gözlerim denize dalmazdı
sabaha karşı ard arda bilmem kaç rüya
dalga sesleri keserdi sesimi
sabah sabahlığından utanırdı
uyandırdığı için denizin yalan mavisini
lacivert
kalp atışlarıma dokunmaya kıyamazdı
şımarık yunuslar deşerken ufuklarımın önünü
çizgi film çocukları kadar küçük adımlarıma
dolaşırdı saçların
yürümeye hayıflanırdım
kuşkularından arınmış bir geçit töreni olurdu
caddelerin ıssızlığı
ağlamak ilk defa yakışmazdı yüzüme
arıya giderdi sensiz gülmek
eve girmek istemezdim
sen yokken yanımda
kapıyı kapamak...
umutlarımın çoğunluğu isimsiz
ömre değer bir yalnızlığı damıtırken
seni içime alan bakışlarım
kinayeler yorgunu bir kış ürpermesi
yapışır yakama
istanbul küçülür gözümde
dar ve yokuşlu sokaklarında çocuk sesleri duyulmaz olur
erguvan müsveddeleri toplamaktan sıkılır şiirlerim
bütün bitişleri sensizlikte bulur son küfrüm
bütün kötülükleri
bütün yarımları
çıkmazları tanınmaz olunca zaman döngüsünün
körü körüne itaate dönüşür gülümsemek ağaçlara
kaygılı gençliğim en sakin yerinden vurulur
kabullenmekle kar kokulu şaşkınlığını bekleyişlerin
beklemek tetiği çektiği an
yaralı bir arzuya döner kaçış tutkusu
hiçbir yere gidemem
felsefi nedenler uydururum dünyanın küçüklüğüne
aldanırım...
Kağan İşçen
Yaralı Bir Arzu
-
- Takımdan
- Mesajlar: 988
- Kayıt: Cuma, Ağustos 22, 2008 19:59
- İsim: kağan
- Konum: Adana