bu da yazının son paragrafı...binlerce yazıya başlangıç olabilecek cinsten....
...Anladım ki susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgarlar bile dalgalandırabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar...
Atila, doğru, o çok gürültülü sessizlikler muhteşemdir...
ama bahsettiğim insanın sessiz olmasıydı...zordur sessizlik...her müziğe, güzel olsun olmasın, kapılıvermek, en ufak hüzne yenilmek, çabucak parlamak, çabuk sönmek, çabuk aşık olmak...tüm bunlar keyiflidir, doğaldır belki..ama her rüzgara dalgalanmak gibidir de...
ama ağır olmak ayrı...düşünerek konuşmak, az ve öz aşık olmak, akıl vererek değil de sükunetle insanlara kucak açmak ayrıdır, güzeldir, zordur.
yazdıklarında bende seni doğrularım LACTAMAEON yanlış yazmadıım iyşallah.Susmak dilin durması mıdır sadece?Dil susuyor el resim yapıyo,konuşuyor ama insan bir biçimde konuşuyor oysa mutlak sessizlik,
susmak son zamanlarda en çok yaptığım şey.içimden geldiği gibi davranayım diyorum ve susmayı tercih ediyorum
bence insan susarakta birşeyleri anlatabilmeli...''Ben susayım sen dinle ''diyebileceğim bir kişi olsaydı keşke
yagmurlar yazdı:susmak son zamanlarda en çok yaptığım şey.içimden geldiği gibi davranayım diyorum ve susmayı tercih ediyorum
bence insan susarakta birşeyleri anlatabilmeli...''Ben susayım sen dinle ''diyebileceğim bir kişi olsaydı keşke
o halde sana göre biraz şanslıyım ben. kelimeleri yetiremedigin yerde susmaya devam etmeli.belki ne söyledigini anlayamazlar ama mutlaka sessizliginin sesini duyan olur.bana göre en dikkat çekici sesleniştir.