kılıçları çekildi öfkemizin
gülümseyişimizin senfonileri susuk
yetim gölgelerle uğraşmak da sıktı
toprağa süzülüyorum fark ettirmeden
rüzgarına yalnız yağmurumun...
muhtacım arı duru apayrı da olsa
otların kokusuyla ürperişlerimiz
öykülerimizin aynı mevsime tutsaklığına
muhtacım...
ama hançeresinde sessizlik hüküm sürse de
erken bastıran mevsim mağduru göç kuşlarının
öğreneceğim
gitmeyi onuruyla yalnızlığımın...
dumanlı dağların boğulduğu anların artığı
ince uykularda eğittim seni çağıran sesimi
kırılmasın diye harı hiçbir umudun
sanki son taç yaprağını saklıyorum evrenin
sanki son kar gecesinde tek başımayım kıyametin
sankisi yok
sadece sen yoksan yokum...
sokağın şiiriydi içimde önünü alamadığım
ve kavuşmalardan önce
kavuşmak nasıldır öğrenmeliyim diyorum
yorgun argın trenler izliyorum
geceyle cilveleşen yolcu otobüsleri
annesini arayan kedi yavruları seviyorum
eski arkadaşlıklardan kalan
akşam düşkünlüğünün peşinde
siyahın yalnızlığımla buluşmasına bakıyorum
ve sonunda sokağın şiirine kavuşuyorum
sokağın şiiriymiş diyorum
şiirin sokağındaki kavuşmak
büsbütün bir ayrılığın yanında...
kağan işçen...
Sen Yoksan Yokum
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana