Günlerin, günlere eklendiği bu günlerde, sen mutluluk peşinde. Kayboldun, belkide bu mutluluklar içerisinde. Günler derin derin sancı verir insan'a, vurdum duymazlıklarla. Akıllarda oynanan oyunların galibi, devamlı zeki insanlardır. Oyun kaldığı yerden oynanmaz, bir kez başlandımı sonu getirilmelidir. Ama ortada ne oyun kaldı, nede akıl almaz sorular. Önemini, anlayamayacak kadar önemsiz olduğunu zannedenler, birgün ümitlerini de kaybederler. Olaylara farklı gözlerle bakar oldum bu zamanlarda, sallanmayan salıncaklarda sallanır oldum. Gözüm görmek isterken, içimden bir ses, görünmezliği nasıl görebilirsin ki? diyor. İçimdeki ses, içten içe kısılıyor. Çevrene her mutlu gözlerle baktığında, yalanın ortasından, sıkılmadığının kanıtıdır. Vurup, duymamazlıktan gelmek nasıl bir duygu? Bu duyguyla yaşamak, ne +'lar getirir insan'a hiç düşündün mü, kendi çapında? Hayat'ta çoğu şey, değerlidir. Değeri kendin belirlersin, kendi içine, dışa vurduğunda satılma duygusunun önüne geçemessin. Korktuklarımızın üzerine, korkularımızla ilerlersek, kaybedek çok şey yaşarız. Zaman devrilmiş bir çınar gibi görünsede, labirentin içinde kendimizi bulamayız. "Ben utandım, gel-git'lerden zamanda, istenmeme duygusu kaplamışken benliğimi, sen vurdum duymazlığın esiri" Her zaman adım bekledin, attığımda ise şaşkın gözlerle izledim. Neyse'leri sevmem bilirsin, ne ise o sana şans getirsin. Bilirim bunu da duymamazlıktan gelirsin, bir özür borcun vardı, şimdi unut gitsin...
Aytaç BAYKARA...
Unut gitsin...
-
- Üye
- Mesajlar: 25
- Kayıt: Salı, Kasım 24, 2009 11:30
- İsim: Aytaç
- Konum: Bursa