Ne garip bir oyuncak şu insan! Yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. Kendisine ve çevresine ait hiçbir şeyi bilmez. Bir nevi ıstırap makinesi. İplerini başkaları çeker. Hantal ve şapşal bir robot. Neye sevinir bilinmez. Sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti. Etten bir kafes ve aciz içinde çırpınan bir ruh. Vücut araba akıl arabacı. Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden atlar..
Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden başka kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. Yıldızlara tırmanan merdivenden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öğrendiği şeyleri tekrarlayan uzviyet. Kafanın vecdinden habersiz. Bu sarhoş karnaval alayını yıldızlar, yüzbinlerce yıldız, kayıtsız bakışlarıyla seyre
Buda haklı : Varolmak için yokolmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin. Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk, bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak? Ne olacağını bilen var mı?
Kader hep oynayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekarların...
diyor.[/b]
Yıldızları söndürmüş fırtına..
-
- Takımdan
- Mesajlar: 445
- Kayıt: Salı, Eylül 7, 2004 22:49
- İsim: Hakan
-
- Takımdan
- Mesajlar: 535
- Kayıt: Cuma, Haziran 11, 2004 13:10
- Konum: Kocaeli
-
- Takımdan
- Mesajlar: 445
- Kayıt: Salı, Eylül 7, 2004 22:49
- İsim: Hakan