I.
öteki:
kendine yeryüzü olacak kadar yalnızdı
ağzı kendine sır küpü öylesine kararsız
sabahları başka odalara yabancı uzanan
anadan doğma aynalarda belli belirsiz...
yatağının ucunda birikir battaniyeleri
uykularında kıvrım kıvrım gözleri fersiz
sıkıntıdan caddelere görgüsüzce düşkün
düşünceli düşlerinde bile değme bahtsız...
II.
ben:
bir şehir kurmak istiyorum birlikte
her kapısı her odası ikimizin elinden çıkmış
birlikte boyayacağımız bahçe çitleri de olmalı
mutlaka...ve mutlaka pencere önü çiçekleri
birlikte sulayacağımız...yalnızım böylesine...
çocukluğumun kışlarında sobayla paylaşırdım
muhabbet kuşlarımla...karşı evin renkli televizyonuyla
ninemin çaydanlığının kaynama sesleriyle...
sabahları buz çiçeklerine tersten dokunarak
sıcaklığın ne olduğunu paylaşırdım...yalnızdım...
III.
ben ve öteki:
hayatımda ve'lerim çoktu ile'lerimse olmadı
veya'larıysa sevdim hep...bir imkan ve bir şans
sonraya bir pay tanıdığı için...o ise duygusunu sakladı
en sevdiği rengi bile söylemeden bozbulanık
o bir gitmekti...hâlâ gidiyor...kendine belki...
ben tekil yalnızım...o çoğul yalnız...
hayatın bir sokağı vardı aklımda hep çoğunlukla yoksul
çocukları özlem dolu...ama edebiyatsız bir paylaşmak da vardı
bu benim ilk iki sokağımdı...o ise üçüncü ve sonraki sokaklarda
hep kendini öncelikli gördü...hep balkonlardan akıl verdi...
ben paylaşarak yalnızdım... o kullanarak yalnız...
kağan işçen...
Yalnızlık İkiye Ayrılır
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana