yapma bunu ban ayaapma fd yani bize
yapma bunu ban ayaapma fd yani bize
arkadaslar bizim fd cumartesi gunleri radikalda spor yazisi yazacakmis ha simdi besikciler iyi yazsin diyorlar ama baska turlu bakin taraftarligi bir kenara birakin bence bazi seyle saglam kalmali ben daha cok onun spor disinda hep yazib cizdiklerini okumak isterdim dusunsenize her hafta sanki bize bir sarki yapmak olurdu tabi daha yazini okumadan siteye ekliyecem ve tam bir sey soyleyemem yazi hakkinda ama zaten muzisyen yonu guzel fdnin bjk tv de gordum zor dayandim yani bir turlu olmustu bam baska biri neise kendi bilir yazsin bakalim ve simdi yazi
Bugün affınıza sığınarak 'merhaba'yı kısa kesmek gerek ne yazık ki...
Durum vahim.
Bu sezon basketbol ligine ezeli rakibi Fenerbahçe ile birlikte renk katan anlam katan, salonlara seyirci, 'praym taym'lara -hem de yıllar sonra- naklen maç yayını, amatör spor ruhuna seyircisinden tüm sporcusuna adrenalin kazandıran Beşiktaş basketbol takımı yok mu olmuş, nedir; bilemedim.
Sordum 'adı değişiyor'demeye çalıştılar titreyerek ve kekeleyerek "Yahu" dedim "Beşiktaş bu, adı mı değişir?"
"Haklısın ama.." anlamında sustular.
***
Ben Barça taraftarıyım aynı zamanda. Tanıdığım en güzel Beşiktaşlılardan sevgili Adnan ağabeyden kibarca gasp ettiğim forma ile resmileştirecek kadar bir sürü sebebim var. Ama bu yazının ilgilendiği kısma gelince; Barça da tıpkı Beşiktaş, Fenerbahçe, Milan ve dünyadan pek çok örnekte olduğu gibi kendi halkının takımıdır. Hatta bunlardan bir ve çok büyük adım önde forma reklamı almayan bir devdir.
Sermaye ya da sponsor düşmanı değilim elbet.
Hiçbir sponsorun sporun büyüsünü sporcunun forma aşkını alınterini satın alamayacağına inanırım. İçten gelen ve tanımsız bir dürtü ile kazanılmış ve yaratılmış değerin saflığına inanırım.
Sponsorun üretip sattığı 'şey'den daha güçlü ve daha hızlıdır amatör spor ruhu.
Onun önüne geçecek hiçbir güç olmamalı diye düşünür belki de avunurum.
Türk milli futbol takımının son dönemlerde uğradığı en büyük kaybın bir sevgi ve samimiyet kaybı olduğuna inanırım.
Cip ve prim gevezeliği yapmayan futbolcuları, aşkla oynayanları yani ve sporcusunu prim ve ciple avutmayan yöneticileri kısaca ve
altmetin: erdemi severim.
***
Yıllar önce Cem Uzan, İnönü Stadı üzerinden yaratmaya çalıştığı gerginliğe hassas ve yaratıcı Beşiktaş taraftarı tarafından hemen ertesi maçtaki pankartla cevap bulmuştu; 'Cem, uzan geliyoruz' çoğuna anlamsız gelebilecek bu cümleye çok anlam yüklemişimdir ben. Hatta Beşiktaş'ı ve taraftarını sevme sebeplerimdendir. Beşiktaş seyircisinin onu farklı kılan karakteridir bu. Takımlarına ve forma aşklarına sahip çıkma duygusudur. 'Siyah ile beyazı' ayıracak bir yazgı tanımaz. Anarşik ve muhaliftir. Erdemden haberdardır. Kulağı deliktir ve tepkimecidir. Gerekli mücadele gücünü aşkında ve içinde yaratır. 'Marka boykotu'nun bu gibi durumlarda en doğal hakkı olacağının da farkındadır.
Beşiktaş'ın herhangi bir branşta adına bir ek, değişiklik, sponsor vs.'yi düşünmek bir suçtur.
Fikretmek ve önermek ağır cezayı gerektirir.
Böyle bir karar üç-beş şaşkın ve ruh özürlü yöneticinin olamaz olsa olsa.
Amatör ruha, ahlaka erdeme, aşka inanan taraflı tarafsız tüm sporseverlerin oy ve gönül birliği ile reddedeceği bir referandum konusudur.
Referanduma inanmayan seçimin sonucuna katlanır.
Erdemsizler ve onların utançları gider.
Beşiktaş kalır...
Üç hece ve sekiz harf...
