Suret
uzak kervan gözlüm
neyin yakın ki
uzak imkansızlığından başka
düşkünlüğümün nedeni
güneşten soyunmuşluğum
saçlarımdan akan çile pınarım
karşımda oturuşunun melodisi
kanlı göz aklarımda yanan bu tansık
kirlenmiş
normalce sakıncası
bir cadde kenarında beni unutmuşluğunun
yalnız gezen ne sen ne ben
keşke biz olsaydık
zaman öyle bıraktı ki
büyük kalabalıkların kendinden emin
göğertisini
kendini engelleyememe uçurumuna
çünkü kenar boyluyuz karşımızdakine
karşımızda yamacına imrendiğimiz
dağ suretleri
insan başkasında hep
tanık suretleri arar
duygu gözlü
kendi suretinin suretini
başka sözcüklerden damıtılmış
bir kadın ya da erkek de olabilir
benim için bu sendin
gözleri dört açık bir yara ninnisi
ölümüne yazılmış bir şiir dölü
anla
bakışlarımda battı gemin
sulu göz ara kapın olmak istemiyorum
dışarı çıkman olmalıyım
bir daha içeri hiç girmemen
avuçlarının ayalarına sığmayan özgürlüğün
uyku semenden başlamalıyım sarılmaya
renk tonuna saçlarının
suretin olmasa
kan boyalı bir ev tutardım
hayal dünyama
seni sevmeyi kiralayarak gönlüme
canım kanım pahasına
beni görme yerlerinin civarından
ama kanım iliğim gene de kururdu
yarattığım o kemanlı gerginlikte
sus pus
sen gene farijad dinlerdin
aldırmadan sana bakma ölüşlerime
anlaşılmak da zorlaşırdı
demek giderdin sen gene
hah hah
sanki iyi bir matahmışçasına
Kağan İşçen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yağmuru izleyen çocuklar gibi
şiirlerimle ve şiirlerimde bekliyorum...