Selina
ağladım ama yarıda bırakmadan şarkımızı
bozukmuş makamlar yeknesak
olsun! ...
gelişinle bir bütündü aşkım
gidişinle yarım
seni ne çok sevdim
sahipsiz aynası ara sokağımın
tatlı huzurum
Selina...
ağladım ömrüm hep ahmak ıslatanlı
başım dönüyorsa iki satırlık nedenimsin
şiirlerimle bir başkasıyım kendimdeki
ben hep sendeydim
hep ötelerdeki
yıldızlarımdan huylanıyorsun
uzaklaşıyorum adımlarının sesine
demek hiç bitmeyecek yolculuğum
en çocuk yalnızlığımdın
en yaban haylazlığım
yaşlandım varlığına gurbet
dağılıyorum
saçlarını topla
rüzgarını kıskanıyorum
Selina...
hayata alıcı kuşlar gibi baktım
afacan kirpikli
tatlı tuz kristalleri elmacıklarımda
hayatsa seninle aldı sırtına ceketini
beni eskitti
yittim eksildim kendi sonumdan bile
şikayetçi değilim
hayat sen varsan hayat çünkü
hayatımsın
Selina...
yalnızım sıfır kadar
hangi memleketle bütünlesem kendimi
yine kendim çıkıyorum
bir şey arıyorum
bir an bir yer ya da bir kişi
mutluluğum onda
belki ölümdür
ne bir yerim ne bir zamanım oldu
bir sen çıkmıyorsun içimden
kendimi kaybettikçe senin oluyorum
kendimi aradıkça seninle
daima ve sadece seninim seninle
Selina...
uzaklığının bir anlamı yok
şiirimdesin en taze sesiyle
yüreğimin dargın...
hangi okyanustan taşıdın bu arsız yağmuru
nasıl üşüyorum bilemezsin
sen mutluluk böceğisin
yaralı uğur böceğim
hangi taşın altında bana bıraktığın umut
söyler misin?
söyle ki
hüznüm hiçbir pembe masala kanmasın
bana kendini anlatır mısın?
Selina...
ben şimdi böyle ömrüne şiirler yazayım
sen hep böyle gül kal
razıyım sabahsız bir iklimde yasını tutmaya
ayrılığımızın
aslında ben senim
yüzündeki harede uyur çocukluğum ilk gençliğim
son baharım
kentindeki huysuz çocuklarda arasana beni
belki dünyaya gücenmiş
ağzı süt kokulu bir yaşanmamışlık bulursun
acımla ağlıyorum
gözlerim yaralı sızık
beni anımsamayı
çıkarma gecenin ürpermelerinden
sevdanın buzdan çöllerinde
ölüp ölüp dirilişlerimden
esirgeme şefkatini
sensiz
hayata emanet ölüme demirbaş eşyayım
seninle...seninle...
'başım dönüyor
göç döngüsü kuş sürüleri gibiyim
kanat çırptıkça kendime çarpıyorum
yalnızlığım ellerime yabancı
bu son göçüm
ölüme mi sana mı
bilmiyorum...'
nedeni yok...
sol elinin işaret parmağıyla
baş parmağının arasından
öpüyorum...
bana kendini uzat
uzasın ömrüm
Selina..
kağan işçen'in notu:
dallarımı her kırdığında
gözyaşlarımla sana içimde bir çiçek büyütüyorum
birgün ben buralarda olmadığım zaman
o çiçek senin...
gökyüzü mat gri
kuşlar siyah ve detone çığlıklı
ben...
güz çıplağıyım...
uzun ve sıkıcı...
Kağan İşçen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yağmuru izleyen çocuklar gibi
şiirlerimle
ve
şiirlerimde
bekliyorum...