terk eyleme demleriyle iner sağanak
zaman yutar bütün kavşaklarını ömrün
zaman gibi açım hayatına...
böceklerin sustuğu serinliğin kıyısında
buruk imgeli tortusuyla son yaprakların
kendime uzak bir balkondayım...
sonu olmasa da seviyorum yolları
seni aramanın tadı yok başka yerde
seni bulunca düşünürüz gerisini...
eski eşyalarda kalır kokusu anın
hiç gelmeyecek yazlar yorarken düşleri
yeni umutlar yaratılır odalarda...
halk otobüslerinde ayakta yolcu sayısı
semt pazarlarında kuruluş ve kaldırılış saati
bir aşkın ölçüsü yok...
gece sessizliğinin ciddiyeti bir başka
kabuslarının çığlığı isyanı yüreğinin
bozamaz o samimiyeti...
her an gidiyorum diyerek kalıyorum
aynı ölümle avuttuğum gibi çaresiziliklerimi
bir sevmiyorum diyemiyorum...
bir şarkının yarısını başkasına bırakmak
aynı suyu aynı anda birlikte içmek gibi düşünmeli
böylesine sevip de ayrı yaşayabilmeyi...
kağan işçen...