eylül bindokuzyüzseksendört / eylül ikibindokuz...
milattan sonra
ikibindokuz defa yirmiiki eylül günü görmüştür yeryüzü
ve bunların bindokuzyüzseksendördüncüsüne denk gelir
bu nevi şahsına münhasırın doğum yıldönümü...
- ve küçük selçuk dünyaya geldi ;
adını o zamanlar çok revaçta olan fenerbahçeli futbolcu
selçuk yula ' nın etkisiyle aldığı bilinmekle beraber
kendisi bu ismi kendisine uygun gören babacığının
-ki babası da bir fenerbahçeli değildir ,
koyduğu ismin çok aksi istikametinde
tam bir galatsaray ' lı olmuştur...
bu konulara çok sonraları değinebiliriz
ya da değinmeyebiliriz
bu kısmı açık bırakıyorum...
kendimle konuşmalar...
hoşgeldin dünyaya selçuk ...
hoşbulduk
birazcık da boş bulduk
sanıyorduk ki oysa
anne karnı sıcağında
sımsıcak bir dünya bizi karşılayacak
hayal kırıklığına uğramış gibisin !
bambaşka bir dünya hayal etmiştim
göbek bağım göbeğimdeki çukuru bende hatıra bırakarak
koparılmadan önce
nasıl bir dünya mesela ?
savaşların olmadığı
çocukların ölmediği
sevgilerin gerçek ve çıkarsız...
şişşşş...
böyle bir dünya olabilir miydi sence?
cümlemi bitirmeme izin verebilirdin !
saygısızlık ettim lütfen devam et...
büyüdükçe ,
hissizleştikçe anlıyorum bunun imkansızlığını
ve kendimi tarih öncesi çağlardan gelmiş
bir yaratık gibi hissediyorum çoğu zaman
bunca karmaşanın
keşmekeşin içerisinde
nasıl bir karmaşa hali bu ?
sevginin sonsuzluğuna inanan bir insanım
ya da öyleydim
ozon tabakası delinmeye başlamadan çok evveli
bu karmaşık cümleler karmaşık olduğunu söylediğin ruh halinle mi alakalı ?
edebiyatı severim küçüklüğümden beri
ve yazmayı
cümlenin içinde ki istiareleri
sanırım birçoğu
yaşadıklarımın ya da
yaşayamadıklarımın
hepsi
bununla alakalı...
aşklarından bahset bize...
aşk ; tabiatın bize sunduğu en büyük armağan
aşkı aşk gibi yaşayabiliyorsan
herkes de farklı tarifi vardır aşkın
ben uyuşturucuya benzetirim gerçek aşkı
yavaş yavaş bulaşmaya başlar
insanın vücuduna
ve insan vücudu direncini kaybeder
bu müthiş duygu seli karşısında...
çoğu kere bırakıp kaçmak ister insan
aşka karşı gelebileceğini sanarak
ama dedim ya
bütün vücut direncini kaybetmiştir
her gün daha fazlasını isteyerek
daha fazla kapılarak
ve birgün gelir altın bir vuruşla son bulur her aşk...
kaç kere aşık oldun ?
matematikle oldum olası iyi değildir aram
yazıların arasında bir rakam görsem çıldırırım
bütün yazının akışı kaybolmuş gibi görünür gözlerime
bu yüzden rakam veremeyeceğim
çünkü her yaşadığınızı sandığınız aşk
bir önceki aşk sandıklarınızı yalanlar
ve en gerçek olduğunu düşündürür
oysa ben bir masal kahramanı seviyorum
hiçbir zaman gelmeyeceğini bilerek...
masal kahramanı mı ?
bu kısmının fazla kurcalanmaması gerektiğini düşünüyorum...
oysa bir açıklama bekliyorduk sizden selçuk ?
açıklama istiyorsunuz...
pekala bu gece hiçbirşeyin üstü kapalı kalmasın
dökelim eteklerimizde ki taşları
sen selçuk
ben selçuk
anlatalım birbirimize beklenilen ama hiç gelmeyen kahramanımızı...
öyle bir kahraman ki bu gözlerinde parıldayan ışıkla
iç dünyamızı aydınlatmaya gelecek
bir gece ansızın - ne kadar yürekten çağırdığımızı duyarak - ,
ve çekip çıkaracak her ikimizi de
içine düştüğümüz -ya da düştüğümüzü sandığımız bu karanlıktan...
saçlarının rengi umurumuzda olmayacak
dünyanın en güzel kadını olmayacak belki
ama gözlerimiz gözlerinde gerçeği görecek
gerçek aşkı...
ulaşılıp yitirilen...
yani belli başlı bir kahraman değil beklediğiniz ?
evet ;
ama birgün geleceğini bildiğimiz...
hayatta ki en büyük başarınız
ya da başarılarınızı anlatın biraz da...
işin o kısmı şaibeli
aslında oynadığımız hayat oyununu
sonuna kadar oynayabilmek bence en büyük başarı
- belki de hayattahiçbirşeyibaşaramamışgillerin kendilerini teselli cümleleridir bunlar-
herkes kendi rolünü kendisi seçemiyor bazen ,
bu büyük tiyatroda ...
önünde , arkanda , sağında , solunda
seni bir o yana bir bu yana çekiştiren insanlar oluyor
ve buna karşı koyacak gücü çoğu zaman bulamıyorsun kendinde...
başarı eşit değildir ve büyüktür selçuk ' tan diyebilirmiyiz o halde ?
sanırım diyebiliriz
hiç sevmediğim matematiksel bir tabirle...
amaçların neler peki ?
dünyayı değiştirmeye çalışmanın
anlamsız ve saçma olduğunu düşünüyorum
kendimi değiştirmek bu saatten sonra imkansız
sadece onurlu bir insan olarak ölebilmeyi istiyorum
kimseye zararım dokunmadan
bütün bunların dışında
ne kariyer ne de yükselmek gibi planlarım yok
plan yapmanın anlamsız olduğu düşüncesindeyim
istanbul ' da yaşıyorum
ve memleketimin suç oranı en yüksek semtinde
bugünümü planlayarak yarın herhangi birgün
ölebileceğim ihtimali üzerine yaşamak istemiyorum...
carpe diem diyorsun ?
hayır demiyorum
Türkçe ' yi seviyorum...
yaşamaktan korkuyor gibisin...
korkuları olmalı insanın
çok cesur olursa
başı çok derde girer
beladan uzak bir yaşam seçiyorum
ama bela seni hep buluyor
sanırım bela mıknatısıyım
paranoyak bir ruh hali
kime zararı var kendimden başka
bana da zararın var
sen kimsin ?
tanımadın mı
aynadaki suretin
en son baktığında tanımakda zorluk çektiğin
tek istediğim biraz ışık
- al şu çakmağı
sigara içmiyorum
biraz alkolüm var kötü alışkanlığım
onunda sınırını biliyorum
zaten hep bilirsin
ama neyi ?
duracağın noktayı
bir noktada öyle sabit durursun
sana dokunmayan yılanlar kaç bin yıl yaşasalar umurunda değil
kırıcı oluyorsun...
aynaya bak son kez
ve ben müsadenizle
sizi sizinle başbaşa bırakıyorum
bütün selçuk ' lar
milyonlarcaya bölünmüş bütün selçuk -cuk- lar...
özümüze dönelim
özümüz neresidir ?
istikbal-i kıblemiz ?
hangi yöne dönsek de arındırsak kendimizi
yılarca birikmiş günahlarımızdan
günahlara inanır mısın ?
inanırdım milattan çok önceleri
gözlerimin içine bakıla bakıla
onlarca günah işlendi ki
hiçbir güç müdahale etmedi...
hiç sebepsiz düşünüyorum
bütün memleket meselelerini
kurtaramayacaksın memleketi !
kendimizi kurtarsak yeter di
işte yine banadokunmayanyılanbinyılyaşasındiyengillere yakışır bir cümle
kendimizi kurtarmak
nereden ve nasıl ?
biz milyonlarca taneyiz
hangi birimize gücümüz yeter
hangi birimiz bir diğerimize yardım eder
bu kadar ben diyen insan varken...
konuyu dağıtmayalım
hikayeye uygun bir son paragraf istiyoruz !
kimler olarak istiyorsunuz ?
bugüne kadar içinde parçaladığın
milyonlarca selçuk olarak ,
haklı olarak , hakkımızı istiyoruz
ben de çok isterdim...
neyi ?
toplumun bir parçası olmayı
konumuzla ne alakası var ?
olamadığım bütün selçuk ' lar
sizden istiyorlar bunu
olabildiğim kadarından...
hangi birinize yetsem
milyonlarca taneyim...
gelin hep beraber
bu karmaşaya bir SON verelim...
