Son Geliş
ömrüm bu sen misin? ...
kara toprak ettin
kırk yılımızın acı kahvesini
çünkü canımın ellerimde akışıyla
dokunduğum an tüm devrana
ayrılığı bile uzak bir sevda oyalıyor
dingin düşlerimi
ömrüm sen benim değilsin
akşama direnen mor ve kızıl bulutlarımın
değilsin...
ayrılığımızındık ikimiz de
senin elin kolun bağlı
benim kısmetim
sen toprağa
ben göğe çocuk
ve ayrılığımızın anısı mıydı bu?
ömrüm...
kestim sızlanışlarımı
güvercinler uçurmak istiyorum
her damlasında gözyaşının
ağlarken gülmeyi öğren diye
adaklar adıyorum rüzgara
kahkahalarla güleceğim aşk tomurcuğum
yalnızca senin için
aklımda tutarak
sararmış gözlerinin akını
hıçkırığımın kalbine
en zamansızca saplanmış...
yıldızlardı harflerim
geceyse sayfamdı
seni yazdım sonsuz uçurumlarımı
samanyolu oldu şiirimin adı
ve her yıldız kayışında ağladım
eksildin mi diye umudundan
sabahı bekleyişimin
gitme nolur
süzgün kalmasın sabahımızın
son gelişi
ve uyanamazsam
yürüdüğümüz kaldırımlara düşen yaprakları topla
benim yerime
yapraklar doysun ellerinin güneşine...
paylaş beni...
asla kapanmayacak yüreğimde
gülüşlerinden artakalan bu boşluk....
Kağan İşçen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.