Bu kadar ve daima...
Bugün affınıza sığınarak 'merhaba'yı kısa kesmek gerek ne yazık ki...
Durum vahim.
Bu sezon basketbol ligine ezeli rakibi Fenerbahçe ile birlikte renk katan anlam katan, salonlara seyirci, 'praym taym'lara -hem de yıllar sonra- naklen maç yayını, amatör spor ruhuna seyircisinden tüm sporcusuna adrenalin kazandıran Beşiktaş basketbol takımı yok mu olmuş, nedir; bilemedim.
Sordum 'adı değişiyor'demeye çalıştılar titreyerek ve kekeleyerek "Yahu" dedim "Beşiktaş bu, adı mı değişir?"
"Haklısın ama.." anlamında sustular.
***
Ben Barça taraftarıyım aynı zamanda. Tanıdığım en güzel Beşiktaşlılardan sevgili Adnan ağabeyden kibarca gasp ettiğim forma ile resmileştirecek kadar bir sürü sebebim var. Ama bu yazının ilgilendiği kısma gelince; Barça da tıpkı Beşiktaş, Fenerbahçe, Milan ve dünyadan pek çok örnekte olduğu gibi kendi halkının takımıdır. Hatta bunlardan bir ve çok büyük adım önde forma reklamı almayan bir devdir.
Sermaye ya da sponsor düşmanı değilim elbet.
Hiçbir sponsorun sporun büyüsünü sporcunun forma aşkını alınterini satın alamayacağına inanırım. İçten gelen ve tanımsız bir dürtü ile kazanılmış ve yaratılmış değerin saflığına inanırım.
Sponsorun üretip sattığı 'şey'den daha güçlü ve daha hızlıdır amatör spor ruhu.
Onun önüne geçecek hiçbir güç olmamalı diye düşünür belki de avunurum.
Türk milli futbol takımının son dönemlerde uğradığı en büyük kaybın bir sevgi ve samimiyet kaybı olduğuna inanırım.
Cip ve prim gevezeliği yapmayan futbolcuları, aşkla oynayanları yani ve sporcusunu prim ve ciple avutmayan yöneticileri kısaca ve
altmetin: erdemi severim.
***
Yıllar önce Cem Uzan, İnönü Stadı üzerinden yaratmaya çalıştığı gerginliğe hassas ve yaratıcı Beşiktaş taraftarı tarafından hemen ertesi maçtaki pankartla cevap bulmuştu; 'Cem, uzan geliyoruz' çoğuna anlamsız gelebilecek bu cümleye çok anlam yüklemişimdir ben. Hatta Beşiktaş'ı ve taraftarını sevme sebeplerimdendir. Beşiktaş seyircisinin onu farklı kılan karakteridir bu. Takımlarına ve forma aşklarına sahip çıkma duygusudur. 'Siyah ile beyazı' ayıracak bir yazgı tanımaz. Anarşik ve muhaliftir. Erdemden haberdardır. Kulağı deliktir ve tepkimecidir. Gerekli mücadele gücünü aşkında ve içinde yaratır. 'Marka boykotu'nun bu gibi durumlarda en doğal hakkı olacağının da farkındadır.
Beşiktaş'ın herhangi bir branşta adına bir ek, değişiklik, sponsor vs.'yi düşünmek bir suçtur.
Fikretmek ve önermek ağır cezayı gerektirir.
Böyle bir karar üç-beş şaşkın ve ruh özürlü yöneticinin olamaz olsa olsa.
Amatör ruha, ahlaka erdeme, aşka inanan taraflı tarafsız tüm sporseverlerin oy ve gönül birliği ile reddedeceği bir referandum konusudur.
Referanduma inanmayan seçimin sonucuna katlanır.
Erdemsizler ve onların utançları gider.
Beşiktaş kalır...
Üç hece ve sekiz harf...
Bu kadar ve daima...
Feridunun zaten bu konularda çok titiz davrandığını biliyoruz.yani hayranlarını hayal kırıklığına uğratmak konusda .beşiktaşa olan sevgiside ortada, yazmayı da seven biri .bu işten kendisi keyif aldığı için yaptığı çok ortada ,bence başarılıda olucak o yüzden sonsuz sevgilerimle birlikte ihtiyacı yok ama başarılar diliyorum.sevgi ile kalınnnnn
-
- Takımdan
- Mesajlar: 200
- Kayıt: Cuma, Şubat 4, 2005 20:21
- İsim: Haldun
- Konum: Antalya
Artık biraz da susalım isterseniz.
