Aaa yazmayalı uzun zaman oldu günlükcüm.. Bir sürü bir sürü beyin yorgunlukları işte..Ama ne oldu sonunda idealimi gerçekleştirme fırsatını yakaladım..Artık bu moda hobimi bu kadar uzatmak manasızdı. Çoook uğraştım çoook çalıştım ve şimdi sırada idealim var...Psikoloji okumaya başladım bu yıl.. Umarım iyi bir psikolog olabilirim..Gerçi ben daha kendi dertlerime yetemiyorum ama öğrenicez herhalde..umarım!! inşallah!! Ki zaten terzi kendi söküğünü dikemezmiş. Bana düşende başkalarının dertlerine yetişebilmek zaten.. Yakında fransızca kursumda açılıyor onada devam ediyorum..Artık mütemadiyen çalışmaca..Neyse günlük yeni yeni haberler olursa yazıcam yine..Açmayalım arayı özletmeyelim kendimizi.. Yeniden görüşmek ümidiyle ,,Hoşçakal...
Niye bir çözüm yolu yok? Niye insanları sevmenin güzelliğini sürekli dile getiren ben,niye onu sevmiyorum? Hatta nefret ediyorum. Hayatımdan çıkıp gitsin bir daha asla yüzünü görmeyeyim istiyorum. Ama bu niye bu kadar imkansız? niye herşey arapsaçı?
sevgili küllük, günlerdir senin gibi kırmızı köşeli, sekiz tane sigara yeri olan küllük aradım durdum, dün bulmak ii oldu hoş oldu. insanların arayıp bulması ne güzel böyle şeyleri. ve bazende saplantı haline gelenleride aramak ne garip. bazende olduğun yeri bilmek güzel. bazende bilmediğin günler olur hiç bilmezsin ne olur...
bulma, bilme yani ne olurdu. gün içinde kül doldun.birazdan dökmeye giderim mesela küllük. hayat böyledir. buldun doldun dökersin. enfeess günlerin var küllük. gözlerin de başkasına ait ellerinde. sözlerini duyurduğun sana doysa ne olur ölse ne olur ölmese ne olur. iyi güzel oldu. sevindim. yine kış geldi küllük.
sevgili gülistan. günler aynı senin gibi. kar yağdı bugün çok güzel. sokakta hep çocuklar oynadı. serçelere ekmek verdim penceremde yediler. kedim ilk defa kar gördü çok sevindi. bende sevindim. ilk defa görmedim ama sevindim. eskiden kar yağar, telefon trafiği başlar dertleşirdik. dertleşirmiydik nedir bilmiyorum. orda hep kar yağardı diye sinirlenirdim. ben nerde olduğumu tam olarak bildiğimden mi nedir gülistan sağım solum önüm arkam. akşam olunca çıkıp yürüyeceğiz. karda. çay içer eve döneriz.belki tost yeriz mayonezli. dört kere sigara yakar her defasında birbirimize üfleriz.
Hayat insanın karşısına hiç beklemediği anlarda beklemediği şeyler çıkarır. Beklemediği bir aşk , beklemediği bir felaket , beklemediği bir haber beklemediği bir AYRILIK ; Bugün de beklemediğim bir şey öğrendim ne de olsa insan hayattan beklemediği sil leleri yemeye bir zamandan sonra alışıyor...
Merhaba sevgili günlük;
Bugün hayatın ne kadar kısa olduğunu, ölümün ne kadar yakınımızda ve hayatın ne kadar içinde olduğunu bir kere daha gördüm. Ve kanserin ne kadar acımasız olduğunu...Allah kimselere bu hastalığı vermesin
Hayat kısa arkadaşlar sevdiklerinizin kıymetini bilin...
Günler hiç bıkmadan usanmadan birbirini kovalamaya devam ediyor.Hani oyundan bıkmayan çocuklar vardır ya,onlar gibi günlerinde çocuk kalan bir yanı olmalı...
Yaşlanıyorum ben,
Dünya eskiyor....
Bozcaada yazdı:Okul bitti , şimdi askerlik. Zaman ne çabuk geçti? Hayat bildiği gibi gelsin diyip her şeyi akışına bıraksam da, kafamda hala soru işaretleri taşımaktayım. Kendimden emin değilim. Kader dedikleri şey bu mudur? Başına ne geleceğini bekleyip görmek? Hayattan hiç bir şey beklemeden yaşamak... Hedeflerine bir bir ulaşsa da insan mutlu olamıyor. Ne olacağını merakla beklerken, hayat bir türlü geçmezken ; günler aylar geçiyor ve yaşam bitiyor. "Hayat buysa üstü kalsın" diyenler haklı mı acaba diye düşünüyor insan. Ne acı hayatın sonuna doğru gitmek ve geçmişe iç çekmek.
30 Haziran 2010 günü yazmışım bunları.
Ve bugün görüyorum ki, hiç bir şey değişmemiş.
sevgilim, mart buzul çağı değildi. bu küllükler pis pis mutfakta dururdu. ütüsü bozulurdu kumaş pantolonlarımızın. ellerimiz terlerdi. ellerimiz sigara kokardı. ayakkabımıza taş girerdi.minibüs kaçardı.gittiğimiz her yere bir sürü insan dolardı.çayların kaşığı unutulurdu. çay sabun kokardı. midem bulanırdı. saçlarım eline dolanırdı.saçlarım omzuna dağılırdı. sevgilim, mart saçma bir gecikme içeriğidir.bahanesidir şu anın. külleri saçlarıma karışan sigaraların sonsuz bir hatırı var mıdır?
Ankaradan herkese selam olsun demek istiyorum . çok uzun aradan sonra. Oğlum 14 aylık oldu . Kuzey Eren ismi. Dünyanın en güzel duygusuymuş anne olmak. anlatamam bunu. fırsatım olursa resmini koyarım. eskilere merhaba diyecek kadar çok kalamadığım için kusura bakmayın. iş - ev -oğlum derken inanın fırsatım olmuyor.
Uzun bir aradan sonra ilk kez yazıyorum. Oğlum büyüdü artık anne ben korkuyorum . Anne acıktım diyebiliyor. Büyüdükçe kendine aşık ediyor. Anlatamam öyle güzel ki onunla olmak iş yerinden koşarak gidiyorum akşamları. Kahramanım benim. İyi ki anne olmuşum.
İyi geceler sevgili günlük
Tatildeyiz eşim ve ogluşumla. Keyifli güzel eglenceli geçiyor. Yorucu Ankara günlerinden sonra ilaç gibi geldi.
Eşimin bu seneki tatilimizde eğlenceli ve bol neşeli yanları iyice ortaya çıktı. Ben çok mutluyum. Hele şeker oğlum Denize havuza bayıldı hiç çıkarmasam orda bile uyur. Öyle mutlu ki nazar değmesin. Öyle işte iyiyim keyfim yerinde.