Bir düşünce esnasında,
Ben de bilirim susmayı.
Ben de bilirim gitmeyi,
Ölü bir can karşımda..
Ben sustuğumda ,
Dünya da susmaz mı?
Ben öldüğümde
Kimse yaşamaz mı ?
Ben öldüğümde kim ölür.
Kim ki bu kim ?
Bu kim neden ölür ?
Ya ben sustuğumda
Nereye gider konuşmalar..
Çamaşırlarımı atarken makineye,
Cebimde kalmış bir tükenmez kalem.
Ellerimizin buluştuğu yerde,
Mürekkep izi var şimdi.
Söylesene lütfen..
Nerede kalmış ellerin ?
Hangi yalana dokunuyor o beden ?
Sana söylesem mi bunu bilmem;
' Bu mürekkep seni de çizer beni de... '
Sem sus ki söylemesin dilin bana;
' Bu ne biçim hikaye ' tümcesini...
Ayrılık bir susma biçimidir.
Ayrılık bir biçim susmadır.
Susmak insanı ayırır biçimden...
Bu biçim hikayelerde,
Mutlu son yazanın değil,
Yazılanındır..
Biçim ayrılmış ,
Ve suskunluk artmıştır..
Şiir yazılır
Ve şair ölür...
Şair sevgilerle kal der
' Mutlu son yolcusu'na.. '
erhanönder
milattansonra
ikibindokuzuncuonaltıocakcuma
16:37
Yalanlamacalar/3
-
- Üye
- Mesajlar: 26
- Kayıt: Salı, Ağustos 21, 2007 14:41
- İsim: Erhan