Bence bu konularda forumlar açmak, konuşmak hatta açılmış konuları cevaplamak bile gereksiz ama, bırakalım da kendisi içinden nasıl geliyorsa öyle davransın isterseniz. Zaten ismini gerekli gereksiz yerlerde görmek bile beni üzerken, bir de bu konular üzerine forumlar açmak, bu konular üzerine yazıp çizmek yıpratıyor onu ve ona olan sevgimizi. Hatta ben bile susayım daha fazla konuşmayayım Nokta...
hayranlarında en fazla çeken isim feridun düzağaç olsa gerek.sadece onu sevdiğimiz için onun hayatı hakkında karar verme lüksünü görüyoruz kendimizde nedense.sanırım hepimiz onun düşünme eyleminin hakkından iyi geldiğine hemfikirizdir.o halde onun adına düşünmeyelim bence.bir futbolsever olarak tarafsızca söylüyorum ki oldukça da iyi yazıyor.ben kendi adıma devamını bekliyorum ve tebrik ediyorum.
-
- Üye
- Mesajlar: 135
- Kayıt: Çarşamba, Ağustos 3, 2005 21:26
- İsim: bilge
-
- Üye
- Mesajlar: 278
- Kayıt: Salı, Ekim 26, 2004 14:32
- İsim: ali
- Konum: Manisa
neden bukadar tepki gösterdiniz anlayamadım? sonuçta oda bir insan,futbol konusunda kendini yeterli görmüş ve anlatmak istemiş. ona,bırak hayatını yaşama diyemezsiniz ki! bence bize düşen ona saygı duymak..
hem bir futbol sever olarak anlayamadığım bişey daha var; futbolu neden basit bir uğraşmış gibi gösteriyosunuz?
hem bırakında futbolu bir kerde duygusal bir adamdan dinleyelim!!
hem bir futbol sever olarak anlayamadığım bişey daha var; futbolu neden basit bir uğraşmış gibi gösteriyosunuz?
hem bırakında futbolu bir kerde duygusal bir adamdan dinleyelim!!
-
- Takımdan
- Mesajlar: 481
- Kayıt: Cumartesi, Nisan 23, 2005 19:19
- Konum: Eskişehir
arkadaşlar, nasıl eleştirmeye hakkımız olmadığını düşünüyorsunuz anlamıyorum. Bu bir alışveriş, o bize duygularını müzik yoluyla anlatıyor biz de destekliyoruz. Konserlerde ilk eski parçada susan fd çığlıklarını biz doldurmaya çalışıyoruz. motive etmek adına mailler yazıyoruz ona. biz yanındayız diyoruz.
o müziğini yapıyor ve bize dinletiyor "nasıl?beğendiniz mi?" diyor. nasıl hakkımız olmaz eleştirmeye.
halukweb sitesinin onunla yaptığı röportajı bu sitede okudum ben. diyordu ki orada "dinleyicim müziğin dışında duruş,tarz gibi bir şeyler arıyorsa,temiz kalmak istiyorum"...
genel konuştum, eski dinleyicilerini düşünerek konuştum.
yıllardır dinliyorum ben feridun düzağaç'ı. küçücük bir çocuktum onunla tanıştığımda,ama hiç bu tür şeyler yazma ihtiyacı hissetmemiştim. ve inanın bunları yazdığım için çok üzülüyorum...
o müziğini yapıyor ve bize dinletiyor "nasıl?beğendiniz mi?" diyor. nasıl hakkımız olmaz eleştirmeye.
halukweb sitesinin onunla yaptığı röportajı bu sitede okudum ben. diyordu ki orada "dinleyicim müziğin dışında duruş,tarz gibi bir şeyler arıyorsa,temiz kalmak istiyorum"...
genel konuştum, eski dinleyicilerini düşünerek konuştum.
yıllardır dinliyorum ben feridun düzağaç'ı. küçücük bir çocuktum onunla tanıştığımda,ama hiç bu tür şeyler yazma ihtiyacı hissetmemiştim. ve inanın bunları yazdığım için çok üzülüyorum...
-
- Üye
- Mesajlar: 135
- Kayıt: Çarşamba, Ağustos 3, 2005 21:26
- İsim: bilge
Öyle bir konuşulmuş ki bilmeyen Feridun Düzağaç'ın gazetede kaliteli bir spor köşesinde değil de, magazin servisinde falan yazı yazdığını düşünecek...Ya onun yazıları o kadar farklı ki alışılageldik spor yorumlarından... Erdem hakkında,fair play hakkında, futbolda yaşanması istenilen güzellikler hakkında...Yani duruşunu koruyor zaten.