selçuk aydın
yirmibeş (deneme)
-
- Takımdan
- Mesajlar: 274
- Kayıt: Pazar, Temmuz 30, 2006 09:26
- İsim: Selçuk
- Konum: İstanbul
-
- Üye
- Mesajlar: 98
- Kayıt: Salı, Nisan 24, 2007 18:34
- İsim: Tayfun
- Konum: Bursa
Re: yirmibeş (deneme)
ii, yetenek var, ama merak ettim, belli, bunları yazmak için oturup bişeyler toplamışsın gördüğün günlerden, geçmişinden. zor olmadı mı bir anda dökülmek yazıya? ben yazarken karanlığa fazla kaçınca,ağır basınca, boğuluyorum kendi yazdıklarımda. of puf edip bırakıyorum, yazmaya devam etmek istemiyorum. kimsenin umrunda değil çünkü, senin gördüklerin, göremediklerin, umut ettiklerin... şöyle düşünüyorum, bir vecize var hani, ünlü biri söylemiş; "Okyanusta gördüğün rüzgarlar kimsenin umrunda değildir, insanlar gemiyi kıyıya sağ salim getirip getiremediğine bakarlar." Ki söyleyen haklı, yaşayıp görmüş biri olarak söylüyorum, soruyorum hani.
-
- Takımdan
- Mesajlar: 274
- Kayıt: Pazar, Temmuz 30, 2006 09:26
- İsim: Selçuk
- Konum: İstanbul
Re: yirmibeş (deneme)
okuduğunuz yazı 15-20 dakikada içimden gelerek yazdıklarımdan ibaret ben yazarken düşünmüyorum kimse beğenecek mi ya da beğenmezlerse boşa mı gidecek diye... içimden geldiği için yazıyorum , içimden gelmediği zamanlarda da yazmamayı tercih ediyorum...bunca güzel şiirin , yazının arasında benim yazdıklarımın zaten önemi olmasını bekleyemem... bir insan yazarken en çok kendisini önemsemeli , sonrası ise şahsen benim umurumda değil
-
- Takımdan
- Mesajlar: 1754
- Kayıt: Salı, Şubat 12, 2008 17:06
- İsim: SERAP
- Konum: Trabzon
Re: yirmibeş (deneme)
Diğer şiirlerin gibi güzel olmuş Selçuk ama bu biraz daha farklı diğerlerinden, hikaye tadında ve biraz da espirili okunaksı bir şiir.Açıkcası ben çok beğendim farklı birşey olmuş yani...Yüreğine sağlık olsun!..
Yazmak konusuna gelince yazmaktan ziyade önemli olan; burada yazdıklarımızı paylaşma değil mi? Bence öyle!..Okunuyor okunmuyor, beğeniliyor beğenilmiyor düşüncesinin ne önemi var.Paylaşıyor muyum paylaşmaya cesaret ediyor muyum işte asıl önemli olan bu!..O halde daha nice güzel şiirlerini paylaşman dileğiyle, tekrar yüreğine sağlık olsun...
Yazmak konusuna gelince yazmaktan ziyade önemli olan; burada yazdıklarımızı paylaşma değil mi? Bence öyle!..Okunuyor okunmuyor, beğeniliyor beğenilmiyor düşüncesinin ne önemi var.Paylaşıyor muyum paylaşmaya cesaret ediyor muyum işte asıl önemli olan bu!..O halde daha nice güzel şiirlerini paylaşman dileğiyle, tekrar yüreğine sağlık olsun...
-
- Üye
- Mesajlar: 122
- Kayıt: Salı, Aralık 16, 2008 15:27
- İsim: said
- Konum: İstanbul
Re: yirmibeş (deneme)
gönlüne sağlık çok hoşdu...
-
- Üye
- Mesajlar: 98
- Kayıt: Salı, Nisan 24, 2007 18:34
- İsim: Tayfun
- Konum: Bursa
Re: yirmibeş (deneme)
haklısınız. hala büyüyememişim galiba. hala 'kimse umursayacak mı' diye düşünüyorum. bu konuda o kadar takılmamam gerektiğini bir kez daha anladım. teşekkürler. ve yüreğinize sağlık.
-
- Takımdan
- Mesajlar: 274
- Kayıt: Pazar, Temmuz 30, 2006 09:26
- İsim: Selçuk
- Konum: İstanbul
Re: yirmibeş (deneme)
sizlerin de yüreğinize sağlık...