bu öyle bir iklim ki
tüm güzel dudaklar ile aynı tebessümde buluştuğum rüzgarların
ahkam çöllerinde birleştiği
ve yüzünle estiği,
bir güncesi varki birde seher vakti
işte o anlar geliyor azize'm pencereme
öyle kanadı kırık martılar var ki
bu şehirde sessizce ağlayan
|.bölüm
arsız yüreğinde ıslanan ıslığı,dudaklarına sürünerek henüz varmış,
akşam sefası yapıyor kaldırımda bir başına,yani yalnız kalmış
garip gibi gelsede sana güzel kız,bu öyle bir durum işte,alışılmış
öyle kelimeler var ki serseride,söylenmesede yazılmış!
||.bölüm
özrü,tekrar tekrar kulaklarda işitiliyordu,yaptığı hataların
ve vardı bir gerekçesi kendince yaptıklarının
şöyle söyliyim
bir kadından başka bir kadına gitmişti,kaçıvermişti nedensiz
iki,ailesiyle kavgalıydı
Çaresizce çıktı bir gece evden
vurdu kapıyı...
söylemişti tüm veda sözcüklerini,eksiksiz
azizem,gidiş o gidiş!...
|||.bölüm
gece karabasanlarla sevişirdi,uykudayken
yeri belliydi,serserinin
karanlık bir sokak bulunca
tek şey kalıyordu,dinlenmesi için yorgun bedeninin
kuytu bir köşe!
duyarsa kulakları bir gürültü,zamansızca
dua ederdi,yaşaması için Tanrı'ya
bütün varlığı bir ayrılığın vehimleriydi,birde
yelkovanı gece onikide tökezleyen saat
dedesinden kalma!
||||.bölüm
kırık aynasında,şekillenirdi saçları,
bir gün gelmişti,ansızın
tükenmişti bütün umutları
çocukluktan kalma bir defteri vardı
tüm ayrılıklarını yazdığı,
terk ettiği tüm kadınları
söyleyemediği sözlerii,vedaları falan!
herkesce sevmedi kimseyi hiçbir zaman
oysa sevemediği yalan!
gerçek bir ölümü diriltirdi,korktuğundan
gözlerini kapatması için..emin olmalıydı
güneşin battığından!..
emin olmalıydı
tüm şehrin uyuduğundan!
||||.ve son bölüm
şimdi,size serserinin mektubunu aktarıyorum,aynen:
-
bugün benim doğum günüm,evet serseri bugün firar etti ana rahminden
böyle olacağını bilebilirmiydi ki !
görsen tüm gölgelerimi,karanlığa alacaklı güneşleri,susturur gibi,
böyle eksiksiz bir nefreti hakediyor işte
bu serseri öyle biri!
tanımasanda nefret edersin benden!
ben kimden neyi çalarım
ah-sen bir öpücük fırlatsan
hemen yakalarım!
inanmiyacaksın ama,adını bilmediğim bir kızın gözyaşlarını tutuyorum gözbebeklerimde,
hangi oğlan,ne zaman terk edicekse
git artık
vakit çok geç
şimdi susuyorum alabildiğine,
zaten sözcükler havada kalıyor
zafer kazanmış gibi gülümsesemde
içimde ağlıyor birileri,azize
bu serseri böyle işte!
mektubu bitiremeden,gidiyor biryerlere!
|||||.bölüm ve ikinci son
gitti sanıyordun onu,değil mi?
tüm hayalleri yıkılınca
öyle küfür edip uzaklaşmıştı yanından
sunulunca önüne tüm,hüsranı
yılları hayatından çıkarabilirdi,
adımlarına yüklenerek,uzakları
tuzakları bulurdu gözucuyla
yaşamından çok ölümlere alıştı
saaf dükkanıydı,sahibi olduğu
varlığıda oydu,yokluğuda
kitap falan okumazdı fazla
bir çileyi bitirdi adam akıllı
bir de betonlar çiçek açsa!
||||||.bölüm ve sonuncu son!
şimdi,sonunda sonu azize,işin şakası kalmadı
seviyorum desem başka türlü,küfür etsem başka türlü
kirli bir suda doğan güne,söylenirdi dünyası
göremedi duru bir gün yüzü!
daha henüz elime ulaştı,mektubu serserinin
anlatıyordu sert bir lehce ile ölümünü
zarfın önyüzünde gülüşü ağlıyordu
arka yüzünde unuttuğu tebessümü
yine dokunmadan iletiyorum size
''
iyi bir insan olabilirdim,iyi insan nedir bilseydim
bana bir seni seviyorum deseydin,ve inanabilseydim
belki tohum ekerdim toprağa,belki güneşi sevebilirdim
belkide görebilirdim beyazı,gökkuşağını anlayabilirdim
yağmur yağdığında el ele koşuşan sevgililere küfür etmezdim
iyi şiir yazabilseydim,inan ki hep ölümü işlerdim
beyaz yaprakları orta halli cinayetlerle süslerdim
ağladıklarıma gülebilirdim,
AKLIMA GELMİŞKEN
yazık,elime tutuşturduğun şeyi çöpe attım
gelmeyince sen
çok sonra anladım,bir kolyeydi
hatıra'n sandım azize,nereden bilebilirdim
oysa,bir şey daha geldi aklıma
o kolyeyi sana ben almıştım!