyrek ağaçlı şoselerde
seni daha çok sevmekten başka bir yaşam telaşım da yok
ama gene de kıskanıyorum bana olan sevginden kaçtığını
kaçacak bir sevgim olmadığı için seni daha çok merak ediyorum
bugün öğlendi
bana inanmadığını anlatıyordun
bulvar boylu ezişin vardı seni isteyişimi
haklısın ben hiçbir yazı sevmem
her yaz daha bir çok daha bir ilginç
bağlanırım saçlarının gölgeli ürperişlerine
üzülme sıkılma bu kadar
baskın gelen kış akşamları gibi giderim ben
hasta çocuklar gibi yarı kapalı gözlerimle
beni kimse aramadı şimdiye kadar
sen de aramazsın üstelik
yarım bırakmak istemediğim için hiçbir öyküyü
yarı yolda bırakmadığım için hiçbir elimden tutmuşluğu
bana inan hasta çocuklar gibi gözlerim yarı kapalı
gideceğim...
bu şiire gözlerimin tuzu damladı okurken gözlerini kapa
denizimde boş yere boğul istemiyorum
bana inanmadığını anımsa yarı yolda bırakacağımı çocuğumu
kural tanımazlığımı
serçelerin göç etmezliği kadar doğal aykırılığımı
eni sonu bir gece sancılar içinde uyanacağımı
ortalık süt liman karanlıkken adını bembeyaz haykıracağımı
belki son kez ağlayacağımı
hiç sevilmemiş bir köpek yavrusu gibi başım öne eğik
gideceğim...
bugün öğlendi
yanında farkında değildim
akşama vurmana hazırladım göğsümü
herkes için yarıda kestim hayatımın akışını
beni kahkahalarla vurdun geceye özenen bir vakitti
gözlerimin son bakma anında seni görmeme izin vermeden
gittin...
yoğun bir siyahtı üzerine düştüğüm
ışıklar anladılar dudaklarımı kandıramayacaklarını
beni senin öldürdüğüne değil
yapayalnız doğduğuma ağlayacaklarını
süzgün
ışıklarına dost pervane böceklerine suskun
usul usul kirli turuncularıyla
bunu kaldıramayacaklarını
anlayacaklar
belki son kez ağlayacağım
ikinci uykuna uğunmuş olacaksın
uzaktan bir çığlık duyacaksın
aldırmayacaksın
gideceğim...
Kağan İşçen